Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Yaygın anne baba hataları

Yaygın anne baba hataları

Senden adam olmaz: Ailenin çocuğa sürekli senden adam olmaz, senin kafan basmaz, sen zaten hiçbir şey beceremezsin türünden eleştirilerde bulunması çocuğun benlik saygısını düşürür ve aile bireyleriyle arasına demirden zırhlar örer. Çocuk korkar, kendini demir bir kozaya hapseder, dış dünyadan uzak kalmaya çalışır... Aile çocuğun dünyasında önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla onların kendisiyle ilgili ne düşündüğü ne hissetiği çocuğu derinden etkiler. Sürekli sen adam olmazsın iletisiyle karşılaşan çocuk bir zaman sonra güven duygusunu yitirir ve gerçekten adam olamayacağına inanır. Bunun yerine, "oğlum sana güveniyorum, senin başarını takdir ediyorum" demek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ebeveyninin kendisine güvendiğini hisseden çocuğun aynı şekilde güven duygusu gelişecek ve çocuk sağlıklı ve başarılı olacaktır. Atalarımız bir adama kırk kere aptalsın desen adam gerçekten aptal olur demişler, gerçekten insan çevresinden duyduğu ve gördüğü şeylerle besleniyor.

Arkadaşın senden daha başarılı: Başkalarıyla mukayese edilen çocuğun güven duygusu sarsılır, kendini yeteneksiz ve başarısız hisseder. Çünkü her çocuk kendine özgüdür ve her çocuğun kendine ait yetenekleri kişisel becerileri vardır. Kimileri okuduğunu bir kerede anlar kimileri birkaç kerede anlar. Kimileri matematiğe daha yatkındır kimileri resim yapmayı sever. Anne babalar ise, çocuğunu her zaman idealize ettikleri çocukla mukayese ederler. Ve ona sürekli sen niye Ahmet gibi değilsin Ahmet'in notları hep beş derler. Oysa o Ali'dir ve Ali Ahmet'ten farklıdır. Ebeveynler çocuğun kendine özgü farklılıklarının olduğunu bilmeli ve onu başkalarıyla mukayese etmemelidirler. Aksi takdirde başkalarıyla kıyaslanan çocuk, rekabet duygusuyla hareket eder, kendisiyle kıyaslanan arkadaşını kıskanır, sürekli korku ve tedirginlik yaşar.

Yanlış cezalandırmak: Ceza bazı yerlerde gerekli olabilir ancak bu hiçbir zaman çocuğu rencide edecek onun duygularını zedeleyecek şekilde olmamalıdır. Her şeyden önce çocuğa ceza verirken onun tasvip etmediğimiz davranışı değiştirmesini ve yaptığı hatadan vazgeçmesini hedefleriz. Bu nedenle ceza, şiddet içermemeli, sadece çocuk sevdiği bir şeyden geçici bir süreliğine mahrum bırakmalıdır. Ayrıca cezanın niçin verildiği ifade edilmeli ve ceza yapılan olumsuz davranışın hemen akabinde verilmelidir. Çocuğa şiddet uygulamak, hakaret etmek, rencide edici ifadeler kullanmak, arkadaşlarının yanında mahçup etmek ceza olmaktan çıkar ve şiddete dönüşür.

Kendi yapmadığını çocuktan beklemek: Biz erişkinler, birisi bir tavsiyede bulunduğunda öncelikle buna kendisinin uyup uymadığına bakarız. Eğer söylediğinin aksini yapıyorsa, pek ehemmiyet vermeyiz. Kişinin söylediği şeyi önce kendisinin dikkate almasını bekleriz. Çocukların bu konudaki hassasiyeti ise, daha barizdir. Eğer, komşu kapıyı çaldığında çocuğunuza annem evde yok dedirtiyorsanız, oğlum yalan konuşma demenizin bir anlamı yoktur. Kendiniz dişlerinizi fırçalamıyorsanız, vaktinde yatmıyor, işlerinizi erteliyorsanız, çocuktan düzenli olmasını bekleyemezsiniz. Bu durumda çocuk bu çelişkiyi görecek ve size, sen neden yapmıyorsun? Diyecektir. Çünkü onun dünyasında siz mükemmel bir insansınız, eleştirilemezsiniz, doğru davranırsınız. Söylediğinizin aksini yaptığınızda ise, çocuğun dünyasındaki anne baba yıkılır, bunun sonucunda da, anlattıklarınız cılız kalır ve çocuk sizi ciddiye almaz. Böyle bir hataya düşmemek için, çocuğa doğru örnek olmak ve söylediklerimizi öncelikle kendi hayatımızda yaşamak esastır diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi