Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Tel-Aviv'deki büyükelçiliğimizde bahçıvan yok mu?

Tel-Aviv'deki büyükelçiliğimizde bahçıvan yok mu?

Esasen eski bir değirmen taşı olan masada altı kişiydik... Üçü, Mavi Marmara gemisiyle Gazze'ye yardım için yola çıkıp İsrail askerlerinin saldırısına maruz kalanlardandı.

Hakan Albayrak ve İHH Başkanı Bülent Yıldırım o saldırıdan bahsederken, askerlik hatırası anlatır gibiydiler.

Hakan'ın kardeşi Sinan'ı bekliyorduk.

Az sonra motorla geldi; her zamanki gibi 'tayming'i hatasızdı.

Adamın adı Sinan Taymin olursa, söz verdiği vakitte gelir elbette.

*

İsrail, artık 'mavi' kelimesinden bile ürküyor.

Tek başına 'mavi' kelimesinden...

Yanında 'Marmara' olsun olmasın.

Ne garip halleri var şu dünyanın!

*

İsrail ile ilişkilerimiz yay gibi gergin.

"Van minut" akşamına gelinceye kadar, neler yaşandı!

O bir son noktaydı, patlama anıydı.

Arkasından İsrail kendince her alanda intikam alma hesabına girişti.

İHH'nın başını çektiği yardım organizasyonu dolayısıyla, Gazze'ye yardım malzemesi götüren Mavi Marmara gemisine saldırdı.

*

İHH'nın adını duymaya da tahammül gösteremiyorlar.

İHA'ları bile teslim etmiyor İsrail.

Kısaca İHA dediğimiz, insansız hava araçları.

(Haber ajansı olan İHA ile ilgisi yok.)

Başbakan Erdoğan söyledi; bedelini ödediğimiz halde bakımını tamamlayıp göndermediklerini anlattı.

Belli ki ticarî ahlâktan da habersiz İsrail yöneticileri...

*

Şimdi ikinci yardım seferi için hazırlıklar yapılıyor.

Yanında askerî gemilerimiz koruma maksadıyla bulunacak.

Ve bu gemilerle yola çıkmak için yapılan başvuruların çok uzun bir liste teşkil ettiğini bildirmek isterim.

Gitmek isteyenler arasında çocukluk arkadaşlarım da var, hiç tanımadıklarım da.

Öyle sanıyorum ki başvuranların çok az bir kısmı yer bulabilecek.

*

Herhangi bir saldırıya karşı tedbir olarak askerî koruma olsa bile, her türlü ihtimali düşünmek gerek.

Karşıdaki normal bir mantık değil, normal bir ülke değil.

Yine de sanki turistik seyahatmiş gibi, düğüne gidermiş gibi düşünüyor gitmek isteyenler.

Öncekinde de öyleydi.

En fazla ne olur?

Şehitlikten öte mertebe yok ki.

*

Furkan Doğan 19 yaşındaydı. Otuz kurşun çıktı vücudundan.

Mermilerden biri üç santim mesafeden sıkılmış.

O kadar yakından sıkılan mermi, acaba ilk mermi miydi, son mermi mi?

Her iki halde de kelimelere sığmayacak bir hınç, büyük bir korku, nefret var demektir.

Üç santimden bir mermi ile vurduktan sonra peşinden 29 mermi daha sıkmak, nasıl bir ruh haline işaret eder?

Veya önce 29 kurşun sıkılan gencecik birine, bir de son mermi olarak üç santimden ateş etmek ne anlama gelir?

*

Büyükelçimiz ve üst düzey bürokratlar geri çekildi; İsrail ile Türkiye ilişkileri ikinci kâtip seviyesine indirildi.

Bendenize kalsa, o seviye bile yüksek sayılır.

Bahçıvan seviyesi yeterli!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi