Engin Ardıç

Engin Ardıç

Voltaire şaklabanları

Voltaire şaklabanları

İnsan dostlarından çok şey öğrenir ama düşmanlarından daha da çok şey öğrenebiliyor...
Hani Mareşal Montgomery, El Alamein muharebesinin önceki akşamı, ertesi gün dövüşeceği Mareşal Rommel'in "Tank Savaşı" kitabını okuyormuş ya... (Bizde olsa "yasak yayın" bulundurmaktan tıkarlardı içeri.)
Bize düşmanlık güden bir vatandaş da dün bize çok önemli bir şey öğretti, sağolsun.
Konu, Voltaire. Fransız düşünürü ve yazarı. (Kendisi aynı zamanda çorap fabrikatörüydü!)
Günümüzde okunan bir yazar değildir, Fransız okullarında "çocuklara eziyet olsun" diye zorla okutulur. (Bir o, bir de Jean- Jacques Rousseau denilen modası geçmiş sahtekâr... Bilmez miyim? Geçer not alana kadar anam ağlamıştı.)
Fakat Voltaire'in bir lafını mürekkep yalamış hemen herkes bilir:
"Düşüncelerinize karşıyım ama onları özgürce savunabilmeniz için canımı vermeye hazırım!" Montesquieu okuyan zengin kızları da herhalde biliyorlardır.
Üfff, işte liberal dediğin böyle olmalı...
Örneğin, "darbe isterim" diyen namussuzların kodese girmemeleri için biz ölmeliyiz... (Duydun mu Emre?)
Türkiye'de işin matrak yanını, bu ünlü sözü liberallerin değil, solcu geçinen faşistlerin ikide bir temcit pilavı gibi kaldırıp koymaları oluşturmuştur.
İkide bir bunu yazarlar, sonra dönüp her türlü melaneti yaparlar. İnanmayan Cumhuriyet gazetesi arşivlerini karıştırabilir.
Düşüncelerimi savunabilmem için ölmeye hazır olduğunu beyan edip sonra da beni işimden kovdurmaya çalışan bile vardır...
Şimdi şapa oturacaklar.
Çünkü efendim, Voltaire böyle bir laf etmemiş!
Vallahi bilmiyordum, dün öğrendim.
Bunu, 1935 yılında Evelyn Beatrice Hall adında bir hatun kişi uydurmuş. (Kendisi S.G.Tallentyre takma adıyla da yazarmış.)
Biz okumadık, okumayı da düşünmüyoruz (belki Arzuhan hanım kızımız okur), "Voltaire'in Hayatı", "Voltaire'in Dostları", "Voltaire'in Mektupları" gibi eserleri varmış.
Bu lafı, uzmanı olduğu "Voltaire'in düşünce tarzına bir örnek" diye uydurmuş. Bunu da açık seçik belirtmiş. Yani kadıncağızın kabahati yok aslında.
Kabahat, bu sözün üstüne sazan gibi atlayıp onu Voltaire'in kendisi söylemiş gibi pazarlayan şamşırıklarındır.
Bakalım şimdi ne yapacaklar?
Ne yapacaklar, hiçbir şey olmamış gibi yerli yersiz tekrarlamaya devam edecekler.
Hadi bakalım, görelim. Ben, sizin bürokrat kuyrukçuluğu, militarizm, darbecilik kokan yazılarınız için değil canımı, günahımı bile vermem. Siz benim CHP eleştirilerime katılmasanız bile onları yazabilmem için canınızı vermeye hazır mısınız yavrularım?
Evet mi? İyi. Verin öyleyse, belki memlekete bir faydanız dokunur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi