Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Kadıköy dolmuşundan, Balyoz mahkeme salonuna

Kadıköy dolmuşundan, Balyoz mahkeme salonuna

Son yıllarda Ortadoğu ülkelerinden Türkiye'ye gelen turist sayısında ciddi bir artış gözleniyor.

Dilimizi bilen bir Suriyeli kardeşimiz, İstanbul'da kafasına göre dolaşmaktaymış.

Kadıköy'den dolmuşa binmiş.

Dolmuşun içinde genç bir kadın, beş lirayı şoföre uzatmış, "Zeynep Kâmil" demiş.

İstanbul'a ilk defa gelen ve çevreyi pek bilmeyen Suriyeli turist de elindeki parayı uzatırken, şöyle söylemiş: "Hüseyin Süleyman".

*

Bu Mevlana İdris'tendi, sıradaki de Nahit Üsküplü'den...

Son asır içinde Rumeli'den Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan pek çok kardeşimiz, evini barkını orada bıraktı.

Satabilen ucuz da olsa sattı, satamayan elinde taşıyabildiği kadarıyla yola çıktı.

Burada yeni bir hayat kurdular; kimi lokantacılık yaptı, kimi yemenicilik, yazmacılık.

*

Makedonya'dan Türkiye'ye gelip İstanbul'a yerleşenler, konuşmalarına daha bir dikkat edermiş.

70'li yıllarda Maçka'daki bir akrabasını ziyaret etmek için otobüse binen Seyyar Tayyar'ın kardeşi, "Maçka'ya bir bilet" demekten utanmış.

Çünkü memlekette 'maçka' kelimesi 'kedi' anlamındaymış.

Aynı kelimeleri burada kullanmamaya özen gösterdiği için, parayı uzatıp "Kedi'ye bir bilet" istemiş.

Daha doğrusu şöyle olsa gerek: "Kedıya bir kişılık bilat."

*

Bundan sonrası için basına göz atalım.

Mardin'de müze soyuldu.

Kızıltepe Sürekli Köyü'nde kanalizasyon kazısı sırasında ortaya çıkarılan tarihi eserler arasındaki iki altın kemer ve altın sikkeler, kimliği belirsiz kişilerce çalındı.

Kırk Haramiler'e ait olduğu iddia edilen eserlerin kimler tarafından çalındığını tespit etmek için, polisler parmak izi arayıp kamera kayıtlarını incelemeye aldılar.

Yapılacak araştırma ve inceleme sonunda, çalanın kimliği tespit edilmesi umuluyor.

Eserleri çalan kişinin "Ali Baba" olma ihtimali yüksek.

*

Balyoz duruşmasında, aralarında general ve amirallerin de bulunduğu çok sayıda sanığın tutuklanma kararı çıktığı anda, salondan sesler yükseldi.

Mahkeme salonunda bulunan sanıklar ve yakınları, hep bir ağızdan Harbiye Marşı'nı söylemeye başladı.

İlginç gerçekten. Hepsi karacı değil ki. İçlerinde havacılar da var, denizciler de.

İşte tam burada, Milliyet'ten Mehveş Evin, Özden Örnek'in darbe günlüklerini hatırlatıyor.

*

Balyoz duruşmasında hakkında tutuklama kararı çıkarılan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, 2007'de Nokta dergisinde yayınlanan "darbe günlükleri"nde şöyle yazmış:

"Yapımızda düzeltmemiz gereken çok konu var. En başta Atatürk'ü bir idol haline (...) Bu toplumu Kara Kuvvetleri'nin etkisinden kurtarmak. Devletin her kesiminde kendi düşünceleri hâkim olsun, herkes kendileri gibi düşünüp hareket etsin istiyorlar. Harbiye Marşı ile yatıp Harbiye Marşı ile kalkıyorlar."

*

Bu durumda, salonda marş söyleyenler arasında Örnek Paşa var mıydı, yok muydu?

Gel de merak etme!

*

"Kanla irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti" diye başlıyor ya o marş...

Bizim aslanlar ve kaplanlar, hep öyle devam edecek sanıyorlar: Kanla.

İrfan ise işi çıktı gitti azizim, size de selâm söyledi.

Uzun süre döneceğini sanmıyorum; biraz üzgün, biraz da kırgındı giderken.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi