Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Serdengeçti’yi geçtik

Serdengeçti’yi geçtik

“Milli muhalefet” ve “millet adına muhalefet” denilince akla ilk ve son gelen isim, merhum Osman Yüksel Serdengeçti’dir.

Ben de başta olmak üzere galiba bu yıl Osman Yüksel Serdengeçti’yi sevenler ya hatırlamadık ya da es geçtik.

Türk Edebiyatı Vakfı bir anma toplantısı yapmasaydı, yine hatırıma gelmeyecekti. Hatırlayamadığım için sadece kendimi kınıyorum.

Osman Yüksel Serdengeçti, yaşadığı yıllarda ülkenin kaymağını yiyen tüm siyasetçiler başta olmak üzere, devlet masasına oturup kalkmış ne kadar idareci varsa, millet adına onlara hesap sormuş, muhalefet etmiş çok haysiyet ve şeref yükü bir insandır.

¥

Cumhuriyet tarihi içerisinde bir Osman Yüksel daha gelmemiştir. Bu ifademi hamaset cümleleri olarak değerlendirenler çıkabilir.

Onlara tavsiyem, Osman ağabeyin önce hayat hikayesini, sonra da eserlerinden birisini okumalarıdır.

Bu arada Türk Edebiyatı Vakfı yönetcileri Servet Kabaklı ve Cemal Aydın’a Osman Yüksel ağabeye vefalarından dolayı teşekkür etmeliyim.

Kaybolmaya yüz tutmuş, belki çok dar bir çevrede bulunan Serdengeçti dergileri üzerine Ali Özcan tarafından hazırlanan; “Serdengeçti Dergisi ve Siyasetle İlişkisi” isimli bir kitabı da yine Türk Edebiyatı Vakfı basmış.

Ali Özcan, hazırladığı çalışma hakkında önceki gün vakıf merkezinde bir konuşma yaptı.

Yine Türk Edebiyatı Vakfı bir kadirşinaslık daha göstermiş ve Osman ağabeyin eserlerini iki ciltte toplamış.

¥

“Serdengeçti Dergisi ve Siyasetle İlişkisi” konulu konferansın açılışını Servet Kabaklı yaptı ve Osman Yüksel’den iki hatırayı nakletti.

Ömrü vefa etmeden önce ya da artık sona yaklaştığını hissettiği bir zaman içerisinde, Sofular Mahallesindeki bir apartmanın bodrum katında bulunan yarım dairesi varmış. Ahmet Kabaklı’nın haberi olmadan bu daireyi vakfa bağışlamak istemiş.

Son anda Rahmetli Kabaklı’nın haberi olmuş ve ısrarla kabul etmemesine rağmen, Osman ağabey galip çıkmış ve kitaplarıyla birlikte vakfa bağışlamış.

Vefanın ne anlama geldiğini ifade için bu hatırayı aktardım.

¥

İlk gençlik yıllarım, Osman ağabeyin Ankara’daki bürosu mu diyeceğiz, evi mi diyeceğiz, dükkanı mı diyeceğiz, kendi ifadesiyle “köşkü” mü diyeceğiz, beş kişinin bile hasır sandalyelerle rahatça oturamadığı küçücük “fikir ve çile hanesinin” olduğu sokaklarda geçti.

Babam rahmetli derdi ki;

“Bu adam İnönü’nün ve adamlarının zülmüne tek başına kafa tutardı. Demirel’in de burnundan fitil fitil getirmiş bir insandı.”

CHP zulmüne kafa tutan ve o zulme dur diyen bir ağaç yaprağı bile olsa, o yaprak benim için öyle kutsal, öyle kutsaldır ki, onu başımda taç olarak taşırım.

Hele bir de Osman ağabey gibi birisi, CHP zulmüne karşı ömrünü harcamış ki, Osman Yüksel benim için kıyamete kadar ve sonrasında da büyük bir kahramandır.

Allah ondan razı olsun, ruhu için el Fatiha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi