Taha Akyol

Taha Akyol

Şah İsmail’in medeniyet mirası

Şah İsmail’in medeniyet mirası

TEBRİZ, İran’ın Doğu Azerbaycan eyaletinin başkenti. Nüfusun hemen tamamı Azeri Türkü... Şah İsmail 1504 yılında Tebriz’i alarak başkent yaptığında 13 yaşındadır.
Türkmen Alevilerin “mürşid-i kâmil”i Tebriz’de Şah oldu.
Tebriz’de Azerbaycan Müzesi’ne gittiğimizde, ilk sorum, “Şah İsmail’den neler var?” oldu.
Şah İsmail’in kılıcı ve Çaldıran savaşında giydiği zırh, maalesef Tahran’daki Gülistan Müzesi’ne kaldırılmış. İsmail’in bastırdığı birkaç “pul” (para) var sadece.
Safevi medeniyetinin harikaları Isfahan’da... Safevi tarihinin “muhteşem” hükümdarı Büyük Abbas’ın (1571-1629) başkentidir Isfahan.
Safevi başkentinin Azeri-Türk Tebriz’den Fars Isfahan’a taşınması ayrı bir konu. Şu bir gerçektir ki, Safevi medeniyetinin pırlantası, Isfahan’dır. Isfahan için “nısf-ı cihan” (cihanın yarısı) derlerdi ki doğrudur.


Safevi gözüyle Çaldıran
Isfahan’da Kırk Sütunlu Saray’da fevkalade canlı duvar resimleri var; 17. yüzyılda yapılmış. Bunlardan işte Çaldıran savaşı:
Resmin altındaki İngilizce levhada, Şah İsmail’in “Müslüman Müslüman’a karşı ateşli silah kullanmaz” diye düşündüğü için Safevi ordusunda ateşli silah bulunmadığı, Osmanlı ordusunun elindeki tüfek ve toplarla savaşı kazandığı yazıyor.
Tarihi herkes böyle yeniden yazar!
Halbuki Şah ateşli silahları kabul ettirmek için çok uğraşmış, İtalya’dan topçular getirtmiş fakat Türkmen süvariler “civanmertliğe aykırı” buldukları ateşli silahları reddetmişlerdi.
‘Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu’ kültürü!
Osmanlı ordusu askeri teknoloji ve organizasyonda daha ileriydi.
En büyük ticaret merkezi
Abbas’ın en büyük eseri Nakş-ı Cihan Meydanı’dır, diğer adı Meydan-ı Şah...
Devrim’den sonra adına İmam Meydanı demişler.
Tarihi isimlerin değiştirilmesi büyük hatadır. Neyse... Türkiye’de örneği yok; dünyada var mı bilmiyorum. 1 milyon metrekarede 205 dükkân... 200 bin kişinin alış-veriş yaptığı muazzam ‘bâzar’, pazar, han ve kervansaray birlikte... İpek yolunun en büyük ticaret merkezlerinden biri.
Ayrıca ticari ihtilafların ve suçların anında halledildiği devlet sarayı anlamındaki Âli Kapu, (Osmanlı’daki Bab-ı Âli) sarayı... İki tane de muhteşem cami...
Ve bir de Kayseri Pazarı... Kayseri’den çok tüccar geldiği için bu ad verilmiş.
Isfahan’da Zayende nehri üzerinde 32 gözlü emsalsiz köprü... Su her bir gözden farklı debilerle akıyor! Niye?
- Rezonans yapıp köprüyü yıkmasın diye!
Gül hayranlık ve hüzünle diyor ki:
- Bir zamanların medeniyet seviyesine bak, bir de bugünkü hale... Sadece İran değil, bütün Müslüman toplumlar için söylüyorum bunu.
Osmanlı ve Safevi
Türkiye’de Safevi medeniyeti hakkında araştırmalar yapılmamış olması üzücüdür. Orta Asya’dan başlayarak, Selçuklu, Hind’de Babürlü, İran’da Safevi, Anadolu ve Balkanlar’da Osmanlı medeniyetleri hem kardeş hem rakip medeniyetlerdir.
Âli Kapu’da dinlediğimiz ozan Behrend Kufiger “men sufiyem” dedi; hangisi diye sordum “Hazret-i Rumi” diye cevap verdi, yani Mevlevi... Şah İsmail Hatayi’nin nefeslerini söylüyordu...
Safevi mimarisi ile Orta Asya mimarisi çok benzer; Nakş-ı Cihan meydanını gezerken Semerkant’taki Registan meydanını hatırlarsınız.
Osmanlı mimarisinde ise aynı süsleme yoğunluğu yoktur, büyüklük ve mekân aydınlığı öne çıkar. Nedendir, bilmiyorum.
Yavuz’u ve Şah İsmail’i birlikte rahmetle anıyorum.
Isfahan’a THY seferleri başlıyor, tavsiye ederim; gitmişken Şems’in ve İsmail’in şehri Tebriz’e geçmeyi de ihmal etmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi