Engin Ardıç

Engin Ardıç

Devrimi çok özledik

Devrimi çok özledik

İçinde hem haber unsuru hem de onun yorumu bulunan gazete yazılarına "haber- yorum" diyorlar. Bir de "haberreklam" var, falanca firma şunu çıkardı, filanca şirket şu üründe şu yenilikleri yaptı diye toparlayıp ekonomi sayfasına dayarsın...
Bir arkadaş bir gazetede, okullar da açılıyor ya, çocuk ve öğrenci ürünlerini derlemiş bu şekilde.
Ekose sırt çantaları, okul formasına uygun renkte cırt cırtlı ayakkabılar, yelekler, gömlekler, pantalonlar etekler, fiyonklar fırfırlar, taytlar külotlu çoraplar...
Falan.
Güzel. Ama bütün bunlar, "çocuğunuza çağdaş giyim" teranesinin ardında yatan sevimsiz gerçeği ortadan kaldırmıyor:
Çocuk okula giderken üniforma giyecek, "sivilliğini" de kurtarabildiği kadar "aksesuarla" kurtaracak. Ya da eve geldiğinde "kabuk değiştirip" kendi doğal giysilerine bürünecek, sokağa çıkıp insan içine karışmak üzere...
Bizim "Dame de Sion'lu kızlar" gibi...
Nazlı Hanım çok iyi hatırlayacaktır, kızlara kimse yan bakmasın ile iyice çirkinleştirirler, kızlar ancak cumartesi günleri öğleden sonra, o çengelli iğnesi manda gözü gibi ekose eteği ve lacivert hırkayı çıkarınca bir şeye benzerlerdi. (Sonraları değiştirdiler, daha da tadını kaçırıp gri etek giydirdiler, kızlar "devlet dairesi" kokmaya başladılar, yöneticilerimizin bozkır zevki uyarınca. Gözümüz, sevgilimizin yanında bir de yangın kovası arıyordu!) Bizim üniformamız yoktu. Okulun G ve S harflerinden oluşan armalı ceketi vardı olmasına da, giymeye heves edene inek gözüyle bakılır, alay konusu olurdu bu tür temiz aile çocukları...
Tek parti diktasında durum daha da betermiş: Ortaokul öğrencilerini asker şapkasıyla dolaştırırlarmış! Eski fotoğraflara bakınız, "zabit" gibi birtakım kopiller göreceksiniz, beyinleri küçük yaştan "asker gibi çalışmaya" koşullanıyor, büyüyünce de postalcı oluyorlar.
Temel'in eşi Fadime domuz gribi olmuş.
Cemal yolda giderken arkadaşı Temel'e rastlıyor, soruyor, senin hanım nasıl oldu? "Gribi geçti, domuzluğu kaldı" demiş Temel.
Türkiye'de memur diktası bitti, zihniyeti kaldı.
Ve Genelkurmay Başkanı'na asıl başkomutanı olan Cumhurbaşkanı'nın karşısında esas duruş gösterten sivil iktidar bile bu devrimi yapamıyor. Sivil okullardan üniformayı kaldıramıyor.
Neden korkuluyor? "Her Türk erkeği ve kızı doğuştan askerdir" diye muhtıra mı verecekler?
Şirketlerin para kaybı olacak... Evet, Fenerbahçe'nin ve Lig TV'nin olduğu gibi...
Ama Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne, Türkiye Futbol Federasyonu gibi ürkek ve "eyyamcı" davranmak yakışmaz.
Anayasa değişikliğine falan gerek yok, bir tek bakanlık emri yeterlidir: "Sivil okullarda herhangi bir şekilde tek tip üniforma giyilmeyecektir"... Bitti.
Bu kadar.
Bunu çözün de, sonra sıra türbana falan gelsin. Önce bunu çözün.
Çok mu zor? Neden çekiniyorsunuz? "Çalıştay" falan gibi saçmalıklarla vakit öldürmeye, meseleyi encümene havale edip sürüncemede bırakmaya, bürokrasiden icazet beklemeye, hava koklamaya, zaman ve zemin kollamaya hiç gerek yok. "Sonra çocukların arasındaki sınıf farkları ortaya çıkar" gibi entel zırvalarından etkilenmeye hiç gerek yok. Vurun kılıcı, çözün düğümü.
Yoksa oyumu size vermem.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi