Ahmet Varol

Ahmet Varol

Keşke Öldürülmeyip Sorgulansaydı

Keşke Öldürülmeyip Sorgulansaydı

Elbette hiç kimse Allah'ın adaletinden kaçamayacaktır. "O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için çeşitli gruplar halinde çıkarlar. Kim bir zerre ağırlığınca iyilik yaparsa onu görür. Kim de bir zerre ağırlığınca kötülük yaparsa onu görür." (Zilzal, 6-8)

Bununla birlikte arzu ederdim ki Libya'ya 42 yıldan beri hükmeden ve sürekli zulmeden Muammer Kaddafi de saltanatının son bulmasından sonra hemen öldürülmeyip hesaba çekilseydi.

Kirli işlerinden ve zulüm uygulamalarından dolayı önce burada bir hesap verseydi. Diğer zalim diktatörlere ders olacak bir sorgulamadan geçirilseydi. Yakalanması esnasında sergilenen tutum, aylardan beri ateş yağmuru altında direnen gençlerin onu ele geçirmeleri esnasında yaşadıkları heyecan ve şaşkınlık açısından belki normal sayılabilir ama yine de direnişe iyi bir imaj vermedi.

Üstelik yılların zulmünü sorgulamak ve kirli işlerin dosyalarını açmak için hesaba çekecekleri en önemli kişiyi uçurdular. O şimdi 42 yıllık zulmün bir kapalı kutusu olarak toprağın altına gömülecek. Sağ kalsaydı belki bu kutuyu açma ve içindeki bilgilerden yararlanma imkânı olacaktı.

Tunus diktatörü çok fazla zorlamayıp kaçmayı tercih etti. Böylece koltuğu bırakıp canını kurtardı. Mısır diktatörü kaçmayı onuruna yediremediğini ileri sürerek kalmayı tercih etti ve tutuklandı. Libya diktatörünün kaçtığına dair söylentiler çıkmıştı ama bunu ispat edecek hiçbir işaret yoktu. Anlaşıldığı kadarıyla o kaçmayı da teslim olmayı da kabul etmediği için sekiz aydan beri zorluyordu.

Adamlarıyla birlikte Sirte'de küçük bir mahalleye sıkıştırılmasına rağmen silahı bırakmadı ve elindeki son mermiye kadar bütün cephaneyi kullanma niyetinde olduğu intibaı vermeye çalıştı. Sonunda bir deliğe sıkıştırıldı ve yapılan açıklamaya göre burada onun adamlarıyla direnişçiler arasında vuku bulan çatışma esnasında çapraz ateşte kafasından yaralandı. Bunun üzerine deliğinden "Vurmayın! Vurmayın!" diye bağırdı.

Direnişçiler de onun sesini duyunca oldukça heyecanlandı, tekbirlerle üzerine yürüdü ve her taraftan sarmala aldılar. Biri sağından, biri solundan, biri bacağından biri kolundan çekerken adam zaten dünyada mı yoksa ahirette mi olduğunu şaşırmıştı.

Karşısındakilerin yıllardır kendilerine zulmettiği gençler olduğunu anlayınca henüz dünyayı terk etmediğinden emin olduysa da muhtemelen zilletin bu derecesine düştükten sonra kendisi için yerin altının üstünden daha iyi olacağını düşünerek ölümü temenni etmiştir. Belki de maruz kaldığı muamele sebebiyle zalimlikten mazlumluk mertebesine geçtiği için duası kabul olmuş ve aldığı yaralar sebebiyle kısa süre içinde ölmüş olabilir.

Tabii bunlar bizim tahminlerimiz. En doğrusunu ancak Allah bilir.

Keşke Libya diktatörünün içine düştüğü durumdan, bugün halkların özgürlük mücadeleleri karşısında dikta rejimlerini ayakta tutmak için zorlayan diktatörler de ders çıkarabilseler! Yemen diktatörü Ali Abdullah Salih'in şu an içinde bulunduğu durum, Kaddafi'nin Sirte'ye sıkıştırılmasından sonraki durumuna benziyor. Daha ne kadar direnecek bilmiyorum, ama onun yararına olan aynı zilleti yaşamadan direnişçilerle anlaşıp kenara çekilmektir.

Aynı husus Kaddafi'nin birkaç ay önce sergilediği tutumu sergilediğini gördüğümüz Suriye diktatörü için de geçerlidir. Suriye'deki Baas rejiminin İsrail karşıtı cephede yer aldığı iddiasından hareketle onun zulümlerine, katliamlarına göz yummaktan yana mesajlar verenlere de hayret ediyorum. Aynı kişilerin bu gerekçeyi, Suriye'deki Baas rejiminden daha sert bir tutumla İsrail karşıtı cephede yer alan ve hatta Suriye'deki diktatörün bir taş dahi atmadığı siyonist işgalcilere füze bile fırlatan Saddam için niçin kullanmadıklarını sormak gerekir?

Zalim her zaman zalimdir. Geçmişte Saddam'ın zalim kategorisine sokulduğu kadar bugün Beşşar Esed'in de zalim kategorisine sokulması ve onun gerçekleştirdiği katliamlara onurlu bir çıkışla karşı çıkılması gerekir. Bu zalim diktatör İsrail cephesinde olsa bile bulunduğu konum ona her gün onlarca insanı katletme hakkı tanımaz. Bu bir vahşettir ve vahşetten değil onurlu mücadeleden yana tavır sergilemek gerekir. Ayrıca zulüm rejimlerinin çökmesinden dolayı Filistin direnişinin kaybedeceği bir şey yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi