Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

'Seçimler yapılır değil mi?'

'Seçimler yapılır değil mi?'

Sağduyu kazandı ve Yüksek Seçim Kurulu, yanlıştan döndü. İki günlük kâbusun sona ermesinde, demokrasiye sahip çıkan geniş kamuoyu desteği yanında, kanaatimce en önemli rolü Sayın Cumhurbaşkanı oynadı.


YSK'nın kararından önce, "Belgeler tamamlandı, artık problem olmaması lazım." açıklamasında bulunarak tehlikeli bir tırmanışın önünü kesti.

Seçime giderken daha başta bir badireyi atlattık, ama bitti mi? Seçim yolunda acaba başka hangi provokasyon ve tuzaklar var?

Bu topraklarda birkaç asırdır, acımasız, hukuksuz ve kuvvete dayalı bir iktidar mücadelesi cereyan ediyor. Ergenekon davasının anlattığı da aslında budur. Halkın tepesine binen, kendi kendini halkı yönetmek için vâsi tayin eden laikçi-Kemalist elit bir güç var. Atatürk'ün adını kullanan, bolca özgürlük ve demokrasi lafı eden çifte standartlı organize bir güç bu. Siyaset, ekonomi, medya, bürokrasi, iş dünyası, yarı resmî sivil toplum kuruluşları ile her alanda tahkim edilmiş bir vesayet rejiminin sahiplerinden söz ediyoruz.

27 Mayıs darbesinden bu yana açıktan halkla mücadele ediyorlar. Halkın seçtiklerini darbelerle indiriyor, onları asıyor, istiskal ediyor, siyasete korku salıyorlar. Balans ayarı altında partilerle oynanıyor, parti yönetimlerine kozmik adamlar yerleştiriliyor, onlar oradan oraya transfer ettiriliyor, siyaset ve siyasetçi itibarsızlaştırılıyor. Faili meçhul cinayetlerle medyaya, iş dünyasına, sendikalara korku salınıyor. İnsanımızı, sürekli korkularla, baskılarla sindirme peşindeler. Sağ-sol çatışmaları altında binlerce gencin öldürülmesini hazırlıyor/seyrediyorlar. Hapishaneleri işkence hanelere çeviriyor, "umut" operasyonları altında umutları katlediyorlar.

Acımasız, fütursuz, insafsız, merhametsiz bir zihniyet bu.

Fakat şimdi Ergenekon davası ile bir umut ışığı belirdi. Balyozlar, fuhuş çeteleri, casusluk şebekeleri üstü örtülemeyecek, kapatılamayacak kadar iddianamelere döküldü, yargıya düştü... Parlamentonun tıkandığı, iktidar partisinin bir kez daha kapatılma tehdidi altına girdiği sırada, referandumda çıkan evet ile demokratikleşme hamlesi cesaret kazandı. Bu irade, vesayetçileri telaşlandırdı. 12 Haziran, bu umudun, cesaretin perçinleneceği bir gün olur diye paniklediler. Gençleri, sokağa dökmek istediler, olmadı. Üniversiteleri yeniden anarşinin hergele meydanı yapmak istediler, tutmadı.

Ellerindeki tek koz, terör örgütleri... Dükkânlara, belediye otobüslerine, polislere saldıran kalabalıkları sahaya sürdüler. Akıllarında hep, Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da, Suriye'deki ayaklanmaların benzerini tezgâhlamak var. Tezada bakınız ki, oralarda vesayete isyan edilirken, burada vesayeti sürdürmenin hesabı var. Bir anda, hiç umulmadık biçimde ortaya çıkan bir YSK kararının nelere sebep olduğunu dehşet içinde seyrediyoruz. Hiç şüpheniz olmasın, hedefleri; seçimlere şaibe düşürmek, hatta yapabilirlerse, seçimleri engellemek... Önceki gün, Türkiye'nin siyasetini yakından takip eden, ülkesi için endişelenen akademisyen bir arkadaşla telefonda konuşurken, pat diye "Hüseyin Bey, seçimler yapılır değil mi?" diye sormaz mı?

Bu ülkeyi seven herkesin sağduyuda birleşmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Demokrasi için yakalanan fırsat heba edilmemelidir. Biliyorum, bugün -Allah korusun- bu ülkede darbe olsa, yarın sevinçten sokağa fırlayıp oynayacak insanlar var. Bunların çoğu da "okumuş çocuklar", Amerika, Avrupa görmüş tuzu kuru insanlar... "AK Parti bir daha iktidar olacağına, asker gelsin daha iyi" diyenlerin varlığı, bütün partileri rahatsız etmelidir. Halkın gözünün içine bakmak yerine, askerin gözünün içine bakmak, nasıl "sivil" bir ruh halidir acaba?

Şunu herkes gördü ki, devlet içinde hâlâ farklı iki güç odağı var. Vesayet adına direnenler, demokrasi adına pes etmeyenler. İyi ki Çankaya'da Sayın Abdullah Gül var...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi