Faruk Çakır

Faruk Çakır

Çin’deki irtica

Çin’deki irtica

Hayalî düşmanlarla gündem değiştirerek Türkiye’nin önünü tıkayanların başında “irtica” tehlikesinden bahsedenler gelir. Yıllardan beri “İrtica geldi, geliyor!” diyenlerin ülkemize neler kaybettirdiğini tartışmak lâzım. Meselâ, İslâm ülkelerinin hassas olduğu bir konu var. Bu ülkeler, herhangi bir gıda maddesi ithal edecekleri zaman onun “helâl” olup olmadığına bakarlar. Bu talebi dikkate alan Hıristiyan ülkeler bile bu konuda belge ve sertifika veren kuruluşlardan bunları alır.

Yıllardan beri yapılan propaganda dolayısıyla Türkiye’de “Helâl gıda” demek bile neredeyse ayıplanır olmuştu. Öyle ya, burası “laik” bir ülke ve gıdaların “helâl olup olmadığı”nı konuşmak, tartışmak ve sormak ayıp olurdu! Fakat dünya küçülüp de bir köy haline gelince İslâm ülkelerinin bu taleplerini dikkate almayan firmaların ayakta kalmasının zor olduğu ortaya çıktı. Nihayet Türkiye’de de bu konular tartışıldı ve helâl gıda sertifikası verebilecek kuruluşlar kuruldu.
Geçenlerde yaptığı Çin ziyaretinden bahseden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez şöyle demişti: “Ben bir süre önce Çin’deydim. Programa iki tane fabrika koymuşlar. ‘Benim ne işim var?’ dedim. Çok ısrar ediyorlarmış ziyaret için. Ne yapacağımı, neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Gittik, gezdik. Bizim dilimizde ‘Helâl Gıda’ fabrikası. Gezdikten sonra bize ‘Biz Diyanet İşleri Başkanlığının dünyadaki etkisini biliyoruz. Siz uzmanlar gönderseniz. Baştan sona gezseler. Bizim hayvan kesimimiz, katkı maddelerimiz, tüm parçaları gözden geçirsinler. Sonra siz Başkanlık olarak bize bir damga vursanız. Olmaz mı?’ dediler. Benim de içimden geçirdiğim bazı düşünceler oldu. Zaman zaman maalesef bu ülkede ‘helâl gıda’ tabiri ifade edildiğinde irtica ile ilintilendirilmiştir. Ben bu irtica ile Çin’de karşılaştım.” (Hürriyet, 9 Temmuz 2011)
Aradan bir kaç gün geçti ve Çin’in “helâl gıda” işini gayet ciddiye aldığını gösteren bir haberle daha karşılaştık. Haberde şu bilgiler var: “Dünya genelinde helâl gıda üretimi ve sertifikası her geçen gün önem kazanırken, Müslümanların yaşadığı ülkelerde şirketler bu pazara yönelik çalışmalarını arttırıyor. Avrupa ülkelerinde uygulanan sistem Türkiye’de bir türlü resmiyet kazanmazken, Çin genelinde uzun yıllardır sürdürülen uygulamanın genişletilmesi için hazırlıklar yapılıyor. Ülkede yaşayan milyonlarca Müslüman için Çin’in hemen her bölgesinde helâl et temin edebilecek üretim ve satış tesisleri bulunuyor. Çin bu yılın başında Müslümanların şartlarını iyileştirmek için çalışmalar planlamaya başlamış ve bu konu Millî Konferans’ta da konuşulmuştu.” (AA, 19 Temmuz 2011 )
Haberlerde şu ayrıntılar da var: “Çin’de mevcut yasalara göre üniversitelerde 10’dan fazla Müslüman öğrenci olması halinde Müslümanların helâl gıda ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler kurulması zorunlu. Çin’in her şehir ve bölgesinde helâl gıda ve ürün sağlayan restoranların girişinde Çince (Çing Cın) ve Arapça (helâl) ibareleri bulunuyor. Ülkedeki tüm marketlerde ise helâl etlerin üzerinde hangi eyaletin İslâm cemiyeti tarafından verildiği belirtilen aynı şekilde Çince ve Arapça helâl damgaları yer alıyor.”
Çin’de ayrıca her yıl “helâl gıda fuarı” da düzenleniyormuş. Ülkede sadece Ningşia Hui Özerk Bölgesinde üretim ve satış yapan irili ufaklı 9 bin 126 adet helâl gıda kuruluşu bulunuyormuş. Peki, Çin’de bunlar olurken “Müslüman Türkiye” bu konuda hangi noktada?
İstenen ve arzu edilen noktada olmadığımız açık. Yeni yeni “helâl gıda”yı tartışmaya başladık. 10 ya da 20 yıl önce Avrupa ülkelerinde bile “helâl gıda” sertifikalı ürünler satılabilirken, Türkiye’de bu hassasiyet yoktu. Elbette Türkiye’nin İslâm ülkesi olması ve her türlü üretimin büyük ölçüde “helâl yolla” yapılması bunda etkili olmuştur. Fakat bu konu ihmale gelmez ve mümkün olduğunda hassas olmakta fayda var. “İrtica” yaygaralarının ekonomik yönünün de olduğunu “helâl gıda” tartışmaları bir defa daha gösterdi. Kursağımıza gidenin “helâl” olmasına çok dikkat etmek lâzım, vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi