Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Yatta doğum günü partisi... Ne olmuş yani?

Yatta doğum günü partisi... Ne olmuş yani?

“Magazin” haberleriyle “ilgilenmeyeli” epey zaman oldu... “Kim, kiminle, nerede, ne yapmış?” konularıyla artık ilgilenmiyorum... Çünkü, bu işleri yapanların amacı, “reklâm”larını yaptırmak!..

“Lehte” de yazsan, “aleyhte” de yazsan, nihayetinde “onların amaçlarına hizmet” ediyor, onların “gündemde kalmalarını” sağlamış oluyorsun!..

İşte bu yüzdendir ki;

“Sanat!.. Sanatçı!.. Magazin!” konularına epeydir girmiyorum.

Ama; “Yatta doğum günü partisi” konulu bir haber “internet siteleri”nde dolaşmaya ve üzerinde “yorumlar” yapılmaya başlayınca, hele de birçok okurum; “Bunu niye yazmıyorsun?” diye “eleştiri ve sitem” yağdırmaya başlayınca; “Hoop!.. Durun bi dakka” dedim...

“Ne olduğunu bilmediğim bir olay” konusunda nasıl yazabilirim ki?..

“Gir internet sitelerine, oku köşe yazılarını, öğrenirsin” dediler!..

BOĞAZ’DA KUTLAMA!

Girdim ve okudum.

Meğer, o haber şuymuş:

“Muhafazakar medya, Boğaz’da tekne turunda doğum günü kutlamasında bir araya geldi.

Teknedeki doğum günü kutlaması türbanlı yazar Elif Çakır’ındı... Davetliler arasında Star yazarları başköşedeydi.

Kimler vardı teknedeki kutlamada derseniz...

Öğrendiğimiz isimleri sayalım;

Star’ın Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, gazetenin ağır topu köşe yazarı Fehmi Koru, Hürriyet’ten Fatih Çekirge, televizyoncu Rıdvan Memi, Erhan Köknar, Nursel Tozkoparan, reklamcı Nail Keçili...

Kutlamaya sanatçı tayfası da dahil edilmişti. Teknedeki muhafazakar doğum günü kutlamasına davet edilen şanslı isimler Eda Karaytuğ ve Adnan Çoban oldu.

Konuklar arasında Star TV’de Mukabele programını sunan Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Şampiyonu Hafız Selman Okumuş da bulunuyordu.

Tesettürlü yazar için düzenlenen doğum gününün elbette hediyesi de boldu. Fatih Çekirge, doğum günü armağanı olarak Elif Çakır’a şiir okurken, Mustafa Karaalioğlu ve Fehmi Koru da birer Türk Sanat Müziği eseri seslendirdi.”

BUNLARI BİLMEYEN Mİ VAR?

2 Aralık tarihli internet sitelerinde çıkan bu haberi okuyunca; “Eee, ne olmuş yani?” dedim.

Öyle ya;

Tepeden tırnağa “tesettürlü” hanımlar yolda yürürlerken “sakız patlatıyorlar”, ya da “püfür püfür sigara tüttürüyorlar” veya “4x4 ciplere biniyorlar” da, “Yatta doğum günü partisi” yapmışlar, çok mu?..

Hem sonra;

Fehmi Koru’nun, öteden beri “fasıl”lar organize ettiğini, Mustafa Karaalioğlu’nun da “müzik eğitimi” alıp, “şarkı”lar söylediğini bilmeyen yok ki!..

Bu haberin neresi ilginç?..

Elif Çakır’ın “türbanlı” olması mı, doğum gününü “yat”ta kutlaması mı?..

Ne yani;

Selman Okumuş adlı imamın, “cami ortasında doğum günü kutladığı” bir ülkede, Elif Çakır adlı yazar “yatta doğum günü” kutlamış, çok mu?..

Baktım da, herkes diline dolamış bu meseleyi... “gazeteciler.com”dan Hadi Özışık’ından tutun da Adnan Berk Okan’a ve Yenişafak’tan Salih Tuna’ya kadar hemen herkes, “Elif Çakır’ın yatta doğum günü partisi”ni yazmış!..

Sormuşlar;

“O yat, kimin yatı?.. Birisi mi tahsis etti, yoksa kiralandı mı?”

Aslında, bunun hiç de önemi yok!..

Çünkü, o yatlarda, bugüne kadar niceleri “kutlama” yaptı da; “tahsis” edeni veya “parasını” soran oldu mu?..

Onlara sorulmuyorsa;

Bunlara da sorulmasın!..

NİYE LİBERAL YOK?

Benim asıl merak ettiğim şu:

Bu “haber” ve “yorum”ları yapanlar, acaba kime “çakmak” istiyor?..

“Türbanlı” olduğu halde “yatta doğum günü partisi” yapan Elif Çakır’a mı, yoksa parti esnasında “şarkı” söyleyen Fehmi Koru veya Mustafa Karaalioğlu’na mı?..

Bana öyle geliyor ki;

Bazı arkadaşlar, “darbesavar” olarak bilinen isimlerle “darbesever”lerin aynı ortamda buluşmalarına takmışlar kafayı!..

Selman Okumuş’un adını zikretmediklerine göre, onu da “parti sever” cenahında gördüler herhalde.

Ama, merak da etmişler;

“İslâmi örf, adet ve geleneklere yabancılaşmadan değiştiklerini” savunan bu arkadaşların “değişim”lerini saygıyla karşılayan “liberal yazarlar” niye yoktu bu “yaşgünü partisi”nde?!?..

ÇEKİRGE’NİN ORADA İŞİ NE?

Sonunda anladım ki;

Asıl hedefleri Fatih Çekirge...

O kutlamada “liberal yazarlar” yokken, Fatih Çekirge’nin işi ne?..

Mesela Ertuğrul Özkök gibi bir “trend” yazarının Çekirge’den neyi eksik?..

Kafaya takmışlar ya; “Fatih Çekirge’nin vukuatları”nı sıralamışlar tek tek;

¥ “28 Şubat Süreci”nde, “Adının açıklanmasını istemeyen bir üst düzey komutan” yalanının mucididir Fatih Çekirge!..

¥ Halk tarafından milletvekili seçilip Meclis’e giren ama o süreçte başındaki örtüyü de çıkarmayan Merve Kavakçı’ya “bu kadına haddini bildirin” diye haykıran Ecevit’e en büyük desteği verenlerden de biriydi aynı zamanda.

¥ Merve Kavakçı’nın milletvekilliğinin iptali için köşesinde “belge/makale” yayımlayan da yine Fatih Çekirge idi...

Ve tabiî ki;

Merve Kavakçı’nın milletvekilliği iptal edilince zil takıp oynayanların en önde gideni!..

Daha neler yazmışlar, neler?..

Hele Salih Tuna’nın yazdıkları!..

Fatih Çekirge’nin “lâf”a değil, “trend”e bakan bir insan evlâdı olduğundan tutun da, “apoletli medya”da görev yaparken, Ankara’dan geçtiği “dezenfarmosyon yüklü haberler”le, “demokrasinin canına okuduğuna” kadar, her şeyi yazmış.

Hem de, “delil”leriyle!..

¥ O kadar ki;

Sabah gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Ergun Babahan, “Askerlerin mesajları bize Sabah’ın Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge üzerinden geliyordu...” demişti.

¥ Cengiz Çandar daha ötesini söylemişti tabii:

“Çevik Bir ve Erol Özkasnak, Fatih Çekirge üzerinden birtakım bildirileri manşet haline getiriyordu...”

¥ Star gazetesini Yılmaz Özdil’le kotardığı dönemde “Ben askerlerle görüştüm, bu iş tamam Cem Bey” şeklinde Cem Uzan’ı gayrete getirişi bir şehir efsanesine dönüşmüştü.

“Efsane” veya “dedikodu” diyoruz diye maval okuduğumuz sanılmasın.

¥ Cem Uzan’ın “Allah kahretsin, darbeden vazgeçmişler!” diyerek kadehini kırdığını, Hasan Cemal kitabında yazmıştı.

Fatih Çekirge daha sonra, Cem Uzan’ın Star’ını yönetirken matine suare küfrettiği Doğan Medya’nın amiral gemisi Hürriyet’in internet sayfalarının başına getirildi.

¥ “Seksi fotoğrafları için tıklayınız” butonuyla Hürriyet’in “arka kapak güzeli” muhabbetini sanal aleme taşıma maharetini göstermekte gecikmedi.

¥ En son olarak da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Hanım’a sırf “başörtüsünden” dolayı “eğreti gelin” benzetmesi yaparak gündeme gelmişti.

NAİL KEÇİLİ’YE DE ÇAKMIŞLAR!

Gördünüz işte;

Bu “magazin” işleri, hep böyledir...

Bir yerde “eğlenmeye” ya da “yatta doğum günü kutlamaya” giderseniz, ıcığına-cıcığına kadar incelerler!..

Bu da yetmez, Fatih Çekirge’ye yaptıkları gibi, “eski defterleri” de karıştırıp, “vukuatları” yazarlar!..

Tabiî, sadece Fatih Çekirge ile yetinmemişler, Nail Keçili’yi de dolamışlar dillerine...

Meselâ, demişler ki;

¥ Muhteşem eğlence gecesinde Egebank’ın batırılmasında “emeği geçtiği” iddiasıyla tutuklanıp bir süre de cezaevinde yatan Nail Keçili bile varmış...

Kim bilir; belki de Tansu-Özer Çiller çiftini temsilen katılmış olabilir geceye... Malumunuz... İçinde bulunduğu ekonomik krizi, 3 Kasım 2002 seçimlerinde “DYP’nin reklâm organizasyonunu yüklenerek” aşmıştı ya!..

Hâsılı, ilginç bir “Yaş Günü” kutlaması olmuş...

¥ 28 Şubat’ta Refah Yol Hükümeti’ni yıkmak için darbecilerin medya ayağı olan Fatih Çekirge ile Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Şampiyonu Hafız Selman Okumuş omuz omuza!..

Helâl olsun be!..

“Değişim” mi dediniz?..

Aha işte değişim...

Hem de, yabancılaşarak değişim!..

Geçmişi kör kuyulara fırlatarak değişim!..

BELKİ, ÇEKİRGE DEĞİŞMİŞTİR!

Uzun lâfın kısası;

“İlginç bir kutlama” olmuş!..

Ama, ben inanıyorum ki;

Elif Çakır’ın başında “başörtüsü” olmasaydı... “Yattaki doğum günü partisi”ne Fatih Çekirge ile Nail Keçili katılmasaydı, bu kutlama bu kadar “gürültü-patırtı” çıkarmazdı!..

Onlar da katılınca, “28 Şubat Süreci”ne kadar götürmüşler meseleyi!..

Ama ben, yine de diyorum ki;

“N’oolmuş yani?”

Muhafazakârların “yabancılaşarak değiştiğini” yazıyorsunuz da, Fatih Çekirge’nin, bu tarafa zıplayıp değişmiş olabileceğini niye görmezden geliyorsunuz?.. Ne yani, o da değişmiş olamaz mı?..

İşte, tablo ortada:

“Darbesavar”larla “darbesever”ler bir araya gelmiş, “parti sever” olmuş!..

Gariplik, bunun neresinde?..

Ne yani;

“Yat”ta değil de, “Dimyat”ta mı kutlayacaklardı yaş gününü?..

Keşke hiç kutlamasalardı!..

Hiç olmazsa, dile düşmezlerdi!..

İşte, şimdi tartışıyorlar;

“Döneklik” mi makbul,

“Başkalaşmak” mı?..

Ben, ne diyeyim şimdi?..


Sivas’la da yüzleşemediler!

“CHP zihniyeti”nin “Dersim’le yüzleşmeye” yanaşmayacağını daha önce yazmıştım... Evet, yüzleşemezler!.. Zira, “yüzleşmek” için “yüz” gerek!.. Bunlarda da, o yüz yok!.. Çünkü, “katliamın faili” kendi partileri!..

Sadece Dersim’le değil, bunların “Sivas’la yüzleşmeleri”nin de mümkün olmadığı, dün çıktı ortaya... Aralarında “CHP milletvekilleri”nin de bulunduğu, Av. Şanal Saruhan’ın da “sözcülük” yaptığı bir grup, dün Ankara’da “açıklama” yapıp, “Madımak olaylarında ölen 35 kişinin faillerinin tam olarak bulunamadığını, dolayısıyla bu davada zamanaşımı olmaması gerektiğini” söylemişler.

Açıklamadan sonra, Ankara’daki “cesur” muhabirlerimizden Ertuğrul Cesur, sormuş Saruhan’a; “ ‘Sivas’ta 35 kişi öldü’ dediniz, oysa 37 kişi öldü... O iki kişinin katillerinin de bulunması gerekmez mi?”

Saruhan, “Tabii ki, o da devletin sorumluluğundadır” cevabını vermiş... Ertuğrul Cesur, tekrar sormuş: “Ölenler arasında Hollandalı bir kişi de vardı... Ama, bu kişi hiç gündeme gelmedi.. Bu kişinin ne işi vardı Sivas’ta?”

Vayy, sen misin bu soruyu soran?.. “CHP zihniyetli zorbalar”, hemen Ertuğrul Cesur’un üzerine yürüyüp, “linç” etmek istemişler!.. Öyle ya; bu soruya verilecek cevap, “Madımak’la yüzleşmek” olurdu... Ama onlar, Dersim gibi, Madımak’la da yüzleşmek istemiyorlar!..

Eğer “yüzleşme”ye yanaşsalardı, Ertuğrul Cesur’un “ezber bozan soruları”na cevap verirler, bir “eşkıya” gibi saldırmazlardı!.. Neyse ki; Ertuğrul Cesur’un imdadına “polis” yetişmiş de, “linç”ten kurtarmış!..

Ertuğrul’a “Geçmiş olsun” derken, bu zorbalığı da bir kenara not etmenizi istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi