Erdal Şafak

Erdal Şafak

Nostalji

Nostalji

Yunanca kökenli bir sözcük olan "Nostalji"yi dilimize bire bir çevirirsek, ortaya şiir gibi tanım çıkıyor: "Bizim oraların havası..."
Bu yazı da biraz "Bizim oraların havası" nı solutacak ama aslında amacımız bir ailenin trajedisini ve bir kentin dramını aktarmak.
Karşıyaka Yalı Caddesi'nin Deniz Bostanlısı'na yumuşak geçiş yaptığı köşeden hemen önce, güzelliğiyle ve zarafetiyle insanı büyüleyen bir villa vardı: Raşit Özsaruhan'ın evi.
1950-60'larda İzmir'de birçok kişilikli binaya imzasını atan mimar Ziya Nebioğlu'nun eseri olan bu villanın önünden her geçişimde uzun uzun seyrederdim.
Palmiyelerin, çamların, manolyaların gölgelediği huzur veren geniş bahçe, ortasında iki katlı ev. Taş bloklar üstünde yükselen zemin kat, aynı zamanda ön ve arka bahçe arasında geçit işlevini de görüyor. Alt kat hizmet, üst kat yaşam alanı. Salonda geniş camlar, olağanüstü bir işçilik eseri ahşap merdiven, arka bahçede, barbekü ve bar... Yerden ısıtma sistemi... Birinci kattan bakıldığında giriş katına geleni gösteren özel dürbün sistemi...
İzmir'in ilk sanayicilerinden olan (Metaş'ın sahibi) Raşit Özsaruhan bu ev için "Mutluluk kaynağım" diyordu.
Bir zamanlar Türkiye'nin hurdadan demir- çelik üreten sayılı fabrikalarından olan Metaş 1990'lara doğru finansman darboğazına girince, iki kez kapıya kilit vurdu. İlkinde devletin de katkısıyla yeniden yüzdürüldü ama taşıma suyla değirmen ne kadar dönebilir ki... İkinci krizde iflas bayrağını çekti, Uzan Ailesi hurda fiyatına satın aldı. Daha sonra İmar Bankası'na el konulunca, Uzanlar'ın tüm varlıklarıyla birlikte Metaş da TMSF'ye geçti. Ondan da İstanbullu Tanyeri Ailesi satın aldı ama bir süre sonra o da pes etti. İzmir Otogarı'nın karşısında 300 dönümlük alanda kurulu Metaş şimdi tamamen sessizliğe gömüldü. Çevredekiler, fabrikada zaman zaman 2007'de hayata veda eden Raşit Özsaruhan'ın gölgesinin dolaştığını söylüyorlar.
Metaş'ı sadece finansman sıkıntısı değil, Özsaruhan ailesinin ikinci kuşağının işbilmezliği de batırdı. Şimdi kimi otelcilik yapıyor, kimi otomobil acenteliği.
Raşit Bey'den geriye sadece Karşıyaka Yalısı'ndaki villa kalmıştı. Onu da elden çıkardılar. "Ekonomik koşullar" yüzünden diyorlar. Yani, "Tamamen duygusal!" Açıkça söylemek gerekirse, para hırsı baba yadigârını bile sattırdı.
Villayı alan da ne yaptı dersiniz? Hemen yıktırdı. Şimdi yerinde apartman yükselecek. Ve Özsaruhan Evi de Karşıyaka Yalısı'nın diğer mücevherleri gibi, yani Fikri Altay Köşkü, İkbal Köşkü, İplikçizade Köşkü, İki Heykeller Köşkü, Löhner Köşkü gibi, tarihin sararmış albümlerinde kalacak.
Benim anlayamadığım şu: 1950'lerdeki özgün Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan ve İzmir'in kültürel mirasının değerli bir parçasını oluşturması gereken bu villanın yıkılmasına nasıl seyirci kalınabilir? Batı'da böyle bir şeye kalkışmak mümkün mü? Batı'dan vazgeçtim, İstanbul'da bile "Kültürel değer" taşıyan yapıları değil yıkmak, artık değiştirmek bile mümkün değil.
Hakkını teslim edeyim; Mimar Odası İzmir Şubesi, villayı kurtarmak için epey uğraştı. Hatta İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan "İkinci grup korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı" kararı bile çıkarttı. Ama itiraz üstüne karar düştü.
Ve eski sahiplerinin, yani Raşit Özsaruhan'ın vârislerinin villada son etkinliği ne oldu, biliyor musunuz? Evin Raşit Bey'in kocaman bir fotoğrafıyla süsledikleri bahçesinde İzmir sosyetesine bir "Veda partisi" verdiler. Pes!
İzmirliler her fırsatta kentlerini ve kendilerini "Çağdaş Türkiye'nin temsilcisi" olarak görüyorlar. Ve çağdaşlığın simgelerine, sanata, bilime, kültüre verdikleri önemi anlatıyorlar ballandıra ballandıra...
Geçin efendim, geçin... Hepsi hikâye. İzmirliler için sadece bir şey önemli: Para!
O güzelim eve vurulan her kazmada, Raşit Özsaruhan herhalde bir kez daha ölmüş olmalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdal Şafak Arşivi