Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Teröre yenilerek Kürt sorunu çözülemez...

Teröre yenilerek Kürt sorunu çözülemez...

Silvan'daki pusu, herkes için yeni bir sayfa açtı.

Artık yeni bir dönem başladı: Hükümet için, Genelkurmay için, BDP için, PKK için... 13 şehidin kanlı üniformaları daha sırtlarında iken, kendi kendine gelin güvey olan birilerinin, Diyarbakır'da "demokratik özerklik" ilan etmeleri de iyi oldu. Terörü kınamayan, şiddete hayır demeyen, intihar eylemcisinin ve "şanlı gerillanın" Kürt halkının yolunu aydınlattığını söyleyenlerin, artık yolun sonuna geldiklerini öğrenecekleri bir dönem başladı.

Hükümet için yeni bir dönem, çünkü halktan yüzde 50 oy almış bir hükümet artık "kanları yerde kalmayacak", "her türlü tedbir alınıyor" laflarını edemez. Bu olayın hesabını sorumlularından sorar. Sormak zorundadır. Nitekim ilk defa İçişleri Bakanlığı'na da Silvan pususunu soruşturma talimatı verildi. Terörle mücadelede kontrol ve inisiyatif, bundan böyle tamamen hükümette olmalıdır.

Hükümetten asıl beklenen nedir? Kürt sorununa demokratik bir çözüm bulmak. Çünkü bu sorun, Türkiye'nin en büyük meselesidir. Bu meseleyi çözen Türkiye'yi kimse tutamaz. Türkiye şaha kalkar. Huzur, istikrar ve refah ülkesi olur.

Ancak bir şey daha var. Demokratik çözüm arayışı, terör sorununu çözmez. Terörün belini kıramayan Türkiye, demokratik çözümü de bulamaz. Tam tersine, dış odaklar, bize kendi çözümlerini terörle dayatıyorlar. "Demokratik özerklik" ilanı bir dayatmadır. "Türkiye'yi 'gerilla' ile PKK ile dize getirdik. İstediğimizi verecekler" demeye getiriyorlar. Ha, bunu düşünenler bu milleti asla tanımıyorlar. Onun için kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar, o başka. Fakat koskoca Türkiye, bunlara teslim olamaz, olmayacaktır, bunu da öğrenecekler...

Bu millete kimsenin çaresizlik yaşatmaya hakkı yok. Hele yüzde 50 oyla güven tazelemiş bir hükümetin asla yok. Hükümeti zaafa düşürmek isteyenlere fırsat vermeden, hükümetin aleyhine geri tepmesini önleyecek tedbirleri almalıdır.

Bölücü terör örgütü çok açık ki, dışarının kontrolündedir. Bizi kimse, dağdaki 3-5 bin kişinin Türkiye'ye karşı savaş yürüttüğüne inandıramaz. Türkiye, bölgesinde ve uluslararası alanda yürüttüğü politikalarla, artan gücüyle pek çok ülkeye rahatsızlık veriyor. Suriye, İran, İsrail, Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika, güçlenen ve yıldızı parlayan bir Türkiye'den rahatsız olabilirler. İçeride vesayetin taşeronu Ergenekoncular, Türkiye elimizden kayıyor diye zaten rahatsız oluyorlar. Bir tane PKK da yok. Dağdakiler ayrı, Avrupa'dakiler, İran ve Suriye'dekiler, içeridekiler, İmralı'ya bağlı olanlar ayrı ayrı fotoğraf veriyorlar. Ama şer cephesi bir tanedir. Millet var, bir de bu milletin düşmanları var...

Evet, şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Kürt sorunu, Türkiye'nin demokratikleşmesi ile çözülecektir. Buna samimiyetle inananlar yeni bir sivil zemin inşa ediyorlardı. Pusular, provokasyonlar bundan rahatsızlığın sonucudur. Bu zemini muhafaza etmek için, sivil bir anayasa yapılmasını engellemeye çalışanlara fırsat vermemek için terör belasını bitirmek zorundayız. Teröre yenilen bir Türkiye, Kürt sorununu çözemez. Hem terörle bu ülkenin gücüne yakışan bir mücadele hem de Kürt sorununun demokratikleşme ile çözümü... Bu ikisi birlikte ve paralel götürülmelidir.

Şimdi şiddeti ve terörü kınamayanların, insan hayatını hiçe sayanların denklem dışı kalacağı bir dönemin başlangıcındayız. Irkçılar değil, Türkiye'nin makul çoğunluğu kazanacak... Savaşın dili değil, barışın dili kazanacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi