27 Nisan’dan 17 Aralık’a

27 Nisan’dan 17 Aralık’a

Bu Maliye Bakanlığı nelere kadirmiş meğerse...27 Nisan 2007’deki muhtıraya “Genelkurmay’dan çok sert açıklama” manşeti atanlar, günlerce “Muhtıra şık olmadı ama siviller de akıllı olmadı” diyerek destek olanlar, koskoca Genelkurmay’ın 17 Aralık bildirisini çift sütuna sıkıştırmışlar.

Ben komutan olsam, bu “dönek”lere çok kızardım. Askerin muhtırasına vergi cezasına bağlı destek vermek veya vermemek olur mu?

Ya da Türkiye’nin laik rejimi veya birlik bütünlüğü bazı medya gruplarının mali durumlarına göre tehlikeye giriyor veya girmiyor?

Kapılarına “Bizim patron şu ara kendi derdiyle meşgul, Türkiye’nin geleceği ile çok ilgilenmiyor” veya “Müessesemiz tadilat nedeniyle bildiriye kapalıdır” yazsalar daha iyi.

Yoksa kafayı duvara vura vura akıllandılar mı
dersiniz? Yav, bu muhtıralar geldikçe AK Parti daha da güçleniyor diyerek zoraki demokrat kesilmiş olabilirler. En sıkıntılı durum ise karargah açısından.

27 Nisan’da bir muhatapları vardı, şimdi üstüne alınan, cevap veren yok.

Sanki suya yazılmış yazı.

Hükümet ağzını açmıyor, Meclis Başkanı oralı değil, CHP dün kurultay yaptı. Genel Başkanı ağzını açıp tek kelime etmedi.

Bildiri yazdıkça, güçleri, itibarları azalıyor.

Kendi Heron’unu düşürmekten bahseden subayları hakkında ağzını açmayan, şehit askerlerin ölümündeki ihmal iddiaları konusunda sus pus olan bir komuta kademesinin “memleket bölünüyor” iddiasını kimse ciddiye almıyor ne yazık ki...

27 Nisan’dan bu yana köprünün altından çok sular aktı. Türkiye bambaşka bir noktaya geldi.

Bildiricilerin artık bu gerçeği görmesi gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi