M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Yumurtalı Demokrasi

Yumurtalı Demokrasi

“Türkiye hızla demokratikleşiyor” diyorlar ya!

Bence bu ifade çok hafif kalıyor!

“Hız” ifadesi, demokratikleşmedeki baş döndürücü sür’atin yanında çok yavaş bir tanımlama!

Üniversitede yaşanan yumurtalı eylemler bunun ıspatı.

Bizler öğrenci iken kahvaltılarımızda zor bulduğumuz yumurta, şimdiki öğrenciler tarafından kolilerle konuşmacılara servis ediliyor!..

Yumurtanın bolluğuna, öğrencilerin bonkörlüğüne, Ülkenin gelişmişliğine bakın!

***

Ne olmuş peki?

Salona toplanmış yüzlerce insan konuşmacıları dinlemek için beklerken, aynı salona gelen veya getirilen başka kişiler de konuşmacıları dinlememek, hatta konuşturmamak için vaziyet almışlar.

Daha konuşma başlarken eylem başlıyor.

Bir grup öğrenci önce sözle fikirlerini söylüyor.

Tamam diyorsunuz, işte “demokrasi” bu!

Gençler, hiçbir baskı ve engellemeyle karşılaşmadan fikirlerini açıkça dile getirebiliyorlar, ne güzel!.

Sanıyorsunuz ki, gençler sözlerini bitirecek.

Ardından da konuşmacılar fikirlerini söyleyecekler.

Belki de, karşı fikirle onlara cevap verecekler!

Ama hiç de böyle olmuyor.

Gençler, fikirle protesto eylemini, konuşmacıyı susturma eylemine dönüştürerek “salondan defol” nidalarıyla misafirlerini kovmaya başlıyorlar!..

Konuşmacıları davet eden kendileri değil miydi, diye şaşırıyorsunuz?!

İnsan evine çağırdığı misafirini kovar mı?

Hızla demokratikleşen Türkiye’ye bu kadarı fazla galiba diye düşünürken bir başka şok olay daha yaşanıyor.

Konuşmacının üzerine yağmur gibi tam isabet yumurta yağmaya başlıyor.

Bir-iki,üç yumurta değil, onlarca!

Muhtemel ki, özel güvenlik ve idarecilerin bilgisi dahilinde özel olarak getirilip salona alınan bir-kaç koli yumurta kürsüye ustaca boca ediliyor!

İşte diyorsunuz, baş döndürücü hızla gelişen demokratikleşmenin varacağı yer “yumurtalı demokrasi”dir

Böyle bir anlayışı savunmak ve gençleri mazur görmek asla mümkün değil.

Bu yaşanan olaylarda, ne fikir hürriyeti var, ne insana saygı, ne de akademik özgürlük!

Bu apaçık bir komplo, bas-bas bağıran bir provokasyondur.

Bu fiili işleyen öğrenciler kadar, onlara bu ortamı oluşturan ve olaylara adeta çanak tutan fakülte yönetiminin de suçu var!..

***

Peki, konuşmacıların hiç mi suçu yok?

Hiç tereddütsüz evet, onların da bunda payı var!.

Her ikisi de (S.Batum ve B.Kuzu), Üniversitenin içinde yıllarını geçirmiş deneyimli hocalar.

Hadi diyelim ki, bu olaylar siyaseten Batum’un işine gelir.

Ya Kuzu’ya ne demeli?

Birkaç gündür yaşanan gerginlikleri ve yükselen öğrenci öfkesini bile bile böyle bir toplantıya katılmak, hangi aklın işidir?!

Hele hele bu toplantı SBF gibi çok daha hassas bir fakültede yapılıyorsa!

YÖK Başkanı’nın da dediği gibi, siyasiler bu tür toplantılardan bir süre uzak durmalıdır.

Aksi halde, seçimlere gidilirken daha vahim olaylar yaşanabilir ve bunlar tüm yurt sathına yayılabilir.

Karanlık güçler için de bu, bulunmaz fırsattır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi