Elif Nisa

Elif Nisa

İttihad-ı İslam'ın Doğum Sancıları

İttihad-ı İslam'ın Doğum Sancıları

Bugün İslam coğrafyasında yaşanan olaylar, üzerinde önemle düşünülmesi gereken gelişmelerdir. Anti demokratik yönetimlerin yıllardır süregelen baskıcı yönetimleri altında tutsaklığı yaşayan insanların tepki göstermeleri, baskıların kalkması ve demokratikleşme yönündeki ilerlemeler kuşkusuz memnuniyet vericidir. Gelişmeler, İttihad-ı İslam'ın yakınlaştığı yönünde ümitleri daha da artırmıştır.

İslam ülkelerinde yönetimde olanlar, mezhebi ne olursa olsun her vatandaşına aynı mesafede olmalı, her bireye eşit imkanlar sağlamalıdır. Halkın huzuru yoksa bu, Kur'an ahlakının tam anlamıyla yaşanmadığı anlamına gelir. Kur'an ahlakını yaşayan yöneticiler görevlerinin hizmet olduğunun ve halkın insanca yaşaması gerektiğinin bilincinde olurlar. Baskıcı yöntemlerle, farklı görüşteki insanların meşru taleplerini engellemek hatadır; Allah'ın hoşnut olmayacağı bir davranıştır. Gerçek özgürlük, barış ve güvenin sağlanabilmesi, Kur'an'ın haber verdiği ve Peygamberimiz (sav)'in işaret ettiği yol izlendiğinde gerçekleşecektir.

Dünyanın dört bir yanında yaşanan gelişmeler Peygamberimiz (sav)’in 1400 yıl önce bildirdiği Ahir Zaman alametleridir. Peygamberimiz(sav) Ahir Zaman'ın ilk döneminde, inkara dayalı bazı felsefi görüşler sonucu büyük bir ahlaki dejenerasyon ve fitne yaşanacağını ardından savaş, çatışma, adaletsizlik ve zulmün yayılmasıyla dünyanın büyük bir kaosa sürükleneceğini haber verir. İnsanlar bu zorluk ve sıkıntıların sona ermesi için çözüm arayışı içerisine gireceklerdir. Yüce Allah, bu karmaşık dönemin ardından insanları büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Dinsizliği yaygınlaştırmayı amaçlayan felsefi sistemler fikren çürütülecek, dinimiz tüm bozulma ve hurafelerden arınacak ve özüne dönecektir.

Peygamberimiz(sav)in birçok hadisiyle haber verdiği Ahir Zaman'da dünyada yaşanan zulüm ve kargaşayı kısaca özetleyecek olursak:

Arap yarımadasında karışıklıklar, masum insanların ve çocukların öldürülmesi, ard arda yaygın fitnelerin ve şiddetli savaşların yaşanması, yerleşim yerlerinin yıkıma uğraması, evlerinin insanlara mezar olması, barışın sağlanamaması, insanların evlerinden, şehirlerinden kaçmaları, Müslümanların zulme uğraması, camilerin yıkılması, dünyada bozgunculuk, anarşi, terör ve katliamların yaygınlaşması, Batı’da karışıklıklar olması bu konudaki bazı başlıklardır.

Peygamberimiz (sav), bu dönemde yaşanacak olayları detaylı olarak anlatmış, Müslümanları bu döneme karşı uyarmıştır. Ahir zamanda, Fırat'ın suyunun kesilmesi, Kabe'de kan akıtılması, Irak ve Afganistan'ın işgali, Ramazan'da Ay ve Güneş tutulması, Halley ve Lulin kuyruklu yıldızlarının geçişi, Müslümanların zulme uğrayacağı, savaşların ve doğal felaketlerin artacağı gibi önemli olayları teker teker haber vermiştir.

Hadislerde tarif edilen Ahir Zaman alametlerinin çoğunun gerçekleşmiş olması, Allah'ın dilemesiyle, Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği dönemi yaşadığımızın göstergesidir. Bu durumda Müslümanlara düşen, İslam aleminin birleşmesi isteklerini dile getirmeleridir. Çünkü özlemle beklenen barış ve huzur ancak Allah'ın Kuran'da emrettiği gibi birlik olduklarında ve yaşanan olayları sosyal ve siyasi bir gelişme olarak değerlendirmeyerek, Allah'ın hayır ve hikmetle yarattığına inandıklarında gerçekleşebilir.

Bugün İslam coğrafyasındaki olaylar endişe verici gibi görünüyor da olsa yaşanan zulüm, kargaşa ve çekilen acılar, yaklaşan kutlu dönemin doğum sancılarıdır. Yeryüzünde adalet, barış, huzur, sevgi, mutluluk, bolluk ve bereketin hakim olacağı kutlu çağın...

İslam alemi artık bağlarını ve birlik ruhunu güçlendirmeli, hak olanda ittifak etmelidir. Bediüzzaman Hutbe-i Şamiye'de bu konuya şu sözleriyle ışık tutar: “İstikbalde hürriyet-i şer’iye inşaAllah bütün İslam aleminde hakim olacak, şimdi fecr-i kazip (yalancı şafak) de olsa 50 sene sonra fecr-i sadık (gerçek şafak) çıkacak.” Bugün 50 yıl geçmiştir; o halde -Allah'ın dilemesiyle- zamanı gelmiştir.

"Müslümanlar Kardeştir"

Müslümanların unutmaması gereken önemli bir konu, "La İlahe İllAllah Muhammeden Resulullah" diyen herkesin kardeş olduğudur. Bugün İslam aleminin manevi bir lideri yoktur; kardeşlik, birlik ve beraberlik çok gereklidir.

Mezhebi, düşüncesi ya da grubu ne olursa olsun eziyet gören bir Müslümanı, bir diğeri görmezden gelemez. Peygamberimiz (sav)'in söylediği gibi; "Müslüman, Müslümana zulmetmez ve onu tehlikede bırakmaz."

Allah'ı, Kitabı, Peygamberi ve kıblesi bir olan Müslümanlar artık birlikte hareket etmelidirler. Müslümanları birbirine düşman etme ve aralarına nifak sokmayı amaçlayanların oyunlarını bozmalıdırlar. Bir Müslüman kendisi ve yakınları için istediği özgürlüğü, rahatlığı, refahı ve güveni, tüm Müslüman kardeşleri için de istemelidir. Bu, Kur'an ahlakının gereğidir, vicdani yükümlülüktür.


Sonuç Olarak;

Bir kısım Evanjelikler ve yanlış bilgiye sahip bazı Müslümanlar, Mehdiyetin ve Mesihiyetin kan dökülerek ve Müslümanlar'la Ehli Kitap arasında büyük bir savaş yaşanması sonucu gerçekleşeceği inancına sahiptirler. Kan beklentisi içindeki herkes yanılgıdadır. Peygamberimiz(sav)'in hadisinde ifade ettiği gibi "uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz. Dünya adeta Asr-ı Saadet devrine geri döner.” (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Müjdelenen dönemde barış, sevgi, dostluk ve kardeşlik, geçmişte bir örneği olmadığı kadar güzel yaşanacak, insanlar huzur, refah ve güven içinde olacaklardır.

“Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.” (Saff Suresi, 9)

Allah'ın buyruğu olan Müslümanların birleşmesini göz ardı eden ya da istemeyen bazı kişilerin aksine Türk ve İslam dünyasında bu konuda heyecan ve şevkli bir bekleyiş gözlenmektedir. Dahası Müslümanlar arasında birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun yeniden canlanmaya başladığının işaretleri vardır. İttihad-ı İslam coşkuya savunulmalı, Müslümanlar hızla birlik olmalı ve büyümelidirler. Müslümanların ve tüm insanlığın gerçek huzur ve mutluluğu yaşamaları ancak İttihad-ı İslam iledir.

"Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmış. Ye’sin rağmına (ümitsizliğin inadına) olarak ben dünyaya işittirecek derecede kanaat-i kat’iyemle derim; İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacak. Ve hâkim, hakaik-i Kur’âniye (Kur'an gerçekleri) ve imaniye olacak." Bediüzzaman (Hutbe-i Şamiye)


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Elif Nisa Arşivi