Cemal Nar

Cemal Nar

İnternet Ucuzlasın Artık

İnternet Ucuzlasın Artık

Sanırım Antalya’da yapılan beynelmilel bir toplantıdaydı. Başbakana “internetin bizde çok pahalı olduğu” söylendi. Rakamlara bakan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hak verdiğini ve ucuzlatmak için gerekenin yapılacağını söylediğini hatırlıyorum.

Ama aradan bunca yıl geçti. Biz hep bekledik, ama boşuna bekledik. Bir türlü ucuzlamadı şu meret.

Şimdi bazıları “varsın pahalı olsun da kimse kullanmasın, çok iyi bir şey mi ki?” diyebilir. Ona da verilecek cevabımız var, ama saygı duyarak bu bahse şimdi hiç girmeyeceğiz.

Halihazırda emlak vergilerinde olan yanlış aynen burada da yapılıyor. Hala emlaklar devlete piyasa fiyatından çok daha ucuz beyan ediliyor ve haliyle o oranda düşük vergi ödeniyor. Beyannamedeki rakama bakarsanız gülersiniz. Çünkü çok komik.

Bu komiklikler başka bir sürü komikliklere sebep oluyor. Nasıl mı?

Mesela muhalefet milletvekilleri zaman zaman ellerine geçirdikleri bu belgeleri meclis kürsüsünden okuyarak iktidar mensuplarının yalan beyanname vererek devleti kandırdıklarını ve vergi kaçırdıklarını söylüyorlar. Görünüşte haklılar. Bunun verdiği cesaretle “getir o fiyata ben alayım. Hatta fazlasıyla…” diyor.

Oysa aynı durum kendisi için de geçerli. Herkes için geçerli tabi ki. “Tencere dibin kara…” darbımeseli. Aldığı cevap da malum. Al sana bir sürü demogoji, kavga sebebi, zaman israfı, kırgınlıklar, dargınlıklar…

Bunun böyle olduğunun devlet bilmez mi?

Maliye bakanı bilmez mi?

Bilir elbette!

Neden gereği yapılmaz?

Çünkü milleti esir almak için yapılmaz. Devlet yeri gelince “maliyecileri sana gönderirim ha!” diye tehdidi basar. Zavallı esnaf ve iş adamı, zavallı halk sesini keser ve kıpırdayamaz olur. Evet, herkese önce suç işletilir, dosyaları tutulur, sonra da kıpırdarsa tehdit basılır.

Bu şantaj değil midir?
Şantaj suç değil midir?

Evet, suçtur. Ancak geri kalmış ülkelerde düzen önce eften püften işleri suç sayar, herkese bu suçu işletir, canı ne zaman kimi isterse dosyasını açarak istediğinin canına okur. Aynı suçu herkes de işlemiş, bilmiyor mu? Biliyor elbet. Kendisi de işlemiştir çünkü.

Bu, bakanların boş kağıt vermelerine benzer. Duyduğumuza göre her bakan Başbakana boş bir imzalı kağıt verirmiş. Başbakan dilediği zaman onun istifasını yazıp görevden alsın diye. Zamanı gelince “istifa etmiyorum” gibi bir sorun yaşanmasın diye.

Her neyse, bu internet çok pahalı. Bunun için internete girip şöyle bir ülkeler arası fiyat karşılaştırması yapmanız yeter. Bu yüzden esnaf veya apartmanlardan beş on kişi bir araya gelerek interneti müşterek kullanıyor ve böylece ucuza mal etmeye çalışıyorlar. Bu suç, ama herkes yapıyor. Devlet de bunu biliyor. Aynen yukarıda anlatıldığı gibi…

Oysa internet ucuz olsa, tıpkı emlak vergisinin makul seviyede olması gibi, kimse müşterek kullanmaya veya değerini az gösterir beyanname vermeye gerek duymaz ve gerçek fiyatından ücret ve vergisini verir. Böylece müşteri artar, sürümden kazanır. Sonuç değişmez, belki daha karlı olurlar.

Hiç unutmam, lisede okurken bir öğretmenimiz anlatmıştı. İstanbul Galata tarafında iki adam domates satarmış. Biri Müslüman, biri Yahudi. Müslüman aldığı fiyatın üstüne karını koyar satarmış. Yahudi aynı fiyattan satarmış, ama Müslümandan daha fazla kazanırmış.

Biz itiraz ettik, “Aldığı fiyattan satarsa nerden kazanacak ki?” diye. Öğretmenimiz güldü ve dedi ki:

“Çok sattığı domateslerin tahta kasalarından kazanırmış…”

Evet, internet pahalı. Ucuzlatın da herkes alsın, sürümden kazanın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi