Mehmet Talu

Mehmet Talu

Bir âlimin ölümü, bir âlemin ölümüdür 3

Bir âlimin ölümü, bir âlemin ölümüdür 3

Bir süreden beri yaşlılığa bağlı rahatsızlığı nedeniyle evinde tedavi görmekte olan Muhammet Halis Hocaefendi 93 yaşında iken 21 Ocak 2011 tarihinde öğle saatlerinde solunum yetmezliğine bağlı kalp krizi nedeniyle vefat etti. Emek Hocaefendi için 22 Ocak 2011 tarihinde Lalapaşa Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Hocaefendi'nin naaşı Asri Mezarlıkta toprağa verilerek rahmeti ilahiyeye tevdi olundu. Hoca Efendimize ALLAH Teâlâ'dan rahmet, geride kalan kederli ailesine, tüm Müslümanlara ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

Ebû Derda (R.A.)'dan rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Âlimin ölümü, yarası sarılamaz bir musibettir. Alimin ölümü, dinde öyle bir gedik açar ki, zamanın ilerlemesi o açığı kapayamaz. Alimin ölümü, gök kubbesinden bir yıldızın kaymasıdır. Bir topluluğun ölümü, bir âlimin ölümünden daha hafiftir." buyurdu.

Evet bir büyüğü, bir âlimi ebedî âleme uğurladık. Üzgünüz. Çünkü âlimlerin yağmur gibi olduğunu, onlar yaşadıkça yeryüzünde rahmetin kesilmeyeceğini, onlarla yeryüzünün hayat bulduğunu, onlardan birinin ölümüyle yeryüzünün bir parçasının eksileceğini biliyoruz. Sen de onlardandın. Bir yıldız, bizi aydınlatan bir kandildin. Ve yine biliyoruz ki, bir alimin ölümü İblis için, yetmiş âbidin ölümünden daha sevimlidir.

Evet o, gerçekten bir alimdi; toplumu aydınlatan, ilmiyle âmil bir alim. 1975'den beri O'nu hep böyle bildim. Okuyan, yaşayan, etrafına faydalı olmaya çalışan ve kelimenin tam anlamıyla bir "hizmet insanı"ydı.

ALLAH Teâlâ'ya, O'nun istediği şekilde şeksiz şüphesiz iman edenlerin başı sağ olsun! Amin.

Bu vesile ile dinimizin ilme verdiği değeri ve önemi kısaca belirtelim.

Aydınlık karanlığı, Hak batılı, iman küfrü nasıl yok ediyorsa; bunun gibi gerçek ilim de cehaleti öylece yok eder. İlmin olduğu yerde cehalet mikropları barınamaz.

İşte bunun içindir ki yüce dinimiz İslam, ilme ve ilim tahsiline büyük önem vererek insanın ilim öğrenmesi için gerekli bütün yolları açık tutmuştur. İlim öğrenmek için, zaman, mekân, yaş sınırı koymamıştır. Erkek ve kadın herkese beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi farz kılmıştır. Kişinin hayatının her aşamasında ve her safhasında ilimden asla kopmamasını istemiştir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimize gelen ilk vahiy:

"Oku! Yaradan Rabbi'nin adıyla. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı. Oku! Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir ki O, kalemle yazı yazmayı öğretendir, insana bilmediğini O öğretti." ayet-i kerimeleridir.

İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem (A.S.)'den günümüze kadar insanlık tarihini incelediğimiz zaman görürüz ki, meydana gelen felaketlerin ve huzursuzlukların kaynağını genelde cehalet teşkil etmiştir. Cehalet, karanlıkların en korkuncudur.

Cehalet insanı, insanlık meziyetlerinden uzaklaştırır. İnsanlık şeref ve haysiyetini yok eder. ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:

"ALLAH Teâlâ, adaleti ayakta tutarak delilleriyle şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de bunu ikrar etmişlerdir. Evet mutlak güç ve hikmet sahibi ALLAH Teâlâ'dan başka ilâh yoktur."

ALLAH Teâlâ, zatıyla başlıyor, ikinci olarak melekleri, üçüncü sırada da ilim sahiplerini zikrediyor. Şeref, üstünlük, değer ve asalet olarak bu, onlara yeter.

"...Eğer bilmiyorsanız, ehli zikir yani bilenlere sorun."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi