Faruk Çakır

Faruk Çakır

Çocuktan al haberi

Çocuktan al haberi

Genelde televizyon, özelde de ‘sanal âlem’deki yayınlardan yana şikâyetçi olmayan yok. Başta aileler olmak üzere konunun uzmanları televizyon başta olmak üzere benzer vasıtalara karşı insanları uyarıyor. Ne var ki bu uyarı, olması gerektiği kadar ‘ciddî ikâz’ seviyesinde değil. “Lütfen çocuklarınıza dikkat edin” ya da “Keşke çocuklarınız TV izlemese” seviyesinde kalıyor. Keşke bu ikâzlar, “Aman ha! Çocuklarımız yanmasın, batmasın, boğulmasın! Ciddî tehlike var!” şeklinde olabilse!
Biz, ailelerin ve uzmanların çocukları korumak için adım atması gerektiğini söylerken, çocuklar daha cesur davranmış ve kendileri yerine TV’leri dinleyen anne-babalarını Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikâyet etmişler.
“Çocuklardan ‘RTÜK Amca’ya mektuplar” başlıklı haberde şöyle deniliyor: “Ankara ve Rize’deki İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencileri, televizyon yayınlarıyla ilgili talep ve şikâyetlerini yazdıkları mektupları RTÜK’e gönderdiler. Öğrenciler mektuplarında en çok ailelerinin dizi bağımlısı olmasından ve kendileriyle ilgilenmemesinden şikâyet ettiler. Çocuklar, RTÜK’e ‘Ailelerimiz bizimle az ilgileniyorlar. Sayın RTÜK yardım et biz çocuklara’ çağrısında bulundular. Televizyonlarda sadece kendileri için değil aileleri için de eğitici programların yayınlanmasını isteyen ilköğretim öğrencileri, ailelerinin çok fazla televizyon izlemesinden bu nedenle kendilerine vakit ayırmamalarından yakındılar. ‘Ailede herkesin bir dizisi var’ diyen çocuklar, bu durumdan öyle sıkılmışlar ki içlerinden bazıları ‘teknolojisiz’ bir dünya isteğini mektuplarında dile getirdiler. Çocuklar, ‘Büyüklerimiz televizyon bağımlısı oldular. Bizi dikkate almıyorlar. O yüzden dizileri kaldırın, yerine belgeseller koyun. Dizilerin yerlerine belgesel ve eğitici programlar koymazsanız evlerde akşam sohbeti diye bir şey kalmaz. Anne babalarımız ‘televizyon kötü’ diyorlar ama şimdi kendileri televizyon bağımlısı oldular’ sözleriyle tepkilerini mektuplarına aktardılar.” (Hürriyet, 6 Haziran 2011)
Mektuplar arasında çocukların en çok dile getirdikleri bir diğer istek de televizyonlarda “evlenme programlarının” kaldırılması olmuş. Bazı programların “çok terbiyesiz” olduğunu belirten öğrenciler, şiddet içeren filmleri “psikolojilerini bozduğu için” ekranlarda görmek istemediklerini ifade etmişler.
Aslında bu anlatılanlar sadece ‘mektup’ değil! Bunu bir mektup olarak değerlendirmek, okuyup da bir kenara koymak cinayetle eşdeğerdir! Bu mektupların yazılmasında öğretmenlerin destek ve katkısı olmuş olsa bile, dile getirilen gerçeklere hiç kimsenin itiraz etmeye hakkı yok. Bu sesleri, ‘imdat çığlığı’ olarak görmek ve bu meseleye ciddî şekilde eğilmek lâzım.
TV’lerin evimizin başköşelerini işgal ettikten sonra ‘sohbet’lerin sona erdiği, eş dost ziyaretlerinin neredeyse sıfıra yaklaştığının farkında değil miyiz? “Bu akşam müsait misiniz, çay içmeye gelecektik?” sorusuna, “Yok, yarın gelin. Bu akşam izlediğim bir dizi var, izlemesem meraktan ölürüm” diyen “dost”larınız yok mu? Yoksa, elbette çok şanslısınız; ama maalesef bunlar cemiyette yaşanan hadiseler...
Bu noktada hepimizin ciddî ikâz ve uyarılara ihtiyacımız var. TV’lere, sanal âlem vasıtalarına ve aldatıcı oyunlara dalmayalım; çocuklarımızı ve kendimizi dinleyelim... Sohbet ve muhabbet meclislerini TV’lerin cazip görünen aldatıcı yayınlarına tercih edelim, vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi