Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Şer sandığımız

Şer sandığımız

“Deme niçin şu şöyle/ yerincedir ol öyle/ bak sonunu seyreyle/ Mevlâ görelim neyler/ neylerse güzel eyler.”
Bu günler gelecekti, geldi. Ama elbette noktası konarak değil. Geleceğe taşınacak olanlar yeni biçimlere bürünecek, yeni hesaplar tutulacak. Yanlışı düzeltmek adına yeni yanlışlara sapılacak. Ya da yanlışlardan doğrulara varılacak. Herkes mizacına, meşrebine, aklına, bilgisine göre yorumlar yapacak, hükümler verecek. Ama Hakk katındaki hakikat değişmeyecek.
Her ne kadar yakışmadı deniyorsa da, bence Fransa kendine yakışanı yaptı. Tarih sahnesine çıkışlarına bakarsak zigzaglarını yadırgamamak gerek. Toplama milletlerin de tarihi bir yolculuğu var. Eninde sonunda hakikatle zıtlaşanı masalarına yatıracaklar, yatırıyorlar da. Ama bunu hakikat adına yapmıyorlar. Sosyal ve ekonomik hayattaki çıkmazlarının telaşıyla, dünyevi olana çare arıyorlar. Emperyal geçmişlerine ve anlayışlarına bağımlılıktan kurtulamadıklarından çözüm diye yine sırttan geçinme metodu uyguluyorlar.
Haksızlık, çok rahatsız edici ve yaralayıcı olduğu için ister istemez hemen savunma moduna giriyoruz. Ama bizler istediğimiz kadar şu şöyleydi, bu böyle değildi diyelim, taraflar aynı niyetle tarihin irdelenmesini, yani gerçek neyse onun ortaya çıkmasını istemiyorsa bunun adı oynamak olur. Herkes samimiyetle eteğindeki taşları dökse, çok büyük sıkıntılara meydan vermeden çözüme ulaşmak mümkün. Ama durum öyle değil. Türkiye’de Ermeni tezlerini savunan kaç kişi tehcir öncesi kıyımlara konuşmalarında ve yazılarında aynı ölçüde yer verdi? Pek çoğu yok saymayı tercih ettiler. Bahaneyle muhafazakâr bir gazetede içindeki kini boşaltanlara da şahit olduk.
Sarkozy’ye gelince, küçük insanlara has davranışlarla büyükleri oynuyor. Bütün faşistler gibi kalbi ve beyni postallı. Aslında onu bir yandan Avrupa tokatlıyor, diğer yandan Afrika. O da geleceğini ayak oyunlarıyla kurtarmaya harcıyor. Fakat bütün bunlar, bizden çok Fransa’nın ve Fransızların kaygısı olmalı.
Fransa’nın verdiği karar üzse de, kararın sonraki adımları endişelendirse de Allah’ın hesabına olan inancımla bunun bizim için hayra dönüşeceğini kuvvetle ümit ediyorum. Paris’te parlamento içerisinde oylama görüşmeleri yapılırken, dışarıda toplanan binlerce vatandaşımıza uzatılan mikrofonlara, artık meselelere hamasetle değil ölçülü biçili, uzak görüşlü bakabilen genç insanlar çok aklı başında değerlendirmeler yaptılar.
Artık Avrupa’yı içeriden tanıyan, yeni dünyanın dilini konuşabilen, kendi kültürüyle bağını koparmamış iyi yetişmiş gençlerimizin sayısı giderek artıyor. Hatırlayalım, ülkemizde yabancı dil bilenlerin çoğu Batının değerlerini sorgulamadan benimsemiş kolej mensuplarıydı. Ama şimdi kendi kimliğini muhafaza ederek batıyı tanıyan, medeniyetler arasında sağlıklı mukayeseler yapabilen, insanlığın hikâyesini bütün hâlinde anlamaya çalışan, sorular soran gençlerimiz yetişiyor. Bu gençler tarihe, milletlerden yana taraf tutarak değil, hakikatin izini sürerek bakacaklar ve öyle sorgulayacaklar. Bu gençler bir gün gördüğü zulme karşı yüreğinde kendilerine karşı kin tutmamış asil insanların hikâyelerini Ermenilere anlatacaklar. Bu gençler Ermenilerin acılarını da aynı hassasiyetle dile getirecekler. Çünkü bu gençler dünyaya kendi inanç temellerinin oluşturduğu ruhla bakacak. Atalarımız, “kul acele etmekle Allah acele etmez” dememişler boşuna. Hakikat kendi hükmünü yürütür. Kalbi hakikate açık olan için endişe hükümsüzdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu Arşivi