Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Manyak mısınız siz?

Manyak mısınız siz?

Bu yazıya oturmadan önce, içinde “şortlu kız” geçen bir sürü haber ve köşe yazısı okudum.

Saymadım ama (internet mecralarındaki haber ve yorumları da dahil edersek) “şortlu kız”ın mağduriyetiyle ilgili yayınların sayısı “binlerce”yi buluyor.

Neredeyse Somali’deki “açlık haberleriyle” yarışacak...

Buna bir ton da köşe yazısı ilave edin.

Koç Holding medyasının bütün “konusuz” köşe yazarları sözbirliği etmiş gibi, kaç gündür “şortlu kız” yazıyor...

Nasıl canhıraş yazılar...

Nasıl yürek parçalayıcı ifadeler...

Maazallah, bir yakınlarına bir şey olsa, bu tonda ünlemeyecekler. O derece öfkeliler...
Her paragrafta mutlaka “Bulun bu hayvanı” ifadesi...

Polis elimizdeymiş...

MİT’e artık biz vaziyet ediyormuşuz...
Genelkurmay Başkanlığı’nı dize getirmişiz...

Köşk de bizdeymiş artık...

Medya organlarımızın sayısı da maşallah merkez medyayı sollamış...

Niçin bulmuyormuşuz o hayvanı?

O hayvanın bulunması için neden bütün “yandaş kuruluşlarımızı” seferber etmiyormuşuz?

Böyle yazılar...

Neden mi üzerime alındım?

Bize sesleniyorlar.

Kendilerine “yandaş” denilenlerin, bu mühim memleket meselesinde gerekli duyarlığı göstermediğini ileri sürüyorlar ve “hepimizin” işi gücü bırakıp, şortlu kız vakasındaki hayvanın bulunmasına kendimizi vakfetmemizi istiyorlar.

Olay ne?

Bir kızcağız, otobüste ayağını uzattığı için, bir yolcuyla takışmış.

Sonra kavga etmişler. Kız adamım yüzüne sert bir cisimle vurmaya kalkışmış. Belki de vurmuş. Adam da kıza yumruk atmış.

Kız şikâyetçi olmuş, olay adli mercilere intikal etmiş, filan.

Bütün mesele bu...

Niçin bu “meseleyi” yazmıyormuşuz. Kaç gündür bu türden yazılar okuyoruz: “Yazsana yandaş... Yazsana...”

Hadi yazalım lanet olsun.

Bu meseleye yazmak için, yukarıda da söylediğim gibi, bütün “şortlu kız” haberlerini taradım ve yüzlerce sayfa belge okudum.

Şunu gördüm:

Hâlâ yalan yazıyorlar.

Evet, ortada bir dayak iddiası var.

Bir adam (onların tabiriyle “bir hayvan”) ayaklarını uzattığı için otobüste bir kıza saldırmış. Bu “hayvanlığı” yaptıysa derhal bulunmalı.

Fakat, bu bir “Ramazan dayağı” değil... Olay Ramazan’dan iki gün önce gerçekleşmiş.

Bu bir “şort dayağı” da değil.

Bizzat dayağı yiyen kız bile, “şortum yüzünden” ifadesini kullanmazken, merkez medyamız ısrarla “şort dayağı” başlığını atıyor.

Bu bir “mahalle baskısı dayağı” da değil. Olay, kızın kendi mahallesinin otobüsünde meydana gelmiş.

Ne o halde?

Pislik...

Maksat pislik yapmak...

Şortlu kız yazılarının bayraktarlığını yapan bir Hürriyet yazarı, merkez medyanın günahlarını sıraladıktan sonra, “Biz eskiden çok yalan yazardık. Sabıkalıyız. Yazdığımız haberlerin inandırıcılığı yok ama bu defa bize inanın” mealinde şeyler yazıyordu.

Demek istiyordu ki, “Biz sahtekârız ama düzeldik...”

Madem düzeldiniz, neden ısrarla “şort” ifadesini kullanıyorsunuz?

Neden, olayın meydana geldiği tarihi gizliyorsunuz?

Neden bunun bir “Ramazan dayağı” olduğunu ima eden haberler yapıyorsunuz?

Neden sadece mağdurenin ifadesiyle yetiniyorsunuz? Üstelik, o ifadeyi de çarpıtarak veriyorsunuz... Hiç utanmıyorsunuz.

Niçin inanalım düzeldiğinize?

Hem, bir dayak olayının hesabını niçin bütün bir “yandaşlar” topluluğu versin?

Manyak mısınız siz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi