Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yemen’deki olaylara bakış

Yemen’deki olaylara bakış

Yemen, diktatörlükte Mısır, Tunus, Libya, Suriye, Suudi Arabistan gibi ülkelerle aynı konumda değil. Siyasi özgürlüklerde daha iyi olduğunu söylemek mümkün. Siyasi partiler kurulmasına izin veriliyor ve bu partilerin muhtelif aktiviteler yapmalarına izin veriliyor. Muhalif yayınlar yapmalarına engel olunmuyor. Sivil toplum kuruluşları kurulmasına imkân veriliyor. Kişisel özgürlüklerde, zikrettiğimiz dikta rejimleriyle ve benzerleriyle kıyaslandığında daha serbest bir hayat olduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen Yemen’de de ciddi bir ayaklanma olduğu, halkın hâkim sistemin gitmesi için kararlı bir direniş başlattığı, buna karşılık hâkim sistemin de halkın istediği değişimi gerçekleştirmek yerine demir yumruğunu gösterdiği, ayaklananlara sert saldırılar düzenlediği, ciddi sayıda ölümlere ve yaralanmalara sebep olduğu görüldü. Bu tutumu sistemin sağladığı kısmî özgürlüklerde samimi ve gerçekçi olmadığını, asıl yüzünü kendinin halk tarafından istenmediğini görmesi üzerine ortaya çıkardığını gösterdi.
Ben bu konuyu Hartum’a Yemen’den gelen ve olayları sıcağı sıcağına takip eden, hadiselerin geçmişini de bilen arkadaşlarla değerlendirdim. Aldığım bilgi ve değerlendirmeleri burada aktarmak istiyorum.
Yemen’de en önemli sorun yolsuzluktur. Yolsuzluk sadece ekonomide değil siyasette de çok belirgin. Belli bir siyasi partinin ve kadronun uzun süreden beri iktidarı elinde bulundurmasının sebebi de siyasette yolsuzluktur. 6 Şubat 1978’de cumhurbaşkanlığı makamına oturan Ali Abdullah Salih’in bugün yani 33 yıldan beri hâlâ o makamda oturuyor olması yine onun partisi Genel Halk Kongresi’nin iktidarı elinde tutması sürekli halkın çoğunluğunun desteğini elde etmesinden değil seçimlerin dürüstçe yapılmamasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla ülkede çok partili bir demokratik düzen olması halk iradesinin parlamentoya ve yönetime gereği gibi yansımasına imkân vermiyor.
Ekonomik alandaki yolsuzluk iki şekilde kendini gösteriyor. Birincisi devletin önemli makamlarının cumhurbaşkanının aile efradına ve akrabalarına dağıtılması. Tıpkı Tunus’ta olduğu gibi. İkincisi de devletin gelirlerinin basite alınamayacak bir kısmının hizmet olarak halka dönmesi yerine söz konusu makamları ele geçirenlerin ceplerine akması. Bundan dolayı ülkede yıllardan beri ekonomik alanda söze gelir bir gelişme yok. Sanki tarihi bir Yemen’le karşı karşıyasınız.
Ülkenin ikinci önemli sorunu iki Yemen’in birleşmesinden sonra Güney’deki önemli makamların kuzeylilere verilmesi. İki Yemen’in birleşmesinden sonra Güney halkı bazı sorunlar çıkaran Sosyalist Parti’ye sahip çıkmamış ve referandumda da ittifaktan yana oy kullanmıştı. Ama sonra kaynaşmaya karşı sorun oluşturan bir görev dağıtımı oldu. Önemli görevler bu bölgede de kuzeylilere verildi. Bundan her iki tarafın halkı da rahatsız ve kaynaşmanın önündeki tüm engellerin kalkmasını istiyor. Dolayısıyla sisteme karşı halk ayaklanması bölünmeyi doğurmayıp tam aksine kaynaşma ve ittifakı güçlendiriyor.
Halkın direniş ve ayaklanmada ısrarlı olması durumunda iktidarın çok tutunamayacağı tahmin ediliyor. Çünkü iktidar partisinin mensuplarından da birçok kişi istifa ederek muhalefetin tarafına geçti. Ayrıca Yemen’de halkın silahlı olması olayların çatışmalara dönüşmesi durumunda önemli bir risk oluşturacağı işareti taşıyor. Yemen’de devlet halkın küçük ve orta boyutlu silahlar temin etmesine engel olmuyordu.
Bir diğer önemli husus ise Yemen halkının amacına ulaşmada ısrarlılığı. Tarihte yaşananlar da bunu gösteriyor. Yine Yemen’den gelen arkadaşların verdiği bir ilginç örneği zikredelim. Onların derneklerinin önündeki alana toplanan grup toplandıkları yere bir hurma fidanı dikip; “ya hâkim sistem gider ya da bu fidan meyve verinceye kadar biz burada eyleme devam ederiz” diyorlar.
İşçi grevleri ve benzeri toplumsal hareketlilikler de yayılıyor.
Bütün bunları hâkim sistem de bildiği halde halkın taleplerini yerine getirerek değişime kapıları açmak yerine şiddete başvuruyor.
Libya’daki direnişin zaferi Yemen, Bahreyn ve diğer ülkelerdeki halk hareketlerini de etkileyecektir. Onun için Libya direnişine sahip çıkma ve Kazzafi’nin sınır tanımayan vahşi saldırılarına karşı çıkma konusunda daha aktif etkinliklere ihtiyaç var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi