Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Medine’den Saraybosna’ya esintiler

Medine’den Saraybosna’ya esintiler

Düzenleyicileri arasında Bağcılar Belediyesi’nin de bulunduğu Uluslararası Medya Sempozyumu’nu izlemek için Holiday Inn Airport Oteli’ne gittik ve orada karşılaştığımız ilginç simalardan birisi olan Fahira Fejziç Cengic hanımefendi ile tanıştık. Gayet zarife, nüktedan ve entelektüeldi. Daha sonra Dolmabahçe Sarayı’na gidişte Bakırköy Marinası’ndan kalkan ve misafirleri taşıyan gemide kızı da yanında bulunuyordu. Sempozyum boyunca önceleri ön sıralarda görünce kılık kıyafeti dikkatimi çekmişti. Gerçekten de farklıydı. Mesture yani kapalı bir kıyafet giymişti ama kıyafetini zerafeti tamamlıyordu. Sonra katılımcılar listesinde Bosnalı bir hanımın da adını görünce bahse konu hanımın bu hanım olduğunu tahmin ettim. Tahminlerimde de yanılmamışım. Sırası gelip konuşmaya başlayınca da hakka’l yakin surette kendisinin mahut tebliğci konuşmacı olduğunu gördüm.
Lakin sürprizler bitmiyordu. Tebliğini İngilizce sundu ve tebliğ gayet akıcıydı. Sonrasında sohbet ettiğimizde sadece birkaç gramer hatası olabileceğine dikkat çekti. Bu denli de tedbirliydi. Lakin asıl şaşkınlığımız konuşması bittikten sonra soru cevap faslında sorulan sorulara Türkçe karşılık vermesi oldu. Kırık dökük değil belki ama elbette aksanlı ve zorlanarak konuşuyordu. Sonra Türkçe bilmesinin sırrını da öğrendik. Bosna-Hersek savaşı sırasında yani 1994 ve onu izleyen yıllarda iki yıl fasılasız Türkiye’de kalmış ve halen de alakasını kesmemiş. Bazı münasebetlerle ülkemize geliyormuş. Konuşmasında Balkan basınına temas etti ve ABD’nin Saddam’ı Kuveyt’ten çıkarması yani Irak’a saldırısı sırasında CNN’in misyonuna temas etti. CNN bu savaşta ve Bosna krizinde basının gözdesi olmuştu. Esasında 1991 yılının embedded yani maiyet kanalı CNN olmuştu. Sonra çaptan düştü. Bilahare Fox karşısında mevzii kaybetti ve zaman zaman Ted Turner, oğul Bush’un politikalarını eleştirdi de. Fahire Hanıma göre, Saraybosna kuşatması sırasında da CNN’in bazı yararlılıkları olmuş.
¥
Yeni dönemde de özellikle Gazze Savaşı’nın kahramanı El Cezire oldu ve şimdi bu kanal Türkiye ile birlikte Bosna-Hersek’e uzanıyor. Fahire Hanıma göre bazı faydaları olacaktır. Lakin yine de temkinli konuşuyor.
Fahire Hanımın kendisine güveni ve medeni cesareti bana Medineli kadınları hatırlattı. Daha doğrusu Fahire Hanım, Boşnak kadın modelini temsil ediyor. Boşnakların kadın erkek münasebetleri konusunda genellikle rahat davrandıkları ve eski tabirle meşreplerinin geniş olduğu söylenir. Bu teşhis veya tespit isabetli midir, tartışılabilir. Lakin Bosnalı kadınların Medineli kadınlarla aynı damardan olduğunu söyleyebiliriz. Şehirli ve zarifler. Kendilerini ifade etmesini biliyorlar. Bu açıdan Said’li (Yukarı Mısır) veya Beluci kadın modellerinden ayrılırlar. Veya karşı modeli temsil ediyorlar.
Medineli hemcinsleri de Mekkeli kadınlardan ayrılıyorlardı. Peygamberimiz bu farklılıklarını övmüştür. ‘Medineli kadınlara helal olsun! Utanma ve sıkılma duyguları dinlerini öğrenmelerine engel olmuyor’ mealinde bir ifade buyurmuşlardır. Ensar kadınları farklı bir model ve Peygamberimiz bu kadın modelini övüyor. Pasif değil katkı sunan bir kadın tiplemesi. Elbette bir adap dairesinde. Dolayısıyla Boşnak kadınları da aynı damarı temsil ediyorlar ve aynı dalga boyunda yürüyorlar. İnisiyatif alabiliyorlar. Hadisten anladığımız kadarıyla, demek ki huy olarak yani cibilli haya ile şer’i haya arasında bazı farklar var. Bazen haya/utanma duygusu şer’i şerifin genişliğinden daha dar kalabiliyor. Erkekler de bazen bildikleri halde imamete geçemez veya sesi güzel ve makamı olduğu hale ezan okuyamaz. Medeni cesareti zayıftır. Halbuki, dunlarının bulunduğu ortamda kendisini ifade edebilmelidir. Demek ki bu tarz utanma şer’i değil bilakis şer’i ölçülere zaittir. Fıtri haya elbette ki fazlasıyla birlikte makbul ve güzel olmakla birlikte içtimai vazifelerin önüne geçmemeli ve bu noktada ona bağlı kalmak da gerekmez. Sözgelimi Hazreti Yahya, hasur yani afif ve kadından kaçan bir tabiata haiz ve bu vasfıyla Kur’an’ın methine mazhar ve medar olmakla birlikte Hazreti Peygamberimiz de dünyada kendisine sevdirilenlerden birisinin kadın olduğunu söylemiştir. Ona da bunu sevdiren Allah’tır ve dolayısıyla mezmum bir tarafı yoktur. Yergiye konu edilemez. Kısaca, Medine rüzgarları Bosna cihetine esiyor.
¥
Bir röportaj vesilesiyle konuştuğumuzda bana Bosna’yı görüp görmediğimi sordu. Görmediğimi söyleyince, Mevlana hikâyelerindeki gramerci veya gramer üstadı gibi bir garipsedi ve bu cevabı hafif buldu. Sanki yarı ömrümü beyhude geçirmiş gibi hissettim. Ben de en yakın fırsatta bunu telafi edeceğime dair söz vererek bu vartadan kurtuldum. O zaman teskin oldu. Kendisi iletişim uzmanı ve vaktiyle Ljiljan gazetesinde makaleler yazmış. Akademik tarafı da var. Sahasında birkaç kitabı bulunuyor. Nasip olursa, devamını da yarın anlatalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi