Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Norveç canavarının arkasında ne, kim var?

Norveç canavarının arkasında ne, kim var?

2009 sonbaharından beri katliâmı planlayan Norveç canavarı Anders Behring Breivik’in 22 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştirdiği ve dünyayı dehşete veren hadisenin arkasında ne var, kim var? (‘Hıristiyan terörist’ diyemeyiz, zira terörün, cinayetin, milliyeti ve dini yoktur!)
Bir kere, 1500 sayfayı aşkın manifestosu ve şu ifadeleri, onun yalnız olmadığını ve dünyanın beynelmilel bir vahim olayla karşı karşıya olduğunu gösteriyor:

“İslâm, Avrupa’nın varlığını demografik cihad yoluyla tehdit ediyor. Kontrolsüz göç ve kontrolsüz nüfus artışı yoluyla çoğalan, komşularıyla iyi geçinemeyen Müslümanlar, Avrupa’yı fethediyor… Müslümanların kâfire karşı cihad yapmaksızın gayrimüslimlerle barış içinde yaşadığı bir ülke gösterin bana.”
Beynelmilel planın bir parçası olan bu ırkçı saldırının arkasında birçok sebep yatabilir.
Bunlardan birisinin, Hıristiyan âlemi ile, yani Batı ile Müslümanların arasını açmak olduğu apaçıktır.
Ortadoğu-İsrail-Filistin-Türkiye-ABD ile ve ekonomik krizle bağlantılı olduğunu anlamak için de dâhî olmak gerekmiyor.
Bu, “ifsat, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerinin“ tuzağı olan İslamofobi’yi yaymak da olabilir. Yani, insanlığı İslâmdan, Müslümanlardan korkutarak uzaklaştırmanın oyunu.
Zira, Batı’da İslâmî gelişmeler hızla devam ediyor. Ne var ki, bir kısım mihrakların İslâmiyet’e karşı korku ve önyargıları körüklediği gözleniyor. “İfsat, dinsizlik ve ahlâksızlık komitelerinin“, İslâmiyete olan akını durdurmak için dehşetli planlar yaptıkları, oyunlar ve tuzaklar kurdukları sır değil.
Bundan 10 sene önce de, 11 Eylül’de ABD’deki Dünya Ticaret Merkezi Kulelerine yapılan saldırılardan ve ardından Madrid ve Londra’daki bombalamalardan sonra İslâm âdeta şiddet ve terörün kaynağı olarak gösterilmeye çalışılmıştı.
Avrupa’da olduğu gibi, Norveç’te de İslamofobi, “İslâm Korkusu“ imajının yaygınlaştırılmak istendiği gözden kaçmıyor. Barışın, emniyetin, güvenin kaynağı olan İslâm, “terörizm” ile eş anlamlıymış gibi sunulmak isteniyor.
Ne yazık ki, İslamofobi, sözlü tehditlerden, kişi ve mülke yapılan fizikî saldırılara kadar uzanabiliyor. Üstelik, Avrupalı Müslümanlara karşı yapılan ayrımcılığın ve İslamofobik olayların yayılım ve mahiyetleri yeterince belgelenip rapor edilmiyor.
Bizim ve özellikle Avrupa’da yaşayan Müslümanların temel vazifesi, İslâmın özelliklerini, güzelliklerini, ahlâkını, fiilleriyle izhar etmeleri, açıklamaları. Yani, iman esaslarını özümseyip benimsemeleri, İslâm şartlarını îfâ etmeleri ve baştan ayağa nezaket, nezahet olan İslâm ahlâkını sergilemeleridir.
İslâma ve Müslümanlara karşı önyargılar ancak İslâm ahlâkını fiilen göstermekle kırılabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi