Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Acemi nalbant ve Amerika

Acemi nalbant ve Amerika

Amerika diye bir ülkenin varlığını öğrendiğim günden bu yana, nedense Amerika’ya hiç içim ısınmamış ve güvenmemişimdir. Hakkında hiçbir şey bilmediğim bir ülke ve insanları hakkında önyargısız ve peşin hükümsüz böyle bir kanaatim oluşmuştur.
Sonraki yıllarda Amerika denilen ülkeyi tanıdıkça, ilk öğrendiğim günkü kanaatimin ne derece doğru olduğunu anlamıştım. Bugün de Amerika’nın beyaz dediğine siyah, siyah dediğine beyaz demeyi sürdürmekte kararlıyım.
“Bu kadar inat niye?..” sorusunu kendime sordum ve cevabını da yine kendim verdim. Şimdi anlatacağım hadise, niyetimi ve kararlılığımı doğrular nitelikte. Gerçi yazmaya çalışacağım olay, devede bırakın kulağı, bir tüy bile değil.. Ama yeni olduğu için paylaşayım.
önceki gün Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikteydik. Aynı birliktelikte Yeryüzü Doktorları Türkiye Şubesi Başkanı Doç. Dr. İhsan Karaman da vardı.
Deniz Feneri ve Yeryüzü Doktorları, Afrika ülkelerinde çaresiz, kimsesiz, aç ve sefil insanlara sağlık yardımından gıdaya, gıdadan giyime kadar pek çok konuda hizmet ediyorlar. 2 yıldır sürdürdükleri yardımlar bütün hızıyla devam ediyor.
Afrika’da açlığın yanı sıra kadınların baş belası olan ve tedavisi de Nijer devletine çok pahalıya mâl olan bir hastalığa müptelalar. Daha önceki Nijer seyahatimde yazmıştım. Kadınlarda görülen “fistül” diye bir hastalık var. Bu hastalık, kadınları insan olmaktan çıkarıyor ve hemen ölümünü bekleyen insanlara döndürüyor.
Deniz Feneri ve Yeryüzü Doktorları, bu insanları hayata döndürmek için 2 yıldır büyük gayretler sürdürüyor. Şimdi yeni bir kampanya daha başlatarak, fistül hastalığından kadınları kurtarmak için çaba sarf etmekteler.
Yeryüzü Doktorlarına bağlı gönüllü doktorlar, Deniz Feneri’nin organizesinde hâlâ ameliyatlarına devam ediyor ama yetişemiyorlar. Ameliyat edilen hastaların yatacağı bir hastane yok. Nijer devleti böyle bir imkânı yokluktan ve yoksulluktan veremiyor.
Nasip olursa Deniz Feneri ve Yeryüzü Doktorları, Nijer’in Maradi şehrinde küçük bir hastane yaparak, ameliyat edilecek insanların sayısını çoğaltmak istiyor. Allah kimseye vermesin, bu hastalığı tarif edemiyorum, yani tarif etmekte zorlanıyorum. Kısaca “kadın hastalığı” anlayın işte. Bu hastalığa yakalananlar; ne anaları, ne babaları, ne çocukları, ne de kocaları tarafından istenmeyen kişiler ilan ediliyor. Daha nasıl yazayım.
Milletimizin büyük katkılarıyla, gönüllü doktorlar ve gönüllü hizmetlilerle, kadınlar sağlıklarına kavuşuyorlar. Bizimkiler gece gündüz demeden çalışırken, birden Amerikalılar devreye giriyor ve onlar da ameliyata başlıyor. Bizimkiler önce Amerikalıların da bu işi insani bakımdan yaptıklarını zannediyorlar ama bir bit yeniği olabileceğini de düşünüyorlar.
çünkü bizim doktorların yaptıkları ameliyatlar 2 saatte biterken, Amerikalıların yaptığı ameliyatlar 5-6 saat sürüyormuş. Söz konusu ameliyatın 5-6 saat sürmesi mümkün değilmiş.
Meğer ameliyata girenlerin pek çoğu tıp öğrencileriymiş, Kadınları kobay olarak, yani deneme tahtası olarak kullanıyorlarmış. Onların yaptıkları ameliyatı bir müddet sonra bizimkiler yeniden yapmaya başlamışlar. Kadınların fistül ile ilgisi olmayan yerlerinde ameliyat izleri görülmeye başlamış.
Bunun üzerine Nijerli yetkililer devreye girmiş ve Amerikalıları bölgeden uzaklaştırmak istemişler ama iş işten geçmiş. Bu acı manzara anlatılınca Engin Yılmaz; “Acemi nalbant işini gavurun eşşeğinde öğrenirmiş.. Amerikalılar da işlerini Müslüman halkın üzerinde öğreniyor demek ki..” diyerek kampanya başlatacaklarını vurgulayıp şunları söyledi:
“Büyük halkımızın desteğiyle dünyanın neresinde olursa olsun, din, dil, ırk ayrımı yapmadan yardıma koşuyoruz, Nijer’e de koşmalıyız. Nerede mazlum varsa, o insanların imdadına yetişmeliyiz. Masum, mazlum ve çaresiz insanları, art niyetli insanların eline bırakmamalıyız.”
Allah yardımcıları ve yardımcımız olsun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi