Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ah CHP, vah CHP!

Ah CHP, vah CHP!

Ne olacak bu CHP’nin hali..
Kılıçdaroğlu’nun elinde iyiden iyiye oyuncak oldu..
Ne solculukları kaldı, ne ciddiyetleri. Bu kafayla bırakın ülke yönetmeyi, mahalle muhtarlığı bile yapamaz bu adamlar..
CHP’yi İsmet Paşa mezarından kalkıp gelse, o bile kurtaramaz artık.
Seçime giderken dökülüyorlar.. Şu İstanbul il başkanlığı konusunda yaşananlara bakın.. Bir patronu, sol bir partinin başına geçiriyorlar, adam iki gün sonra istifa ediyor, yerine, il örgütüne danışmadan vekaleten bir adam tayin ediyorlar, bir gün sonra il yönetimi istifa ediyor..
Öte yandan İklim Bayraktar rüzgarı partiyi iyiden iyiye sarsmış durumda.
İş her gün biraz daha dallanıp budaklanıyor..
Ülke TV’den Turgay Güler savcılıkta ifade verdi. Daha önce Baykal’ın 2. bir kaseti olduğu iddiaları gündeme gelmişti. Ayrıca bu kasetleri parti içinden birilerinin sızdırdığı iddiası gündeme gelmişti..
Şimdi bu tartışma parti içinde bir iç savaşa dönüşmüş durumda..
Baykal konuyu mahkemeye taşımaya hazırlanıyor.
İklim Bayraktar’la Baykal’ın söyledikleri birbirini tutmuyor.. Bu arada Kılıçdaroğlu da bu tartışmanın göbeğinde yer alıyor.. Kılıçdaroğlu “büyük balık”ı avlaması için Bayraktar’ı teşvik ediyor..
odatv olayların tam merkezinde yer alıyor..
İklim Bayraktar’ın durumu, bu işin gazetecilikten öte bir yanının olduğunu bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.. Teknik takibe takılan Yalçın Küçük’ün “Soner’e ve Süheyl’e güvenim tamdır.” “Ben Kemal Bey’e akıl veriyorum, Soner güzelliyor” gibi ifadeler kullandığı konuşuluyor. Yani CHP ile Ergenekon ilişkisinin “Avukatlık”tan daha ileri bir şey olduğu anlaşılıyor..
Süheyl Batum’la ilgili bir bombanın da patlaması yakındır gibi geliyor bana.. Halk Tv meselesi de, partinin kayıt dışı mal varlığı ve CHP’yi ele geçirerek yeniden dizayn etmek isteyen derin güçlerin sürece müdahale ettiğini düşünüyorum.. Soner Yalçın da kendisine karşı bazı “tertip”lerden bahsediyor, Baykal da. Hatta bu tertibin hedefinde Kılıçdaroğlu’nun olduğunu söyleyenler de var..
Peki o zaman bu tertibi kim yapıyor? Kime karşı ve niçin?
Tertibin dışarıdan değil, içeriden kaynaklı olduğu da biliniyor artık. Savcılık soruşturması, bu sorunun cevabını da çıkartacak ortaya. Ama CHP yeni şok dalgalarına hazır olsun. Sanırım daha bunlar öncü..
Kılıçdaroğlu, AK Parti’yi de bu işlere bulaştırmak isterken, aslında sanki dikkatleri başka yere çekmek istiyor havası vardı ama, aceleci ve panik havası içindeki sözleri ile kendini ele verdi. CHP içindeki komplonun bir parçası olmasa bile, AK Parti’ye karşı bir komplonun içinde olduğunu gösterdi..
Sahi bu CHP mi Türkiye’yi yönetmeye aday!
Birilerinin umudu bu CHP mi? Solcu, aydın, halkçı CHP bu mu? Zaten onun için Ergenekoncular CHP’yi bırakıp MHP’nin yolunu tutuyorlar. Bir de MHP’nin barajı aşamama ihtimaline karşı MHP’ye asılıyorlar.. Ama birilerinin MHP’ye ilgisi MHP için bir şans değil, bir talihsizlik.. Adamların uğursuzluğu MHP’ye de bulaşacak..
Son olarak özel yetkili savcı Fikret Seçen, Gölcük’te ele geçirilen belgeler ışığında “28 Şubat post modern darbesi”yle ilgili soruşturma başlattı. Demek oluyor ki, Çevik Bir ve arkadaşları da sanık olacak. Bakalım onlar hangi partiden aday olmak için sıraya girecek.. Askeri casusluk kapsamında gelen bir ihbar üzerine Gölcük Donanma Komutanlığı’nda başlatılan aramada 10 çuval dolusu belge ele geçirilmişti. Bu belgelerin incelenmesi sonucu, Batı Çalışma Grubu’na bağlı belgeler de göz önüne alınarak yeni bir soruşturma başlatıldı.. Bunun anlamı bazı CHP’lilerin etrafındaki çember giderek daralıyor demektir.. Bu çerçevede brifingçi yargıçlardan tutun da akredite gazetecilere kadar birçok kişi her an savcılıklara davet edilebilir.. Bunun anlamı adaylık başvuruları hız kazanabileceği gibi, birileri de yurt dışına çıkmak için vize başvurularına başlayabilirler..
CHP’de genel başkanlığa, Kılıçdaroğlu’nun yerine Metin Feyzioğlu getirilecekmiş. Metin Feyzioğlu manevi babasının mirasını devam ettirecekse CHP’nin daha çekeceği var demektir..
CHP’de bu işler bu gidişle karı-kız işinin ötesine geçeceğe benziyor. Hele Kozinoğlu da konuşsun bir bakalım.. Bu işin ucu bakarsınız bir anda paşalara, büyük patronlara kadar uzar.. İşe grup da karışır, kokain partileri de.. Mübtezellik diz boyu bu alemde. Rezilliğin bini bir para..
Ha! Bu arada, “zina”nın bizim kitabımızda yeri bellidir. “Fısk alameti”dir.. Bunu kim yaparsa yapsın, aynı günahın ortağı olurlar. Zina günah-ı kebairedir ve her çeşidi dini yasak kapsamındadır. Helak sebebidir. Bunu bizim mahalleli ya da öteki mahalleden birinin işlemesi fark etmez. Selam ve dua ile.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi