Faruk Çakır

Faruk Çakır

Pozitif ayrımcılık!

Pozitif ayrımcılık!

Kadınların ve erkeklerin ‘eşit’liği çok tartışılan konulardan biridir. Bilhassa feministler, kadınların ‘daha eşit’ olması ve erkekler karşısında kadınların lehine ayrımcılık, onlara öncelik tanınması gerektiğini savunur. Kadın haklarını savunduklarını ileri süren bazı dernek ve vakıflar, bu düşünce ile ‘kadınlara pozitif ayrımcılık yapılsın’ sözünü bir bakıma slogan hâline getirmiş durumdadırlar.

Bazı kadın dernekleri de önümüzdeki milletvekili genel seçimleri için kadınların da en az erkek adayların sayısınca aday gösterilmesini ve TBMM’de yarı yarıya temsil hakkını savunuyorlar. Milletvekililiği seçimi netice itibarıyla alınan ‘rey’e bağlı olduğuna göre çok çalışanın kazanması mümkün. Hanımlar çok çalışır, muhtemel rakipleri olan erkek adaylardan daha fazla oy alabilirlerse bu hedefe ulaşmaları teknik anlamda mümkündür.
‘Kadın hakları’nı pozitif ayrımcılık yapacak derecede savunanların iş başörtülü kadınların, öğrencilerin haklarına gelince ‘negatif ayırımcılık’ noktasına dönmeleri ise tam ibretlik. En başta feministlerin itiraz etmesi gereken başörtüsü yasağına nedense ses çıkarmıyor, bazen de yasağa destek veren açıklamalar yapıyorlar.
Geçen hafta (27 Mart 2011) yapılan üniversiteye giriş sınavında (YGS) İstanbul’un bazı ilçelerindeki okullarda sadece kız öğrenciler varmış. Bu ‘ayrımcılığa’ itiraz edenler, “Eyvah, irtica hortladı. Bakın, kız öğrencilerle erkek öğrencileri ayırdılar. Kötüye gidiş başladı” anlamına gelecek şekilde yorumlar yaptılar.
İtirazlar üzerine açıklama yapan yetkililer ise şöyle demiş: “İlgili sınav merkezinde sınava girmek için tercihte bulunan aday sayısının, o merkezdeki sınav binası/salonu kapasitesinden fazla olduğu durumlarda adayların bir kısmı kapasitesi dolmamış sınav merkezlerine atanır. (...) Bu merkezde sınava girmek isteyen tüm adaylar öncelikle öğrenim durumuna ve cinsiyetine göre değerlendirilerek, kapasite fazlası aday kapasitesi dolmamış sınav merkezlerine atanır. Bu durumda kız adaylar, ilk tercihlerine atanma hususunda daha avantajlı olmaktadır. (...) Benzer olayların gelecekte tekrar etmemesi ve gerekli önlemlerin alınması adına, aday atama sistemimiz üzerinde gerekli çalışmalar başlatılmıştır.”
Açıklamadan anlaşıldığı üzere aslında kız öğrencilere ‘pozitif ayrımcılık’ yapılmış. Yani kız öğrencilerin ilk tercihleri kabul edilirken, (doğan fazlalık sebebiyle) erkek öğrenciler başka merkezlere, okullara gönderilmiş.
Bazıları yüksek perdeden itiraz edecek, ama bu itirazları kökten çözebilecek bir teklifimiz var: Böyle bir talep varsa, ki olduğu ortaya çıkıyor; kız öğrenciler ile erkek öğrencilerin sınıfları ayrı olabilir. Bunun yanında ‘karma sınıf’lar da olsun. Öğrencilere en başta, sınava girecekleri yer/ ilçe sorulduğu gibi; ‘karma sınıf’, ‘sadece kızların imtihana girdiği sınıf’ ya da ‘sadece erkek öğrencilerin sınava girdiği sınıf’lardan hangisinde imtihana girmek istediği sorulabilir.
“Nasıl böyle bir şey olur?” diyenler elbette çıkacaktır. Tek kelime ile cevap vermek mümkün: “Niçin olmasın?”
Tabiî ki bunun için isteğe ve talebe bağlı olarak sadece kızların okuyabileceği okulların açılması lâzım. Böyle okullar açılmış olsa elbette ‘ilk’ olmayacak. Dünyanın pek çok ülkesinde (başta İngiltere olmak üzere) sadece kızların ya da sadece erkeklerin okuduğu okullar var. Bildiğimiz kadarıyla Japonya’da da sadece kızların okuduğu üniversiteler yıllardan beri var.
Peki, dünyada oluyor da Türkiye’de niçin olmasın? Kızlara ayrı okul açan ülkeler ‘gerici’ de, biz mi ‘ilerici’yiz?
Talep var, öyleyse kızlara ayrı sınıf ya da okullar vakit geçirilmeden açılmalı. Asıl ‘pozitif ayrımcılık’ budur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi