Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Beklediğimiz Peygamber Varisleri

Beklediğimiz Peygamber Varisleri

Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (s.a.v) kadar gelen peygamberler bugün tüm tazelikleriyle insanları irşad etmekte, Allah’la barıştırmanın mücadelesini vermektedirler.

Gerek hayatları ve gerekse temiz sicilleri ile Rabbi ile irtibatı kopma noktasına gelmiş veya kopmuş olan insanları tebliğ ve davetleriyle hakka çağıran bu güzel insanlar ücretsiz gönül erleridir. Ücretleri Rabbimize aittir. Rabbimiz tarafından açıklanan bu gönül erleri Kur’an’da sıkça anlatılır ve tüm insanlığa numune olarak gösterilirler.


Allah’ın yolu dediğimiz sırat-ı müstakimin kenarlarında bir nevi nöbet tutmakta olan bu Peygamberler, mübarek yoldan çıkmak ve sapmak isteyenlere güzel usulleriyle, temiz tavırlarıyla rehberlik etmektedirler.



İnsanlar kendi içlerinden bazılarını rab edinip, sapıtmış bu kimselere; Hz. Nuh(as),



Dünyaya meyledip, köşk ve saraylarda zevk ve sefaya dalanlara; Hz. Salih(as),



Cinsel yönden sapıtmış, hem cinsleriyle düşüp kalkanlara; Hz. Lût(as),



Saltanatlarıyla yoldan çıkanlara; Hz. Süleyman(as),



Yeryüzü hâkimiyetinin kendilerine ait olduğunu iddia eden Firavunlara; Hz. Musa(as),



Ölçü, tartı ve adaleti yok sayan toplumlara; Hz. Şuayp(as),



Kölelik ve sömürüde zirveye çıkan toplumlara Hz. Yusuf(as),



Her konuda akla, hayale sığmayacak kötülükleri yapanlara ise Hz. Muhammed(sav), gönderilmiştir.



Peygamberler doğru yolun yolcularına, sapmalara karşı ikaz ve irşat görevlerini ifa etmişlerdir. İnsanları hakka yönlendirmenin bedeli yüksektir. Bu bedel Allah (cc) tarafından ödenecektir.



Günümüzdeki Peygamber Vârisleri



Müslümanları baskıcı ve dayatmacı zihniyete karşı olmak için yönlendirmek bir iman borcudur. Bu vazifeyi yerine getirmek durumunda olan davetçiler de bir Peygamber vârisidir.



Dünya ve ahiret hayatını bir bütün olarak düşünüp, insanı bölünmez bir bütün olarak anlayan bir Müslüman, Peygamber vârisliğinin bir bölümüne sahip olmuş demektir.



Peki, Efendimiz’e vâris olmak nedir? “Kur’an’ı öğreten, insanları İslâmi yönde eğiten, nefisleri manevi hastalıklardan kurtuluş mücadelesi veren, bunları gerçekleştirmek için ilmi, ameli yönden gelişip örnek olmaya çalışan, insanları sohbetleriyle yetiştiren insanlar, Peygamber vârisleridir.”



Peygamber vârislerinden beklentilerimiz: İmam Gazali ile Hasan El Benna dönemlerinin farklı olduğunu ve bu farkı mesajlarında fark ettirmelerini bekliyoruz.



“Zamanın (insanın) değişimi ile hükümlerin de değişebileceği” kaidesi Peygamber vârislerine rehber olmalıdır.



Şöyle ki, büyük insanları, devrinin şartlarının yetiştirdiğini söylemek doğru bir tespittir. İnsan hangi devrin şartlarında yaşıyorsa istidatları o devre göre inkişaf eder. İmam Rabbani ile İmam Gazali farklı devirlerin insanlarıdır.



Bir devir gelir, manevi boşluk tehlikesi ile insanlık karşı karşıyadır. Böyle bir dönemde Allah (cc), sosyal hayata aşk ve heyecan katacak Hakk erleri gönderir. Bir başka dönem gelir, akıl ve mantık öne çıkar. Böyle bir dönemde Allah (cc) aklı ve mantığı vahyin gölgesine ve kontrolüne çektirecek birilerini gönderir.



Kur’an asırlardır tefsir edilmektedir. Kıyamete kadar da tefsiri devam edecektir. Bunun gibi Peygamberimiz de hadislerinde gaye olarak neyi ortaya koymak istemişse, Peygamber vârisleri can alıcı nokta diyebileceğimiz bu hususa eğilmelidir. Sadece nakilciliği öne almak ve vahyin ışığında iş yapacak olan akla söz hakkı vermemek, Peygamberimizi günümüze taşımamaktır.



Günümüze getiremediğimiz bir peygamberi insanlara nasıl tanıtacağız. Peygamberimiz (sav) her yönü ile çok net anlaşılan bir Rasûl’dür.



Rabbimiz, bizlere yön verecek hakiki Peygamber vârisleri nasip etsin de huzura kavuşalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi