Politikadan vazgeçsek

Politikadan vazgeçsek

Güçlü bir dalga geliyor. Direncimizi artıracak tedbirler lâzım. Önümüz Ramazan. Mübarek ay, çatıyı aktaracak, sağımıza solumuza çekidüzen verecek bir soluk alma fırsatı verebilir.

PKK, dindar kitlelere açılımına zarar vermemek için Ramazan'da düşük profil sergiler. Eylül ayıyla birlikte güçlü bir terör dalgası gelirse ne yapacağız? Gelir mi?

Binayı sağlam tutmamıza bağlı. Sağlam durmak, hazırlıklı olmak, tedbir almak hatta önlemek bize düşüyor. Gelecek öngörülmez; inşa edilir. Bizim bugün verdiğimiz kararların, yaptığımız tercihlerin eseri olan bir gelecek çıkacak önümüze. Terörü caydırmamız lâzım. Bunun ön şartı ise gelmekte olan dalgayı siyasî endişeleri bir kenara bırakıp hep birlikte karşılamak. 'Hep birlikte' lafına BDP'liler de dahil.

AK Parti, anayasa konusunda ciddî bir adım attı. Ciddiyet, dokuz kişilik komisyonda görev alanların kompozisyonundan belli. Ramazan'ın ortasında, yeni anayasa için takip edilecek usulü tartışmaya açan bir 'makale' ortaya çıkacak. Ekimde Türkiye anayasayı müzakere etmeye başlayacak. İhtiyaç duyduğumuz tek şey olumlu ve yapıcı yaklaşımlar. Anayasa yapacak ölçüde ortak mutabakat sağlayabilen bir ülke, terörü çaresiz bırakır. Güçlü bir anayasa iradesi, güçlü bir anayasa inancı terör bataklığını kurutmak için çok önemli. Yeni anayasa, terörün açık tuttuğu eski defterleri kapatıp yeni bir başlangıç yapmak için büyük bir fırsat.

BDP kendi adına bu fırsatı, karavana bir atışla boşa harcadı. Neşe Düzel'in Taraf'ta Bengi Yıldız'la yaptığı mülakat bu boşluğun boyutları hakkında fikir veriyor. 'Demokratik özerklik'in içeriği ile ilgili kimse bir şey bilmiyor. Yuvarlak ve soyut laflar ve bol bol mugalata. "Biz Türkiye'nin tamamı için demokratik özerklik istiyoruz." diyorlar. Türkiye'nin tamamı kimden özerk olacak? Siyasetle yatıp siyasetle kalkan ve kül yutmayan Kürtleri bu proje ile ikna etmek çok zor. Bu sıkıntı, Van'da kampa giren BDP'li vekillerin yüzünden okunuyor. Güneydoğu'da kilometrekareye düşen örgüt sayısı, insan sayısından daha fazla. Kürt siyaseti kendi içinde bir dönüşüm yaşıyor. Muhatap yok. Bu çok örgütlü yapıyı yönetmek ve bir konuda ikna etmek çok zor. İstenen şey sadece babadan oğula geçmediği, yani aristokratik bir zümreye dayanmadığı için feodaliteden farklı, ama basbayağı derebeylik benzeri bir düzen. Kürtler neden razı olsun? Peki bu karmakarışık tablo nasıl çözülecek? Daha fazla terör üreterek. Gelmekte olan terör dalgasının asıl sebebi, Kürt siyaseti içindeki güç rekabeti olacak. BDP kendisini de şiddetin emrine basit bir aparat gibi teslim edecek bu gelişmeyi, inisiyatif alarak ve kişilik göstererek aşabilir. Demokratik özerklik siyasî bir proje değil; bir taktik hamle. Bu hamle ile Kürt siyasetindeki hiyerarşi yeniden düzenleniyor.

Hükümetin terörle mücadele konusunda giriştiği yapısal dönüşüm, aklın, mantığın, tecrübelerin ve şartların ürünü. CHP ve MHP bu dönüşüme askerin avukatı sıfatıyla karşı çıkıyor. Bahçeli'nin "Bu, terörle mücadelede mağlubiyeti kabul etmek ve suçlusunu da TSK olarak ilan etmektir." dediği zaman, şiddetin sona ermesine ne katkı sağlamış oluyor? Devlet ve devlet kurumları bu ülke için lâzım. Terörle mücadele gibi bütün kesimlerin yer alması gereken bir ortak paydayı asker-polis rekabeti içinde iğdiş etmenin ne faydası var?

Gelmekte olan dalga güçlü bir dalga. Tekrarlayalım: Kürt siyaseti kendi içindeki iktidar mücadelesini bildiği en iyi yöntemle, kan dökerek çözecek. PKK 1970'lerin sonunda diğer Kürt örgütlerini yok ederek gücünü pekiştirmişti. Bugün pasta çok büyük ve muhatap yok. İmralı da, Kandil de oyundan düştü. Kürt siyasetçilerin işi çok zor.

Terörle mücadelede herkesin kendince katkı sağladığı ve politik hesaplarını bir kenara bıraktığı bir uzlaşmaya ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Politikadan vazgeçelim. Kürt sorununu terör sorunundan ayırmak ve çözmek için de bir fırsat bu fırtına. Açık, berrak ve dürüst bir tavır: Sağlam durursak bu dalgadan sonrası selamet.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi