Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Sağdan sola yazmak

Sağdan sola yazmak

İtalyan asıllı 1932 doğumlu Umberto Eco, Genç Bir Romancının İtirafları kitabında “Romanlarınızı nasıl yazdınız?” sorusuna, “Soldan sağa!” cevabını verdiğini söylüyor.

Soldan sağa doğru yazmak bizim de bildiğimiz, alışık olduğumuz tarz; zorluğunu kolaylığını ölçecek terazimiz de çoğunlukla bozuk maalesef! Sağdan sola yazmak, yani ecdadımızın bin yıldır yaptığı gibi İslam harfleriyle Türkçe’yi yazmak ise unuttu(ruldu)ğumuz hazinemiz...
Peyami Safa, şu satırları 1971’de yazmış: “Gençleri not tutarken veya çok acele bir şey yazarken, Arap harflerinin mucize demek kadar rahat, çabuk, işlek yazma ve okuma kolaylığından mahrum etmemek ve onlara tarihimizin, edebiyatımızın şaheserlerini ve kaynaklarını hakîkî metinlerinden okuma imkânı vermek için, bugün Edebiyat fakültelerinde öğretildiği gibi liselerde de Arap harflerini öğretmek şart olduğuna kaniim.” (Din İnkılap İrtica, Ötüken Yay., 1971 İstanbul)
Aradan kırk yıl geçti. Hamdolsun Sosyal Bilimler Liselerinde Osmanlıca seçmeli ders oldu. Bugün pek çok dernek-vakıf Osmanlıca kursları açıyor ve hatırı sayılır bir talep olduğu da biliniyor. Gençlerimiz hazinenin farkına vardıkça ‘sağdan sola yazma’nın taliplileri de artacaktır.

Sefer Turan’ın Bilimler Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin’le yaptığı şimdi kitaplaşan mülâkatta Fuat Hoca’nın hocasından naklen anlatılan şu nükte de dikkat çekici: “Arap alfabesini bilen ve örneğin Osmanlıcayı rahat yazabilenler özellikle not tutarken hep bu yazıyı tercih etmişlerdir. Bunun nedeni, seslilerin hemen hemen olmadığı bu sistemde, harflerin akıcı şekillerinin olması yazıya gerçekten bir stenografi karakteri vermesidir. Bu da kitapların hızla yazılıp yayılmasına yol açar. O yüzden Fuat Sezgin’in hocası Ritter Arapça’yı üç vitesli bir dil olarak görüyor. Sonra eline bir kâğıt ve kalem alarak ‘Ritter’ yazar ve ‘Bu eşek süratiyle gidiyor’ der ve ekler ‘Bu da eşek vitesidir.’ ” (Asım Öz, Dünya Bülteni)
İnternet üzerinden “Soldan sağa mı yazmak kolay, sağdan sola mı?” sorusuyla yaptığım küçük çaplı bir ankette aldığım cevaplardan üçünü burada kaydediyorum:
“Herkes önce soldan sağa yazmayı öğrendiği için kendilerine göre kolay olanın bu olduğunu sanıyorlar. Açıkçası ilk zamanlar ben de öyle düşünüyordum. Fakat daha sonra Osmanlı Türkçesi’ni sağdan sola doğru yazmaya başlayınca bunun daha kolay olduğunu fark ettim. Zira kol hareketlerine dikkat edilirse içten dışa doğru bir hareketten ziyade dıştan içe doğru bir hareketin daha kolay olduğu fark edilecektir.” (Ercan Köksal)
“Fiziki olarak bir cisme itme kuvveti uygulamak çekme kuvveti uygulamaktan daha kolaydır. Soldan sağa doğru yazan biri aslında zorlanarak bir çekim kuvveti harcamış olur. Sağdan sola yazan biri ise sadece hafif bir itme kuvveti uygulamış olur. Yazı her ne kadar el ve kol hareketleri ile yazılsa da insan yazarken gözü ile de oldukça irtibatlıdır. Çünkü el yazarken göz de onu takip eder. Gözün sağdan-sola akışı göz için sıhhatli olan yoldur. Bu sayede göz çabuk yorulmaz. Netice olarak sağdan-sola doğru yazmak vücutla bütünlük sağladığından daha rahatlatır. Bu rahatlığı, insan, vücudunda deneyerek hissedebilir.” (Ahmet Hüsrev Adiloğlu)
“Göz kasları sağdan sola doğru yaratılmıştır, soldan sağa okuyan geri geri yürüme yapar o yüzden erken yorulma ve bıkkınlık verir.” (Fahrettin Kör)

Sağdan sola okumak ve yazmak unuttuğumuz bir kabiliyetimiz olsa da yeniden kazanmak zor değil. Hem zor gelse bile, sağdan sola yazılan yüz binlerce eser ve evrak okunmayı ve keşfedilmeyi bekliyor. Sezai Karakoç’un ifadesiyle ‘bizim yazımız’a sahip çıkmanın, yön ayarlarımızı gözden geçirmenin vakti geldi. Buna mecbur ve mükellefiz. Lisan, hayat tarzının kelimelerle ifadesidir. Yazı ise nesilleri birbirine bağlar ve lisanı kayda geçirir. Dil bir milletin hafızası yazı ise o hafızanın hayat suyu ve yapı taşıdır.
Artık geçmişe değil geleceğe basîretle bakmak gerek; geleceğe bakarken de geçmişten beslenen bir vizyona ihtiyaç var.
Dedelerimiz soldan sağa yazmayı bilmezlerdi, biz de çoğunlukla sağdan sola yazmayı bilmiyoruz. Torunlarımızın ikisini birden bilmelerini temin etmek elimizde!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi