Cemal Nar

Cemal Nar

Sivil Örgütler Ve Bağımsız Çalışmalar

Sivil Örgütler Ve Bağımsız Çalışmalar

Özellikle günümüzde sivil örgütlerin ve gönüllü kuruluşların daha yaygın olduğu, halkın yönetime daha etkin katıldığı, insan haklarının öne çıkarıldığı ve kamuoyu gücünün, baskısının ve etkisinin daha bir belirginleştiği ortamlarda, sanırım sivil ve bağımsız çalışmalar İslam için daha bereketli olacaktır.

Müslümanlar bugün, kısmen verilen özgürlük ortamında, özel okullar, yurtlar, yuvalar, vakıflar, dernekler, kısaca medya denilen bütün basın yayın araçları ve daha başka etkinliklerle, İslam’ı tebliğe çalışıyorlar. Yapılacak iş, halkı kazanmaktır. O oranda dava başarıya ulaşabilecektir.

Ancak, “hakka ve halka hizmet ve hamiyet (koruma) niyetiyle” resmî kurumlar içinde kalarak, yönetimde etkin olmak da, ayrıca vaz geçilmemesi gerekli görülmüş bir hizmet şeklidir. Tabi ki, tehlike alanları iyi tesbit edildikten, maddi manevi gerekli savunma tedbirleri gerçekleştirildikten sonra.

Hareketin metod ve stratejisini belirleme işi, hiç şüphesiz Allah’ın ilim vermekle, dinde kavrayışlı kılmakla, kendilerine hayır vermek istediği belli olmuş olan alimlere düşer. Öyleyse istişareyi hiçbir zaman unutmayan ülema, ilim sahibi olduğu kadar, izzet sahibi de olacaktır. Üstün bir ahlak ve iradeye sahip olacaktır. Böylece, sistemin pozitif ve negatif görünen tuzaklarına düşmeyecek, ne dünya; yani dünyanın malı, makamı, baş olma sevdası, karşı cins ve aile fitnesi onun gurur, kibir ve ucbunu okşayıp, hırs ve haset ateşiyle riya ve süm’aya atmayacak, ne de kınanma, dışlanma, hatta eziyet ve işkence görme gibi korkular, onu davasından asla yıldırmayacak, döndürmeyecektir.

Âlim, önderliğinin bilincinde olacaktır; çünkü azıcık bir sapma, suya atılan taşın çevresinde geniş halkalar oluşturması gibi, arkasındaki binlerce, milyonlarca takip edeninde büyük depremler meydana getirecek, azıcık bir yanlış, cepheleri alt üst edecektir. Zalimlere ufacık bir meyil ve muhabbet, arkasından gelenlere zalimleri sevdirecek ve onların beleş avukatı yapacaktır. Zalimlere azıcık bir sevgi, yönelme ve destekleme, ateş çarpmasına sebep olacaktır.( Hud, 113)

Yolumuzun emektarlarından birisinin konumuzla ilgili şu sözleri bu mevzuda bir fezleke değerindedir: “Müslümanların, zamanın taşkın sularında bir saman çöpü gibi akıntıya kapılıp gitmemeleri ne kadar elzemse, hadiselere seyirci kalarak hayatın kıyısında yaşamamaları da o kadar elzemdir. Müslümanları hayatın merkezine tekrar taşıyacak olan alimler, hesaplaşma şöyle dursun, resmi söylemle örtüşmeyi bir marifet sananlar değil, Allah’tan korkan, hakkın ve hakikatın hatırını herkesten ve herşeyden daha üstün tutanlar olacaktır.”(Mustafa İslamoğlu, Yeni Şafak Gazetesi, 8. sayfa, 28 Mayıs 1999)

Onlara o kadar ihtiyacımız olduğu halde, ne kadar da azlar değil mi?






Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi