Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dindarlık “in” ya!

Dindarlık “in” ya!

Askerlerin borusunun öttüğü zaman, emekli paşalar batık bankaların yönetim kurulunda idi..
Şimdi irtica “moda”. Kadrona emekli müftü alacaksın.. Vakıf kurup, ilahiyat öğrencisine burs vereceksin. Cemaata yakın duracaksın..
Eskiden Güneydoğuda iki kardeş, ya da kuzenden biri CHP, ötekisi AP’den aday olurdu. Sevdiklerinden değil, sadece Ankara’da işleri görülsün diye..
Refahyol kuruldu, MÜSİAD’a üye patlaması yaşandı. 28 Şubat oldu, MÜSİAD üyelerinin bir kısmı yok oldu anında..
Şimdi AK Partili oldu herkes. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar. Herkes “Cemaat”a yakın durmaya çalışıyor..
Mesela şu Süzer, bir zamanlar 28 Şubat rüzgarın sert estiği günlerde Mesut Yılmaz’la kol kola girip, o Süzer kulesini diken grub değil mi? Ama artık Vakfının yönetiminde, mütevellisinde Masonlar, Rotaryenler, emekli generaller değil, “Bizimkiler” var..
Bu işler böyledir.. Yarın gün değişir, vitrin tekrar değişir, gelen ağam, giden paşamdır her zaman.. Gelenin keyfi için geçmişe sövülür bazen.. Hayat böyle devam eder gider..
Şimdi herkes AK Parti’ye yakın durmaya çalışacaktır. Özellikle de sermaye çevreleri.. O çevrelerle ortaklıklar kurmaya çalışacaklardır..
Bana kalırsa bizimkiler birilerine kolay lokma olmamalı, vitrin dekoru olmamalı..
Bu, bundan sonra daha da artacak. Birileri bundan sonra daha çok bize yakınlaşacak..
Bugüne kadar müesseselerinde başörtüsüne izin vermeyenler, işyerlerinde mescid açmak şöyle dursun, çalışanlarına namaz kılmak için bile izin vermeyenler, bir anda kapılarını başörtülülere açacak ve törenle mescid açacaklar..
İster misiniz Süzer Pizza Hut ve KFC de mescid açsın.. The Ritz-Carlton da mescid var mı bilmiyorum ama, yoksa da açılması yakındır..
Ee, bizimkiler de işyerinde mescid açmayanları boykota hazırlanıyor, başörtülü çalıştırmayan iş yerlerini de.. “Bizi dışlayanları, biz de dışlarız” diye düşünüyor gençler..
Şimdi gittikleri yerlerde, “Mescid var mı?” diye sormuyorlar, “Mescid nerede?” diye soruyorlar..
Bazı muhafazakar patronlar bile 28 Şubat’ta başörtülüleri işten çıkarmış, mescidleri kapatmışlardı.. Şimdi rüzgar tersine döndü.. Bu defa laikler de mescid açıyorlar..
Yakında TSK’da, bütün birimlerde “Din görevlisi istihdamı” gündeme gelirse şaşmayın ve tabii bütün birliklerde de cami ve mescid açılacaktır. Orduevlerinde de.. 2500 YAŞ’zede dönüyor kamuya.. O kadar emekli var. Artık Orduevine başörtülü giriş yasağı diye bir şey olmaz umarım..
Eskiden namaz kılacak petrol istasyonu bulamazdık, şimdi sanırım mescidi olmayan petrol istasyonu kalmadı..
Kimisi korku tünelinden çıktığı için, kimisi demokrasi adına, kimi menfaati icabı bu yönde tavır takınacak.. Ama ben, kendilerine yardıma gelen, ortaklık teklif eden, kendi kadrolarında kendilerine yer ayıranlar konusunda kardeşlerimi uyarmak istiyorum..
Kim bilir belki hidayete ermişlerdir, bu da mümkün. Ya da belki orada siz bu insanlara bu vesile ile bazı gerçekleri anlatabilirsiniz, bu da not edilmesi gereken bir husus. Ama unutmayın, bir ihtimal daha var, sizi oltaya takılan yem gibi kullanmasınlar, Bataklık gülüne dönmeyesiniz, sizi karanlık emelleri için kullanmasınlar.
Malumdur, “ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”.. Sizi, geçmiş günahlarının hesabının sorulmasından korktukları için bir kalkan gibi kullanmasınlar..
Yani, demem o ki, 28 Şubat’ta sermaye, emekli paşaları kullandığı gibi, sizi de kullanmasın.
Tabii şu da var, aslında paşalar da bu patronları kullanıyordu. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştu. Tamahkarla muhteris buluşunca olan oldu. İki taraf da bu işten zararlı çıktı..
Hani CHP bile vitrinine başörtülü kadın ya da emekli bir müftü arayışına girdiğine göre, bu işin önünü almak artık pek kolay değil artık..
Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Karamehmetler, Doğan Media, Doğuş, başörtüsü ve mescid konusunda bakalım daha ne kadar direnebilecekler.
Mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırılarak, kimi zaman eksiltilerek imtihan ediliyoruz ve Allah (cc) servet ve iktidarı ülkeler ve halklar arasında evirip çevirmeye devam ediyor.. Selâm ve dua ile.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi