Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Zalim mazlumla yer değiştirdi!

Zalim mazlumla yer değiştirdi!

Siz hiç ABD’nin veya İngiltere’nin öldürdüğü bir teröristin “öldürülme anını” teşhir ettiklerini gördünüz mü? Baş düşmanları Üsame Bin Ladin’i linç ettikleri görüntüleri? Bir de örneğin Saddam Hüseyin’in heykeline terlikle saldıran halkın, günlerce kamuoyuna nasıl sunulduğunu düşünün?

Allah aşkına! Kaddafi’yi linç eden toplulukta bunun muhasebesini yapacak kadar olsun basiret yok mu? Görmüyorlar mı Batı toplumunda islamofobiyi kışkırttıklarını? “Bize başkaldıran her lideri böyle mahvederiz” diye yaşayan liderlere gözdağı verdiklerini?

İnanın bana, İsrail’in ve ABD’nin milyar dolarlar harcasa dahi başarmaya muvaffak olamayacağı kara propagandayı, Kaddafi’yi linç eden adamlar onlar adına başardılar!

İslamofobiyi nüksettirecek vahşet görüntülerini gözler önüne sererek, malum senaristler tarafından kurgulanan oyunda, düşüncesizce başrolü oynadılar!

Yargısız infazın sahneleniş biçimiyle İslam toplumunun imajına kara çaldıkları yetmezmiş gibi bir de cesedi teşhir ederek, işledikleri cürmü “sıvadılar!” Aman dileyen bir insanı linç ederek, ele âleme rüsva oldular.

Demek ki bunlar Kaddafi zulmü altında özlerinden uzaklaşarak gittikçe mekanikleşmişler. Yağmurda ıslansalar paslanacaklar artık! Başkaldırdıkları Kaddafi’yle aynılaşmışlar! İnsani ve İslami değerleri metalik kalıplarının altında ezilip çürümüş! Etrüsklerin savaşlarda kaybettikleri yakınları onuruna, “ölülerin kanına karşılık düşman kanı akıtma” geleneğini, bu çağda bir tür nekrofili şehvetiyle yeniden dirilten, zalimleşmiş adamlar!

Etrüskler, cenaze törenlerinde savaş esirlerini dövüştürmek suretiyle insanları hunharca öldürerek, ölülerinin ruhlarının rahatlayacağına, huzura kavuşacağına inanırlardı. Şimdikiler ise dirilerin intikam ateşini söndürsün diye insanları linç ediyor, cesedini soyuyor, insanlara teşhir ediyorlar.

Bir inanç kaybına, değerlerin mahvına ve imhasına neden oluyorlar. İslam’ın itibarına kara çalacak hal ve keyfiyette bulunarak, İslam düşmanlarının taşeronluğuna soyunuyor, İslamofobi ateşine odun taşıyor, alevi körüklüyorlar. Üstelik bunu yaparken bir zalimi nasıl mazlumlaştırdıklarının farkına bile varamıyorlar ne yazık ki!

Aslında şiddet eğilimi noktasında, öldürdükleri adamdan hiç de aşağı kalmadıklarını kanıtlıyorlar apaçık! Gücü elde ettikleri zaman, zalim bir diktatörden çok daha fazlasını yapabilecek vahşiliğe sahip olduklarını gösteriyorlar. Birileri de bunu görüntüleyerek “işte Müslümanlar” diye haykırıyor!

Kaddafi can verdikten sonra bu kez yüzüğünü çıkartıyorlar ceset soyguncuları! Kendi aralarında ne kadara satabileceklerini konuşuyorlar. Olanları tekrar tekrar izleyin! Kaddafi’ye yapılanlar “munus” törenlerindeki vahşetin aynı değil mi? Cinayeti işleyenlerin gladyatörlerden ne farkları var?

Çekilen tekbirler dışında tabii... İslâm’ın yasakladığı bir infaz biçimini meşrulaştırıyormuş gibi sürekli tekbir çekiyorlar! Vahşete uğramak, vahşete maruz bırakmanın mazereti sayılabilirmiş gibi sanki! Bizde de medya, Kaddafi ettiğini buldu diye yorumluyor bu cinayeti!

Farkı olmalı ama! Mutlaka farkı olmalı iyilerin kötülerden! Gücü ele geçirince zalimlerle aynılaşmamak zorundadır iyiler! Ömer Muhtar gibi, General Grasyani’lere örnek teşkil edecek insaniyete, ahlaka sahip olmalıdır! Ömer Muhtar’ın ruhaniyeti eminim torunlarının yaptıklarından utanç duyuyordur!

TERÖRİST CESETLERİ

Bu şekilde, yine öldürülen PKK’lı teröristlerin cesetlerinin teşhir edilmesine de aynı duyarlılığın gösterilmesi gerekir. Ölünün organlarına çeşitli şekilde zarar vermek suretiyle dirilere gözdağı vermek asla insani değildir.

Çocukları öldürüyor diye PKK sempatizanlarının çocuklarını gırtlaklamıyor, teröristler anne karnındaki bebeği katlediyor diye biz de bebek katili olmuyoruz değil mi? Bu tür gayrı insani misillemeleri “kötüler yapıyor ama” mottosuyla mazur göstermeye çalışmak, en az onlar kadar çamura bulanmaktan başka bir şey değildir!

PKK’NIN BEYNİNE SİS ÇÖKTÜ!

İdrak yolları iltihaplandı. Kafatası kusuyorlar dağlarda şimdi! Hayatlarının hatasını yaptılar köprüleri yıkarken. Suriyeli, K.Iraklı Kürtlerin taşeronluğunda ateşle oynayarak PKK’lı gençleri ateşe attılar! Belanın orta yerinde yapayalnız bıraktılar!

Gerçi bu sayede BDP’nin ne kadar bağımlı olduğu daha iyi anlaşıldı. Dişlileri arasında Kürtleri de çiğnemeye başladılar. Genç kızları, kadınları, çocukları...

Hiçbir BDP’li kadın vekil, PKK’nın dağlara sürükleyip ölümlerine neden olduğu çocuklar için çıt çıkarmadı. İçlerindeki kadın ruhuyla beraber, “ana”lık duygusunun da nasır tuttuğu böylece ortaya çıktı! İnsani duyguları kadar kadınsı şefkat duygularının da tükendiği...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi