LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Medya yargıdan kaygılı, Genelkurmay saygılı!

Medya yargıdan kaygılı, Genelkurmay saygılı!

- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, darbeye teşebbüs suçlaması nedeniyle tutuklu bulunan generalleri ziyaretinde, “Bu işi yargı çözecektir; yargının kararını beklemek gerekir. Biz sizin arkanızdayız, yanınızdayız diyemeyiz” diyerek yargıya olan saygısını, güvenini gösterdi. Onun bu yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Temel ve evrensel hukuk ilkelerini gözettiği sürece yargıya güvenmek gerekir. Temel ve evrensel hukuk ilkelerinin işlemediği dönemlerde, örneğin darbe dönemlerinde ise yargının güvenilirliğinden bahsetmek abestir. Mesela ben 12 Eylül darbe döneminde parti kapatılmasına karşı çıkan bir yazım nedeniyle avukat savunması ve bilirkişi raporu olmadan, yazıyı yazdığım tarihte olmayan bir yasa geriye yürütülüp bana da tatbik edilerek, temyize başvurma hakkım engellenerek, bırakın sivil Yargıtay’ın içtihadını, Askeri Yargıtay’ın içtihadı bile çiğnenerek mahkûm edildim. Yine darbe dönemlerinde gözaltına alınan insanlara akıl almaz işkenceler yapılarak imzalatılan ifadelere dayanılarak verilmiş yargı kararlarını da hatırlatmak isterim. Eğer gözaltındakilere akıl almaz işkenceler yapılarak imzalatılan ifadelere dayanılıyorsa, sanık avukatlarına savunma yaptırılmıyorsa, bilirkişi raporuna başvurulmuyorsa, Yargıtay içtihatları tanınmıyorsa, mahkûm edilenlerin temyiz hakları engelleniyorsa, kısacası temel ve evrensel her türlü hukuk ilkesi çiğnenerek yargılama yapılıyorsa, böyle bir yargıya güven de saygı da duyulur mu? Peki bugün böyle yargılamalar yapılıyor mu? Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, Balyoz, Ergenekon gibi davalarda böyle yargılama yapılmadığı kanaatindeki, “Bu işi yargı çözecektir; yargının kararını beklemek gerekir” diyerek yargıya güvenini, saygısını gösteriyor. Sonuçta ortaya şu tablo çıkıyor: Ağırlıklı olarak medya yargıdan kaygılı, ama Genelkurmay yargıya saygılı! Bu arada söz konusu yargılamalarla ilgili olarak özellikle dikkat çekmek istediğim bir husus var. Maalesef Türkiye’de tutukluluk sürelerini çok uzatıp cezaya dönüştürmek gibi bir uygulama var. Yeni değil çok eski olan böyle bir uygulama var. İşte, benim en başta bu uygulamaya itirazım var. Çünkü bu uygulama tutukluya mahkûm muamelesi yapmaktır. Dava sonucunda tutuklu için verilen karar mahkûmiyet değil de beraat olursa, tutuklunun hapiste kaybolan yılları ne olacaktır?
DİKTATÖRLERE ÖLÜM, HALKLARA DÜĞÜN!
- Arap ülkelerinde diktatörlere karşı başlayan isyan Tunus’un, Mısır’ın başındaki diktatörleri kısa sürede devirdi. Ancak Libya’nın başındaki diktatör Kaddafi hâlâ direniyor. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
- Diktatörleri ABD gibi emperyalistler değil halk devirmeli. Nitekim Tunus’ta, Mısır’da diktatörleri halk devirdi. Libya’da da Kaddafi devrilecekse, onu ABD gibi emperyalistler değil halk devirmeli. Oysa ABD, Kaddafi’yi halkın devirmesini beklemeyip harekete geçti. Libya’ya savaş gemilerini, 6. Filosu’nu gönderdi. Sanırım ABD’nin bu tavrı halkın bir kısmında ters tepti. Kaddafi’nin safından muhaliflerin safına geçmek üzere olanları tereddüte sevk etti. Halkın isyanının ilk günlerinde ülkenin büyük bir bölümünü kaybetmiş, neredeyse başkente hapsedilmiş Kaddafi’nin elini güçlendirdi. Öyle ya, halk, ülkesinin diktatöründen kurtulmak isterken, dünyanın diktatörü ABD’nin eline niye düşsün ki? Halk kendisine ait olmasını istediği ülkesinin petrol kaynaklarını niye ABD’ye teslim etsin ki? Halk, “Libya’yı diktatörün elinden kurtarıp, oraya demokrasi götüreceğiz” diyen ABD’nin Irak’a demokrasi değil zulüm, ölüm götürdüğünü bilmez mi? Halk en azından Irak örneğinden biliyor ki, demokrasi götürmek değil petrolü ele geçirmektir ABD’nin niyeti. Evet, Libya halkı da, Arap halkları da diktatörlerin elinden çok çekti. Onların halka ait ülke zenginliklerini gasp ederek dünya çapında servet yapmasından, eşleri, kardeşleri, çocuklarıyla hanedan oluşturmasından çok çekti. Ancak halk ülkesinin başındaki hırsızdan, gaspçıdan kurtulmak isterken, dünyanın başındaki ABD denilen hırsızın, gaspçının eline niye düşmek istesin ki? Halk, ABD’nin dünya halklarının zenginliklerini çalan, gasp eden, sömüren en büyük hırsız, gaspçı olduğunu bilmez mi? Arap halklarının isyanının diktatörleri devirmesi gibi, bir gün dünya halklarının isyanı da devirecek ABD’yi. İşte, ABD için ölüm olan o gün, halklar için düğün! ABD’yi bekliyor halkların elindeki yağlı ipteki o öldürücü düğüm!



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi