Fehmi Koru

Fehmi Koru

Uzakta, ama sanki fazla uzakta değil gibi

Uzakta, ama sanki fazla uzakta değil gibi

JOHANNESBURG (Güney Afrika)

Türkiye’nin dışa açılım çabalarının en son örneğine tanıklık ediyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan, yanında bakanları, çeşitli bakanlıkların ve Başbakanlığın bürokratları olduğu halde Güney Afrika’da... THY’nin 350 koltuklu dev Boeing-777 uçağının geri kalanı TOBB üyesi işadamlarıyla dolu...

İki günlük bir ziyaret bu.

Türkiye’nin en büyük ticareti halen Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle; ancak son yıllarda ihracatta çeşitlendirme yolu tutulduğu ve özellikle Afrika kıtasındaki pek çok ülke bu hamlede hedef seçildiği için, Avrupa’daki ekonomik krizden çok etkilenmedi ülkemiz. Johannesburg’ta geçireceğimiz iki gün içerisinde, Türk işadamları, iş dünyasından öndegelen isimlerle buluşacak ve kalıcı bağlantılar kurmaya çalışacak.

Hiç kuşkusuz Türkiye’yi ilgilendiren pek çok bakımdan ilginç bir ülke Güney Afrika... Bulunduğu bölgenin en gelişmiş ekonomisi bir defa; Kenya, Sudan, Angola ve Nijerya’nın ekonomik toplam gücüne yakın bir performansı var. Buna rağmen nüfusunun büyük bölümüne refahı götüremiyor. Ekonomisi neredeyse tek sektöre (madencilik) bağlı; bu da Güney Afrika’nın global dalgalanmalardan fazlasıyla olumsuz etkilenmesini getiriyor.

En önemlisi de AİDS salgınından en çok etkilenen bölgede Güney Afrika...

Bizim açımızdan esas ilginç olan, çok uzun yıllar devam etmiş ve ülke içinde isyanlara, toplumsal hareketlere, uluslararası camianın boykot ve ambargolarına yol açmış bir azınlık rejimi iken, kendisini değişime açması. Siyah ve Hint kökenli çoğunluğa karşı beyaz azınlığın sürekli yönetimde bulunduğu ayrılıkçı rejime sahip bir ülkeydi Güney Afrika; anayasası ve yasaları bu garabeti sürdürecek maddelerle doluydu. Bugün ise herkesin eşit oyuyla iktidarın belirlendiği demokratik bir düzen...

Nasıl yaşandığının yakından gözlenmesi gereken muazzam bir değişim bu... Ülkenin sembol ismi Nelson Mandela’yı 27 yıl yattığı hapisten çıkarıp cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan bir değişim...

Değişimi sağlayan, etrafından gelen aksi telkinlere kulağını tıkayan ve başlattığı müzakerelere öz kardeşini göndermekten çekinmeyen Cumhurbaşkanı F. W. De Klerk oldu. 1989’da o makama seçilen De Klerk, ertesi yıl ülkenin en kalabalık siyasi örgütü African National Congress (ANC) başta olmak üzere yasaklı bütün partileri serbest bıraktı.

Ardından da ANC ve hapisteki Mandela ile gizli müzakereleri başlattı.

Sanıyorum BDP çizgisinin bir süredir bizde seslendirdiği beklentilerin büyük bölümü Güney Afrika’da gerçekleşenlerden mülhem.

Gizli müzakereler sürer ve yönetim ülkeyi adım adım çağdışı bir rejim olmaktan uzaklaştırırken, iki taraflı kıyımlar da yaşandı. 1992 Haziran’ında 46 kişi siyahlar tarafından katledildi. 1992 Eylül ayında ise göstericiler üzerine ateş açan ordu 28 kişiyi öldürdü. Bu arada siyasi suikastlar da durmadı.

Bütün bunlara rağmen anlaşmaya varıldı ve 1993 Kasım’ında geçici hükümet oluşturuldu; altı ay sonra da Mandela’yı cumhurbaşkanlığına, partisi ANC’yi iktidara taşıyan genel seçimler yapıldı.

İlginç bir ülke Güney Afrika, öyle değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fehmi Koru Arşivi