Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

İnsan olsun yeter

İnsan olsun yeter

Benim üstesinden gelemediğim bir sorunum var. Sevdiğim biri var ama ailem onunla evlenmeme karşı çıkıyor. Ama ben çocuğa güveniyorum ve bizim niyetimiz ciddi. Çocuk standart bir maaşla çalışıyor, maddi durumu pek iyi değil. Ailemin karşı çıkmasının nedeni de bu. Ben, evleneceğim kişinin, iyi bir insan olmasını daha çok önemsiyorum ama aileme bunu anlatamıyorum. Annem zengin biri olsun da ne olursa olsun diyor ama parayla saadet olur mu? Çocuğun işi iyi orta halli bir aile olarak yaşar gideriz bunu aileme nasıl anlatabilirim? M.A.
Huzur ve mutluluk ararız

Aile büyüklerimiz, çevrenin ne söylediğini ne düşündüğünü hayatlarının merkezine koyduklarından, maddiyatı ön planda tutabiliyorlar. Elbette her anne baba çocuğunu evlendirirken, maddi olarak da rahat etmesini ister. Ancak, bu hiçbir zaman hayatımızın merkezinde yer almamalıdır. Sizin de ifade ettiğiniz gibi evleneceğimiz kişinin dindar ve iyi bir insan olması önceliğimiz olmalı, daha sonra da ekonomik olarak ailenin sorumluluğunu üstlenebilir mi buna bakmalıyız. Yoksa evlilikte uyum olduğu sürece, eşler yeni bir iş kurabilirler, mesleki olarak kendilerini geliştirebilirler ve maddi olarak ayakta kalmayı başarabilirler. Ancak ilişkilerde uyum yoksa ve şiddetli geçimsizlik hakimse, maddiyat olsa da kimse bunu göremez. Çünkü evlilikte her birimiz huzur ve uyum ararız. Bu sorunu ailenle çatışma içine girmeden konuşabilirsin. Evleneceğin kişinin mesleğinde ilerleyebileceğini, ortak bir şeyler yapabileceğinizi, ekonomik olarak sorumluluğunuzu alabileceğinizi izah edebilir ve bu konuda aileye güven verebilirsiniz. Onlarla ilişkilerinizde sevecen bir dil kullandığınızda bir süre sonra seni anlayacaklardır.
Babamı kaybetmekten korkuyorum

Fatma abla ben on sekiz yaşında bir genç kızım. Babam ben küçüklüğümden beri karaciğer hastası olduğundan bir ayağımız hastanelerde geçti. Şu an evde yatıyor, arasıra kontrolleri var. Bende hep babayı kaybetme korkusu vardı o yüzden onun eşyalarını hiç atamıyorum. On yıllık çoraplarını bile gardorabımda saklıyorum. Küçükken bana aldığı hediyeleri, eski eşyalarını, yırtık kazaklarını, diş fırçalarını, okuduğu kitapları hepsini biriktiriyorum. Annem bunun bir hastalık olduğunu söylüyor ama ben onlarla teselli buluyorum. Sizce hata mı yapıyorum? Z.T.
Senin payına da bu düşmüş

İfadenden anladığıma göre, babanın küçük yaştan itibaren rahatsız olması sende kaybetme korkusuna neden olmuş. Bir şekilde babayı kaybedebileceğinden endişe ediyor ve bu kaygıyı yatıştırabilmek için ona ait eşyaları biriktiriyorsun. Sevdiğimiz insanların bazı eşyalarını saklayabiliriz ama onlara ait ne varsa her şeyi de biriktiremeyiz.

Sana öncelikle kaybetme korkunla yüzleşmeni tavsiye ederim. Elbette her birimiz günün birinde bu dünyaya veda edeceğiz. Ama kim ne zaman gider bunu bilemeyiz. Bu nedenle acıya odaklanmak yerine dünyada nasıl yaşamamız gerekir bunu düşünmeliyiz. Babanın hasta olmasına çok üzülüyorsun bu konuda seni anlayabiliyorum ama hayatta acıyla neşe yan yana yaşıyor ve senin payına da bu düşmüş. Burada duruma rıza göstermek ve Allah'a sığınmaktan başka yapacağımız bir şey yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi