Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Orman kanunu hüküm sürüyor

Orman kanunu hüküm sürüyor

Dünkü yazımın arkasından başta Hüsnü Aktaş Hoca olmak üzere bazı dostlar arayarak moral verdiler, teselli ettiler. Aslında sıkıntılarım kişisel olmaktan çok toplumsal. Toplum sağlıklı olduğunda bu tür sıkıntılar daha az olur. Elbette yeryüzü bir eğlence mekanı değildir. Hayatta sıkıntı ile neşe iç içe devam eder. Zaten acı ve keder olmasa neşenin bir anlamı olmazdı. Yani derdim kişisel sıkıntılarımla ilgili değil. Küresel emperyalist güçler ve bunların yerli uzantıları yeryüzünde orman kanunlarını hakim kılıyorlar. Yani tek hak sebebi güç olarak algılanıyor ve uygulanıyor. Vahşetlerine kılıf bulmakta da zorlanmıyorlar. Geride bıraktığım 65 yıl içinde acılara dayanmayı, bu arada neşede ölçüyü kaçırmamayı öğrendim. öğrenemediğim tek şey insanlığın giderek insanlığını yitiriyor olması. Gerek uluslararası ilişkilerde gerek kişiler arasındaki ilişkilerde giderek sadece gücün, bir diğer ifade ile yeryüzüne zulmün hakim olmaya başlaması.

üzüntümü artıran bir başka husus ise, orman kanununda bile bir ölçü ve kural vardır. Orman kanunlarını yeryüzünde uyarlayan zalimlerde hiçbir kural yok. Tek ölçü çıkar. çıkarın ille de maddi olması gerekmiyor. Gururun okşanması, rakip ya da karşı gruptakileri yıpratmaya yönelik bir takım hesaplar insanları gerçekten zıvanadan çıkartıyor. Galiba vahşi kapitalizmin mayasında da bu var. Orman kanununda da güçlü olan zayıfı yiyerek karnını doyurur ama, karnı doyan bir hayvan öldürmeye devam etmez. Ne var ki insanlığa empoze edilen çağdaş ve ileri medeniyette(!) bu kural bile yok. Doyumsuz zalimler yeryüzünü ele geçirmişler.

Aslında hemen her alanda vazedilmiş kurallar yok değil. Hak, hukuk, adalet, hürriyet, eşitlik, demokrasi gibi kavramlar sanki insanlığın ağzına sürülmüş bir parmak baldan ya da insanlığın uyuşturulmasında kullanılan malzemelerden ibaret. Balı yiyenler ise bir avuç sömürücü güç. Bu gerçeğin bir türlü görülemiyor olması, görülüp dile getiren düşünürlerin birtakım bahanelerle susturulması da zulmün devamını sağlayan ana mekanizma.

***

Tüm dünya işkenceyi reddediyor görünüyor. Ama işkence devam etmiyor mu? Niçin önlenemiyor? çünkü, işkenceyi güçlü yaparsa düzenin sağlanması olarak nitelendiriliyor, zayıf yaparsa kellesi kopartılıyor.

Bu arada kişi ya da gruplar yargılanıp suçlu bulununcaya kadar suçlu ilan edilemez temel hukuk kuralına rağmen bu kural ülkemizde ve dünya üzerinde uygulanabiliyor mu? Mazlumlar çoğu zaman suçlu ilan edilip toplum nazarında linç edilmiyor mu? Böyle bir uygulamanın geçerli olduğu ülke ya da dünyada hukuktan söz etmek mümkün mü?

Bir davranışı gücü elinde bulunduranlar ya da onların yandaşları sergilerse medyanın, emniyet güçlerinin ve yargının tutumu başka, zayıflar aynı davranışı sergilediğinde sonunda beraat etseler bile canlarına okunabiliyor.

İster çocuk ister büyük elbette dövülmemeli, sövülmemeli kısacası aşağılanmamalı. Evladına şiddet uygulayan babayı hoş görmek mümkün değildir. Ancak bir baba evladını dövdü diye kıyameti kopartanlar bir bakıyorsunuz İsrail her gün bırakın çocukları bebekleri tank mermileri ile öldürürken sessiz kalıyorlar. Bu iğrenç, aşağılık bir ikiyüzlülük değil midir?

Her gün ülkemizde yaşadığımız ikiyüzlülükler, yargısız infazlar, birilerinin kendilerini bu ülkenin sahipleri ilan ederek, geriye kalan milyonları ikinci sınıf vatandaş gibi görmeleri ve bunu söz ve davranışları ile açıkça ortaya koymaları ve bu çarpıklığın düzeleceğine dair bir takım gelişmelerin anında kanun dışı yollardan bastırılması karşısında insanın ruhunun sıkılmaması mümkün mü?

NOT: İzin yapmayı fazlaca seven biri değilim. Tatile bile gitsem yazılarımı sürdürmeye dikkat ederim. Buna rağmen yarından itibaren kısa süreli bir izin kullanacağım. Bunun iki gündür yazdığım yazılardaki kötümser hava ile ilgisi olmadığını özellikle belirtirim. Yeniden buluşmak dileği ile Allah’a (cc) emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi