Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Gafletle geçen ömür ve Ramazan

Gafletle geçen ömür ve Ramazan

Bektaşinin biri, Ramazandan bir gün evvel hocaya gitmiş, “Ramazan ne zaman?” diye sormuş.

“Yarın!” cevabını almış. ”Hocam, ben çok unutkanım, şu kâğıda ‘Yarın Ramazan’ diye yazıver.”
İstediği yazıyı verir. Bektaşi hergün kâğıda bakar:
“Yarın Ramazan, yarın Ramazan!” derken, en sonunda:
“Vay canına, Ramazan geldi-geçti, bayram çattı da farkına varamadık!”
***
İşte nefis böyledir, gaflet çuvalını başımıza geçirip duruyor.
Gafil; habersiz, bilgisize denir. Şöyle de tarif edilir: Gafil ikaz edilmesine rağmen başına gelebilecek şeyleri dikkate almayan kimsedir.
Gafil deyince, hemen başkalarına gidiyoruz. Acaba biz ne durumdayız? Gafletimizden değil midir ki, ömürümüz hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Oysa;
Ömür çaydan daha sür'atli bir şekilde mazi mezaristanına akıyor.
Çocukluk, gençlik, orta yaş halleri derken ihtiyarlık kapıya dayanmış. Hem de göz açıp kapayıncaya kadar...
Buna binaen denmiştir ki; hayat zannettiğin haller, yalnız bulunduğun dakikadır.
Demek ömür, bulunduğumuz andır. Anı değerlendirdik, değerlendirdik, aksi halde mazi derelerine akıp gidiyor.
“Ezel ve Ebed Sultanı olan on sekiz bin âlemin Padişah-ı Zülcelâli, o on sekiz bin âleme bakan, teveccüh eden ferman-ı âlişânı olan Kur’ân-ı Hakîm’i, Ramazan-ı Şerifte inzal eylemiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlâhî ve bir meşher-i Rabbânî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, mukteza-yı hikmettir.” 1
Padişahın, tahta çıktığı yıldönümlerinde cülüs denen bir ikramiye verdiği,
Özel zamanlarda, bayramlarda indirimli satışlar yapıldığı,
Önemli günlerde hediyeler, bahşişler, ikramiyeler verildiği gibi,
Öyle ise, ahiret ticareti için bir panayır, bir pazar olan şu mübarek Ramazan-ı Şerif’te kârlı bir ticaret yapmalıyız.
Şu cümleleri çerçeveleterek hergün görüp okuyabileceğimiz bir köşeye asalım:
“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” 2
“Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz.” 3
“Eyvah aldandık. Şu dünya hayatını sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzeran-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar gider.” 4
“Ey nefis! Bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise, senin elinde senet yok ki ona maliksin. Öyle ise, hakikî ömrünü bulunduğun gün bil.” 5

Dipnotlar: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, s. 391. 2- Mülk Sûresi, 2. 3- Tirmizî, Zühd: 4, Kıyâmet: 26; Nesâî, Cenâiz: 3; İbni Mâce, Zühd: 31; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4: 321. 4- Bediüzzaman Said Nursî, Sünnet-i Seniyye Risâlesi, s. 76. 5- Nursî, Age, s. 283.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi