Kara kuru erkekler

Kara kuru erkekler

Bolu’da ‘Medialog Platformu’nun düzenlediği ‘Medyada kadın algısı’ sempozyumundayız.

Kadının medyada çalışan ve haber konusu olarak yerini tartışıyoruz.

Kadının güzel veya çirkinliğinin haber nesnesi olmaktan çıkıp yorumlara yolaçtığı bir süreçteyiz.

Kadın-erkek ayrımını aşan, faşizan bir tutuma yaklaşan değerlendirmelere tanıklık ediyoruz.

Sol ideolojiye inanan genç kızlara yönelik ‘kara kuru kızlar’ yaklaşımı ile muhafazakar kadınlara yönelik ‘kara kafalar’ yaklaşımı arasında fark yoktur.

‘Kara kuru kızlar’ sıfatıyla ‘Pis zenci’, ‘Ermeni dölü’ söylemi arasında da bir fark yoktur.

Bunlar, bir insan grubunu fiziksel görünümü, kıyafeti, derisinin rengi nedeniyle aşağılamaya yönelik ırkçı, ayrımcı söylemlerdir.

Gerçek nefret söylemleri budur.

Köşelerinden kadınlara solcu, muhafazakar, özgür olması gibi nedenlerle bir konuma koyan ve yargılayan medyanın, kadın-erkek ilişkilerine sağlıklı yaklaşması mümkün değildir.

‘Öpersen düzelir’ söyleminin bir sonraki aşaması ‘Fatmagül’ün suçu ne’ olur ve tecavüzcü bir mantığın dışa vurumunu içerir.

Bu, dünya görüşü, yaşam biçimi ne olursa olsun, tüm kadınların karşı durması gereken bir yaklaşımdır.

Kadınların iktidar dönemlerine göre, ‘kara kuru kızlar’ veya ‘kara kafalar’ diye nitelendirilmesi hiç kimsenin ve hiçbir erkeğin haddi olmamalıdır.

Kadının medyadaki yeri ve konumu, sınıf bağlamında ele alınması gereken bir konudur bence.

Mülkün, paranın sahibi olan sistemin kadına verdiği yer budur.

Bu sistemi değiştirmekte ezilen sınıflar kadar kadınların da çıkarı vardır.

Meseleye bu açıdan da bakmak lazım.

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, sempozyumun açılımındaki konuşmasında çarpıcı rakamlara yer verdi:

Türkiye’de televizyon izleme oranı yüzde 94, gazete okuma oranı yüzde 22, kitap okuma oranı ise sadece yüzde 5.

Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Kavaf, medyanın toplumdaki güç ilişkilerini, değer yapılarını ve ahlaki olgularını yansıtmakta, ama aynı zamanda bunları yeniden ürettiğini dile getirdi.

Evet, medyada kadın belirleyici değil, belirlenen konumda.

Kadın mağdur ve kurban konumunda.

Bu açıdan sıkıntılı bir konum var.

Ancak, bugün liberali, solcusu, muhazakarı ile kadınlı-erkekli bir grup olarak bunu aşmanın yollarını tartışıyorsak, bayağı yol almışız demektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi