Mehmet Emin Genç

Mehmet Emin Genç

Karanlık mihraklar harekete geçti

Karanlık mihraklar harekete geçti

Değerli dostlar, bir süredir ülkemiz seçim sath-ı mailine girdi. Memleketin her tarafı şimdiden renklendi, hareketlendi, bereketlendi. Bir taraftan siyasi partiler Milletimize vaatlerini sıralarken, bir başka taraftan da bir birlerine ağır eleştiriler getirmeye başladı. Hatta çirkin görüntülerin ortaya saçıldığı kaset savaşları start aldı. Ve nihayet seçim kampanyasına kan bulaştı, bir polisimiz şehit olurken, bir başkası ise yoğun bakıma alındı. Yani barış ve istikrar istemeyenler, kaostan medet umanlar ve demokrasiye inanmayanlar harekete geçti. Anlaşılan o ki, 12 Haziran seçim günü yaklaştıkça ortalık daha da hareketlenecek gibi görünüyor.

Gerek sokaklara asılan bayrak ve flamalarla ve gerekse arabalara giydirilen kombinasyonlarla adeta cümbüş başladı dedirten renkli görüntüler şimdiden ortalığı kapladı. Yeni ve eski bestelerden oluşan o güzelim seçim şarkıları da sokaklarda çalınmaya başlanınca şov tamamlanmış oldu. Kampanyalar çeşitli alternatifleri içerdiğinden her geçen gün yeni yeni cinliklerle karşılaşacağımızda netleşir gibi oldu. Her tarafta adeta Bayram havası yaşanıyor. Her ne kadar iktidar hırsı gözlerini bürüyen bazı siyasiler ağızlarını ve üsluplarını bozmaya yeltendilerse de milletin gözünü dolduramadılar, bu ve benzeri tabii olmayan yöntemleri benimsemediğini anlayamadılar. Puan kaybettiler.

Atalarımız, “Üslub-ü beyan, aynıyla insan” diyerek üslubun ferdin ahlak ve huyunu olduğu gibi yansıttığına ve gizlemeye çalıştığı yönünü ortaya koyduğuna işaret buyurduklarına göre bu ağzı bozuk adamların yaklaşmakta olan seçimde arzuladığı sonucu elde etmeleri muhal gözüküyor. Sövgü ve argoyla konuşan iktidara talip bir siyasetçi kendi işini ne kadar zorlaştırdığını anlamak zorundadır. Ana ve Avrat gibi hepimizce kutsal ve masum kabul edilen değerleri seçim meydanı kürsüsünden bilinçli bir şekilde çağrıştırmak ve ardından da kıkır kıkır gülmek ancak kontrolünü ve muvazenesini kaybetmiş bir mahlûkun işi olabilir. Vurgulandığı ve zannedilmesi istendiği gibi, bu kelimeler öyle lafın gelişi, spontan olarak ta söylenmemiş, önceden planlanarak kasıtlı bir şekilde dile getirilmiştir. Yoksa “ağır olur, gerisini söylemeyeyim” denmezdi.

Ülke bütçesinin kaldırmakta zorlanacağı türden Demirel vari, kim ne veriyorsa, ben beş fazlasını veriyorum gibi şark kurnazlığı vaatleri de havada uçuşuyor. Aynı eski siyasimiz emeklilik yaşını da aşağılara indireceğini söylemiş ve bunu uygulayınca, merhum Özal’ın dengelediği sosyal güvenlik sandığını iflasın eşiğine getirmişti. Bir ev ve bir araba anahtarı da unutamadığımız siyasi vaatler listesine baba’nın halefi “sarışın güzel kadın” sayesinde yerleşmişti. Bugün de ülkeyi zora sokacak ve zorla nihayet yerine oturtulan ekonomik dengeleri bozarak yeni bir krizin yaşanmasına vesile olacak vaatleri ne yazık ki çok alkışlıyor ve unutkan insanlar gibi aynı noktadan yara almayı arzuluyor gibiyiz. Asla unutmamak gerekir ki o uçuk vaatler kısa süre sonra ülkemizi tarihinin en ağır ekonomik krizine sokabilir ve merkez bankası’nın kasalarında ki dolarları kısa sürede eritebilir. Böylece de çocuklarımızın geleceği için planlanmış olan hedefler de suya düşmüş olur. Oysa 2023 vizyonunda çok daha farklı ve çok daha heyecan veren umutlara kapılmaya başlamıştık bile.

Bu arada kaset savaşları da başladı. Zaten bir partimizin genel başkanı bir kaset operasyanu ile bugünkü koltuğuna oturmuş ve muarızlarının, kasetle gelen kasetle gider yaftalarına maruz kalmıştı. Kasetin kimler tarafından üretildiği henüz netleşmedi ama parti içi hesaplaşmanın ve uzun bir senaryonun sonucu olduğuna da pek itiraz eden olmadı. Sayın Baykal’ın maruz kaldığı bu kaset operasyonunun menşei netleşmeden yeni üretim kasetler ortaya çıkmaya başladı. Bu kez bir başka partinin genel başkan yardımcıları’nın başrollerde olduğu bu yeni üretimler de, ayrı bir plan ve hesaplaşmanın işaretlerini taşıyor. Kaset çözümlerinin gazetelere yansıdığı kadarıyla; mensubu oldukları siyasi anlayışı ve kendi partililerini bile çirkin yaftalarla suçlayıp, ağza gelmeyecek nice ağır herzenin bu kasetlerde karıştırıldığı anlaşılıyor. Mezkür bu kasetler, siyasi yelpazede çok önemli bir yere sahip olan bu partiyi, ne yazık ki zor durumda bırakıyor. Ve daha da vahimi ard arda gelen bu görüntüler ilgili partiyi barajın altına bile çekecek gibi gözüküyor.

Ve bütün bu gelişmelerden daha önemlisi, Demokrasiye inanmayanlar harekete geçti. Belli yerlerin taşeronluğunu yaptığı herkes tarafından kabul edilen bazı örgütlenmeler, anahtar teslimi iş alıp bitirmeye başladı. Şiddet düzeyi yüksel bazı gösterilerden sonra, nihayet kampanyaya kan sıçradı. Başbakanın seçim konvoyunu hedef alan caniler bir polisimizi şehit etti, bir diğerini de yaraladılar. Dikkatler başka yöne dönsün ve kimseler farklı yerleri aklına getirmesin diye de, olayın güya ses kayıtları da medyaya servis edildi. Sanki teröristlerin başka bir işi yok da, dinlendiğini güya bilemeden bu denli detay içeren bilgiyi telsizle paylaşıyorlar. Yani bu işin bir derin provakasyon olduğunda şüphe yok. Ve daha da önemlisi mesaj aslında Polise değil, bizzat ülkenin Başbakanınadır. Bu güne kadar kendisine yönelip te başarılamadan ortaya çıkarılan yirmi civarındaki suikast denemeleri de bu iddianın delilidir.

Memlekette Demokrasiye inanmayan karanlık mihraklar her daim iş başındadır. Türkiye Cumhuriyetini kendilerine atalarından bırakılmış bir miras olarak kabul etmektedirler. Dolayısıyla kendilerini bu ülkenin gerçek sahipleri ve ebedi yöneticileri görmektedirler. Seçimle iş başına gelenler, memleket meselelerine onlar gibi bakmıyorsa, onlara göre haindir, işgalcidir. Bir an önce alaşağı edilmeli ve mevcut makamlar tekrar kendilerine teslim edilmelidir. Yoksa onlar Milleti tepeleye tepeleye zaten idareyi ellerine alacaklardır. Ayrıca özellikle doğu ve güney doğunun bazı illeriyle, belli büyük şehirlerin bazı merkezlerinde provakatif eylemler ve bazı siyasiler tarafından verilen provakatif mesajlar da bu oyunun bir parçasıdır. Şom ağızlı bazı politika erbabının ellerine tutuşturulan pusulalardan kin ve nefretlerini kusmaları asla unutulmayacaktır.

Bu yazının nihai mesajı şu olsun. Karanlık mihrakların harekete geçmiş olması dolayısıyla muhterem Başbakanımızın korumalarının ve koruma yöntemlerinin titizlikle yeniden ele alınarak güçlendirilmesi ve her türlü tedbir alınarak dikkatlerin daha bir artırılması asla ihmal edilmeyecek kadar önemlidir.

Kötülerden ve tüm kötülüklerden koruyan, kollayan ve muhafaza eden yüce Allaha emanet olunuz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Emin Genç Arşivi