M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Allahın Rengi

Allahın Rengi

Çok renkli bir dünyada yaşıyoruz.

Hele hele ülkemizde bu renklilik daha fazla!

Aslında bu renk çeşitliliğinin fazlalığı bir zenginlik sayılıyor!

Sosyal, siyasal, sanat, kültür, edebiyat, bilim, düşünce vs. alanlarda bu doğru.

Ama itikadi alanda çok renklilik, tehlikeli ve tehditkârdır.

Pek çok kargaşa, ihtilaf, kavga ve sapmayı beraberinde getirip bünyesinde barındırır.

***

Bunu söylerken farklı din ve inanç gruplarını kastetmiyorum.

Ateizm dahil her türlü inancın ve inançsızlığın bir insan özgürlüğü olduğuna inanıyorum.

Bırakın insanları, dileyen inansın, dileyen inkar etsin!

Bunu söyleyen ben değil, inandığım şanı yüce Allah söylüyor zaten:

[De ki: ‘Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.](Kehf,29.)

Benim kastettiğim, aynı inancı paylaşan insanlardaki inanç renkliliği veya kirliliğidir.

Peki, inanç renksiz mi?

Elbette hayır, inancın da bir rengi vardır ve olmalıdır.

Üstelik inanca rengini, boyasını veren, bu inancın sahibi Cenab-ı Hakk’tır.

Bakara,138’de şöyle buyurulur:

[Allah'ın boyası (ile boyan). Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir? Biz ancak O'na kulluk ederiz.]

***

İtikat esaslarıyla, emir ve yasaklarıyla bu dinin rengi, yüce Allah'ın verdiği renktir.

Acaba bu dine, kim Allah Tealadan daha iyi bir renk verebilir?

Bu dine inanan Müslümanların hayatının her anında ve mekanında, Allah’ın rengi vardır ve olmalıdır.

Allahın rengi, İslamın rengidir.

Bir insan, artık ben Müslümanım dedikten sonra Allahın rengine boyanmayı kabul etmiştir.

Hayatında bu renge bürünecek, bu renkle görünecektir.

Bukalemun gibi her renge girip kendi asli rengini sildirmeyecektir.

Her renge uyum sağlayıp, her boyayı üzerinde bulunduran bir Müslüman, Allahın boyasını kaybeder.

Mümin olmak demek, İslamın rengi ile boyanmış olmak demektir.

Nasıl ki ışık, etraftaki renkleri ortaya çıkarıyorsa, İslamın nuru da inanç renklerini ortaya çıkarır.

Bu nura göre; kim mümin, kim kafir, kim müşrik, kim münafık anlaşılır.

Mümin, rengini Allahın Kelamı Kur’andan ve yaşayan Kur’an olan Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselamdan alır.

Bu rengin karşıtı ve alternatifi olan bütün renkler Küfrün rengidir. Dolayısıyla kafirin rengi de bellidir. Kafir olan Allahın boyasını bilerek reddeder, ya da bu renge karşı renk körlüğü vardır, bu yüzden İslamın nurunu göremez.

Münafık ise böyle değildir. Onun rengi belirsiz ve karışıktır. Renkten renge girer. Her boyaya boyanır. İtikatta çok renkli olmak da maalesef bu kapıyı açar.

***

Müslümanın hayatı, mutlaka Allah'ın boyası ile renklenmelidir.

Allahın boyası dışındaki bütün renkler; sahtedir, hilelidir, bozuktur, şeytanidir.

İslâm, Allah’ın inananlar üzerinde görmek istediği asil ve fıtri renktir.

O renk inananlarda var olduğu sürece, İslâm dini de hayatta var olur.

Dolayısıyla bir Müslüman, Allahın boyası ile boyandıktan sonra artık o renge sahip çıkmak, onu korumak, o renkle kendini tanıtıp yaşamak durumundadır.

İtikat ve ameli hayatımızda rengimizi nereden aldığımız, nasıl önemsiz olabilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi