Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Allah (cc)’ın açıklanmış rızasını beyan eden hitap “OKU” diye başlar: Oku, seni yaratan Rabbinin adı ile oku!

Allah (cc) işi ehline vermemizi emreder. Sonuçta aklımız kadar iman edecek, aklımız kadar iş yapacağız. Dinimiz aklımızdan çok olamaz. Çünkü bilmediğimiz bir şeye iman edemeyiz.

Ayrıca, “Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmeyecek”tir..

Bir anlık tefekkürün, bin yıllık nafile ibadetten daha hayırlı olduğunu da biliyoruz..

Onun için Allah (cc) “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diye buyurur. Tek başına bilmek de yetmez.

Yine Kur’an, zamanının en aydın isimlerinden birine “Ebu Cehil” adını vermiştir.. Aynı kişi, zamanının siyasetinden, sanatından, ekonomisinden anlayan biri idi. Ama Kur’an-ı Kerim ona “Cehaletin babası” lakabını taktı. Çünkü o kişi “hakikatin bilgisi”nden yoksundu.. “Gerçeğin bilgisi”ni ise kendi heva ve hevesleri, ihtirasları için kullanıyordu.

Kur’an-ı Kerim bu anlamda bildikleri halde gereğini yapmayanlara “Kitap yüklü eşekler” der. Bildiklerinin aksini yapanlara ise “Bel’am” der ve onları lanetler..

Nasıl karnımızı doyurmak için vitamin, protein ve glikoza, havaya, suya ihtiyacımız varsa, aklımızı doyurmak için de kelimelere, kavramlara, terimlere ihtiyacımız var.. Okumamız-yazmamız gerekiyor. Bütün bunlar “düşünen bir insan” olmak için..

Sonuçta bilgi bizi özgür ve mutlu kılacak.. Çünkü, “cahillik küfre en yakın yoldur.”

Allah (cc), “Bilmediğin şeyin peşine düşme” der. İşi ehline vermemizi emreder. Bilenlere danışmamızı emreder. Onun için istişare farzdır..

Alimler, İslam geleneğinde “gökteki yıldız” gibi tanımlanır, ilmi ile amel eden bir alim için “veresetül enbiya”, yani “Nebilerin mirasçısı” denir.

“Alimin mürekkebinin şehidlerin kanı ile tartılacağı”, ya da “alimin uykusunun, cahilin nafile ibadetinden daha değerli olabileceği”, “bir anlık tefekkürün bin yıllık nafile ibadetten daha hayırlı olduğu” şeklindeki uyarılar İslam’ın ilme ve alime verdiği değerin bir ifadesi olarak büyük önem taşır.. Onun için günde en az bir gazete, haftada en az bir dergi ve ayda en az bir kitap okumamız gerekiyor..

Konfiçyüs “Rabbım şudur senden dileğim yaşadıkça / Kitap dolu bir evle, çiçek dolu bir bahçe” der..

İyi bir Müslüman olmak için önce temel kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okumamız gerekiyor. Tabii manasını da. O da yetmez, Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak için bir de usulü tefsir okumak gerek. Tabii Peygamberimizin Kur’an-ı Kerim’i nasıl yaşadığını anlamak için bir de Siyer okumamız gerekiyor.

Tabii Peygamberimizin ayetleri nasıl açıkladığını öğrenmek için hadis okumamız gerek. Hadisin doğrusunu yanlışından ayırt etmek için bir usulü hadis.

Yetmedi, bir Akaid okumamız gerek bu arada. Okuduklarınızı doğru anlamak ve anlatmak için Kelam okumanız gerek.. Bu arada bir de fıkıh kitabı ve tabii usulü fıkıh.

Sonra da, bir peygamberler tarihi, bir de İslam tarihi. Mezhepler, tarikatler ne zaman, nasıl ortaya çıktı. İslam devletleri nasıl kuruldu, yükseldi ve çöktüler..

Sonuçta tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. İbret dersidir. Bir milletin tecrübeler kitabıdır. Ortak hafızasıdır..

Kur’an-ı Kerim’in pratik hayatımızdaki karşılığını öğrenmek için, bilim, sanat, felsefe, ekonomi, siyaset, tarih ve benzeri kitapları okumamız gerek.

Esasen bütün kitap okumaları temel kitabımız Kur’an-ı Kerim’i daha iyi anlamak içindir..

Kafamızı doyurmak, karnımızı doyurmaktan önce gelir. Çünkü cahiller karınlarını doyurmaktan da acze düşebilirler.. Kalbimizin temizliği elbisemizin temizliğinden önce gelmelidir.

Okuma’yı okulla sınırlı görmemek gerek. Bu, bir ömür boyu sürmelidir. Evde, yolda, her zaman kitabımız başucumuzda olmalıdır ve düşündüklerimizi yazma alışkanlığı kazanmalıyız..

Kur’an-ı Kerim’deki bir sûrenin adının da “Kalem Sûresi” olduğunu unutmayalım.

Allah bizi tearüf edelim yani bilişelim diye yarattı. Hem kendimizi bileceğiz, hem karşımızdakini.. Bunun adı irfan’dır.. Nefsini bilen Rabbini de bilecektir sonunda.. O zaman sorunları doğru tanımlayabilecek ve çözüm de üretebileceğiz. Biz kendimizi değiştirince Allah’ın hükmü de bizim halimize uygun bir şekilde tecelli edecektir.

Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi