Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Suriye'nin Kerbela'ları!

Suriye'nin Kerbela'ları!

Arap dünyasında Türkiye'nin hangi tarafta olduğu ciddi bir biçimde tartışılıyor. Kimileri Türkiye'nin özellikle Libya meselesinde değişim yerine statükoyu tercih ettiği düşünüyor. Metehan Demir'in haberi aslında Başbakan Erdoğan'ın Libya planının bir zamanlar Batılıların planı olan babası yerine Seyfülislam'ı geçirmek olduğu anlaşılmıştır. Lakin bu plan elinde patlamıştır. Halbuki, 17 Şubat Devrimi'nin başlamasıyla birlikte Seyfülislam ve Kaddafi'nin bütün çocuklarının kartları da babalarınkiyle birlikte yanmıştır. Zaten ilk konuşmayı babası yerine oğlu Seyfülislam yapmış ve böylece takkesi düşmüş keli görünmüştür. Türkiye ise gidişatı göremeyerek bu yanan karta sarılmıştır. Olmayacak bir seçeneğe bel bağlamış ve post modern bir formüle tutunmuştur. Bu, meseleleri okuyamadığı ve geleceği göremediği anlamına gelmektedir. Seyfülislam'ın konuşmasının ardından, London School of Economics and Political Science gibi İngiliz eğitim kurumlarıyla şaibeli ilişkileri ortaya çıkmıştır. Okula ödenen yardım ve teberruat karşılığında bu okuldan intihal ürünü doktorasını aldığı anlaşılmıştır. Başbakan Erdoğan ise gerçekleri göreceği yerde populizmin ipine sarılmaktadır. Bunun en bariz örneklerinden birisi Bahreyn olayları bağlamında Kerbela ifadesini kullanmasıdır. Halbuki Bahreyn'i Kerbela ile anmak hiçbir zaman doğru olmamıştır. Suudi Arabistan'ın çağrı üzerine Bahreyn'e müdahalesi tartışılabilir. Lakin bunun tartışılması meseleyi Kerbela ile birlikte anmak değildir. Bahreyn anılsa anılsa Ridde döneminde Hazreti Ebubekir idaresine bağlılığıyla hatırlanabilir veya anılabilir. Bahreyn tarihinin önemli kilometre taşlarından birisi ise Karamita'nın bir dönem bu ülkeye hakim olmasıdır.

Suudi Arabistan ile Bahreyn bir köprü üzerinden birbirine bağlıdır. Dolayısıyla iki ülkenin bütünlüğü Cerbe ile Tunus ilişkisini andırmaktadır. Bu açıdan Bahreyn bağlamında Kerbela'yı anmak özensizlik olmuştur. Acaba bu popupizm neden yapılıyor? Bugün Bahreyn'lilerin kayıpları ile Suriye'nin kayıplarını karşılaştırabiliriz. Bu sözleri Başbakan, Kral Abdullah'dan çok Beşşar Esad'a söylemeli değil midir? Suriye rejimine göre Bahreyn rejimi hem dünyaya hem de çoğulculuğa daha açık bir rejimdir. Parlamento altında Şiiler de Sünniler de ayrı kitleler halinde temsil edilmektedir. Pekala, aynı şeyi Suriye'de görebiliyor muyuz? Varsayalım ki Bahreyn'i yüzde 40 azınlığa sahip Sünni bir yapı veya kraliyet yönetmektedir. Lakin Şiiler her ne kadar ayrımcılığa maruz kalsa bile yine de bu ülkede şöyle veya böyle çoğulculuk var ve Şiiler de bu çoğulculuk altında faaliyet göstermektedir. Kaldı ki Şii Sünni gerilimlerinde bazı selefiler de ceza almaktadır. Suriye'de ise bırakın Sünniliğin bağımsız temsilcilerini kimse Sünnilik üzerinden hak talep de edemez. Zira rejimin taifi olduğu (mezhebi) kabul edilmez. Suriye'deki rejim de yüzde 11'lik Nusayri azınlık kitlesine dayanmakta ve bölgesel olarak da Hizbullah ve İran gibi aktörler tarafından desteklenmektedir. Suriye ile Bahreyn karşılaştırılamaz bile. Lakin Suriye'de örtülü bir Nuseyri rejimi vardır ve bu gerçek Baas rejimiyle perdelenmektedir.

Şiilerin yaşadıkları ve 'mazlumiyetleri' bağlamında Kerbela'dan bahsetmek ateş üzerine benzinle gitmek gibidir. Sonra kıyas maa'l farıktır ve Kerbela'nın muazzez şehitlerini bugün Şiilerin safında göstermektir. Halbuki, bu olsa olsa Şiilerin tek yanlı bir iddiaları olabilir. Merhum Şii Dini Lider Muhammed Mehdi Şemseddin'in ifade ettiği gibi Şiilerin mutluluğu İran'a bağlanmak ve onun yörüngesinde seyretmek değil Sünni kardeşleriyle birlikte yaşamakta ve onlarla kaynaşmaktadır. Lakin sıkıntı kimi Şiilerin İran yörüngesinde seyretmeleri ve tarihi dikotomik (zıt çizgi ve hat) bir zeminde yer almalarıdır. Bahreyn'de ölenlerle Suriye'de ölenler karşılaştırıldığında asıl Kerbela'nın ve Kerbela'ların Suriye'de yaşandığı görülür. Gazi Hama kenti 20'inci yüzyılın Kerbela'larından birisidir. Bugün de İmam Nevevi gibilerin doğum yeri olan Horan bölgesi de ikinci Kerbela olma yolundadır. Netice, Başbakan çok ve gereksiz konuşuyor. Populist söylem çözüm değil, yangına körükle gitmektir. Hükümet sadece Libya'da değil, Bahreyn ve Suriye'de çuvallamak üzeredir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi