Serdar Arseven

Serdar Arseven

Herkese var da Kur’an öğretene yok!..

Herkese var da Kur’an öğretene yok!..

Hitap “Başbakanlık Makamı”na:
Yüksek malûmlarınız olduğu üzere, Belediyeler şehir içi ulaşım hizmetlerinde (Diyanet Kur’an Kursu öğretmen ve öğrencileri hariç) tüm öğretmen ve öğrencilere belli oranlarda indirim uygulamaktadırlar. Diyanet Kur’an Kursu öğretmen ve öğrencilerine niçin indirim uygulanmadığı bilgi edinme çerçevesinde sorulduğunda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen cevap aşağıdadır:
T.C.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
ESHOT Genel Müdürlüğü
Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı Ulaşım Kartları Şube Müdürlüğü
İlgi : 03.08.2011 tarihli mail.
İlgi mail incelenmiş olup, Belediyeye bağlı şehiriçi ulaşımında indirimli ve ücretsiz seyahat kartları 08.01.2002 tarih ve 4736 sayılı yasayla belirlenmiştir.
İlgili yasada yeri bulunmadığından Kur’an kursunda görev yapan öğretmenlerin şehir içi ulaşımından indirimli faydalanması mümkün olamamaktadır.
Kurumumuz yukarıda belirtilen Yasa ve Bakanlar Kurulu Kararlarına uygun olarak hareket etmektedir.
Bilginizi rica ederiz.

Sayın Başbakan;
Yukarıda görüldüğü üzere bu çifte standardın sebebi belediye tarafından 08.01.2002 tarih ve 4736 sayılı yasa olduğu ifade edilmektedir. Öğretmen ve öğrenciler arasında çifte standart oluşturan bu yasanın eşitlik ve adalet ilkesine göre bir an önce değiştirilmesini bekliyoruz.
Saygılarımızla.

Görüldüğü üzere CHP’li Belediye haksızlığa kendinde iyi bir “kılıf” bulmuş...
Adamların, “Kur’an Kursu öğretmen” ve “öğrenci”lerini mağdur etmek için öne sürdükleri 4736 sayılı kanuna baktım...
Aynen şöyle yazıyor:
Belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, toplu taşım hizmetlerinde malûl, yaşlı, öğrenci ve basın kimlik kartı sahiplerine indirim uygulamaya yetkilidirler.

CHP’li Belediye’nin Kur’an Kursu öğretmenleri ile öğrencilerine “haksızlık” için öne sürdüğü kanun, böyle bir haksızlığa “kılıf” değil yani.
Ya da şöyle diyelim:
“CHP’li Belediye doğru söylemiyor!..”

Vaziyet bu...
“Felsefe” öğretmeniysen her türlü imkandan faydalabilirsin de, anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurslarda “Kur’an öğretiyorsan” bu türden ayrımcılıklara muhatap olursun.
Aslında “öğretmenden” saymazlar seni...
Garip bir laf:
“Kur’an Kursu öğreticisi!..”
Yani...
“Bizim mahallenin yoğurtçusu” gibi bir şey!..
Kur’an Kursu Öğreticilerine Kısaca “KKÖ” diyorlar...
“Ka-Ka-Ö!..”
Bunlar çok dertli;
Katsayı adaletsizliği, başörtüsü sorunu, önyargılı yaklaşımlar, -bazı yerlerde- müftü, müfettiş zulmü....
Baksanıza, indirimli bileti bile çok görüyorlar gariplere!..
Bir de öğrenciler var onlar da “Kur’an kursu öğrenicisi!..”

Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet’in bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr. Mehmet Görmez...
Elinizden öpen çok iş var; en önemlilerinden biri de bu...
Hayır, “indirimli bilet” meselesi değil...
Kur’an eğitiminin hak ettiği ilgiye, itibara kavuşturulması...
“Ka-Ka-Ö” meselesi bir simge; açılımında hafız eğitimi var, kesintisiz eğitime son verilmesi var, imam hatipler var, meslek liseleri var...
Var oğlu var!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi