Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Mûte Savaşı’nın verdiği dersler

Mûte Savaşı’nın verdiği dersler

Tarih M. 629. Peygamberimiz (asm), Gassan Emiri Şurahbil’i İslâma dâvet mektubunu Hz. Haris bin Umeyr (ra) ile göndermişti.

Hunharca şehid edildi. Halbuki, düşman ülkeler bile, birbirlerinin elçilerine dokunmazlardı. İslâmı ve Müslümanları ortadan kaldırmak için Bizans desteğiyle 100 bin kişilik bir ordu teşkil ettiler. Haberi alan Peygamberimiz (asm) 3 bin kişilik bir ordu hazırladı. Azatlı köle Zeyd bin Hârise’yi (ra) kumandan tayin ederek şöyle buyurdu: “Şayet Zeyd bin Hârise şehid olursa yerine, Cafer b. Ebî Talib (amcasının oğlu); o da şehid düşerse Abdullah b. Revâha geçsin. O da şehid olursa, aranızda birisini seçersiniz.” 1
Düşman önce İslâm’a dâvet edilecekti, kabul etmez ve cizyeye de razı olmazsa İslâm elçisini öldüren bu cânilerle savaşılmalıydı.
Bu savaştan alınacak çok dersler, ibretler vardır. Bazılarını sıralayalım:
* Peygamberimiz (asm) Halid b. Velid (ra) gibi yüksek askerî bir deha ve üstün strateji bilgisine sahip bir kimse varken, azatlı köle olan Zeyd bin Harise’yi (ra) komutan olarak seçti.
* Tayin ettiği üç komutanın şehid olacağını bile bile onları göndermezlik etmemişti. Onlar da, geriye dönmeyeceklerini, şehid olacaklarını adları gibi bildikleri halde gitiler.
* Ordu kumandanı olarak tayin edilen Abdullah bin Revaha (ra) şehid olacağını anlamıştı. Gönüllerin sultanı Peygamber Efendimizin (asm) arkasında bir Cuma namazı kılmayı düşündü. Ordu hareket ederken, onlara yetişirim diyerek kalmıştı. Resûlullah (asm) onu görmüş, niçin arkadaşlarından geri kaldığını sormuştu. Sebebini anlatınca razı olmadı ve ona şöyle buyrudu: “Yeryüzü dolusunca sadaka dağıtsan, onların bir sabah yolculuğunda elde ettikleri ecir ve mükâfatı elde edemezsin.” 2
* Resûlullah (asm), savaş safhalarını Medine’de olduğu gibi görmüş ve her safhasını minberden anlatmıştı. Sıra ile kumandanların şehadetini anlattıktan sonra sıra Hâlid’e gelince “En sonunda sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı” buyurmuştu. Halid bin Velid (ra), geliştirdiği taktiklerle İslâm ordusunu kesin hezimete uğramaktan ve bütünüyle kılıçtan geçirilmekten korumak için yavaş yavaş geriye çekiliyordu. Son bir hücumunda, düşmana bir hayli kayıp verdirmiş ve bol ganimet de elde etmişti. İşte bu şekilde İslâm ordusunu Medine’ye sağ-salim geri götürmüştü. Halid bin Velid, dönüş emrini verip Medine’ye girdiklerinde bazıları, “Kaçaklar!” diye bağırır. Peygamberimiz (asm) onları, “Onlar kaçak değildir, tekrar cihad için geri gelenlerdir!” diyerek onları ikaz eder.
* İşte 100 savaşa girip, hepsini de kazanan Halid bin Velid’i (ra), Halife Hz. Ömer (ra), ordu komutanlığından aldı. Sebep, başarısızlık değil, başarısı idi. Çünkü, herkes, “Halid, Halid” demeye, “Halid olmazsa bu savaşlar kazanılmaz!” deyip onu adeta putlaştırmaya yeltenmişti. Halbuki, bütün bu işler birlikte yürütülüyordu. En küçük neferin bile payı vardı. Hz. Halid (ra), orduya veda konuşmasında “Halifemiz Hz. Ömer (ra) haklıdır ve hakkıdır. Siz hizmetlerinize devam edin!” meâlinde çok övücü, aş ve şevk verici bir konuşma yapmıştı.
* Mute’den alacağımız en önemli mesajlardan birisi de şu âyetin mealinde: “Muhakkak ki, Allah, size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” 3 Buna göre, işi, hizmeti ehline, yani bilene, uzmanına, ustasına vermek farzdır.

Dipnot: 1- İbn-i Sa’d, Tabakat, 2: 128; İbn-i Kesir, Sire, 3: 455. 2-Tirmizi, Salat, 380, c. 2/405. 3- Kur’ân, Nisâ Sûresi, 58.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi