Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İnsan önce kendini okumalıdır

İnsan önce kendini okumalıdır

İnsan olan insan, önce kendisini okumalıdır. Bir gün musalla taşına upuzun yatacağını hesap etmeli ve bir daha geri dönüşün olmayacağını bilerek, kendisini, sonra da başkasını okumalıdır.
Kendisini okuyabilen insanlar, başkalarını da okurlar ve içinde yaşadıkları toplumlarda; “huzur, güven ve barış” isterler. Sürekli kavga ve kargaşa isteyenler ise kendilerini okuyamayan zavallı kuru kalabalıklardır ki; böylelerin başları hiç selamet bulmadığı gibi başkalarına da huzur ve güvenli bir hayatı çok görüp yaşatmak istemezler.
Bir insanda; kendisi, ailesi, akrabaları, komşuları ve içinde yaşadığı halk adına ve diğer dünya milletleri adına, “insanca gayeyi hayalleri” olması, yaratılışının gereğidir. “İnsanca gayeyi hayalleri” olmayanlar, önce kendilerine karşı ihanet içerisindedirler, sonra bu ihanetleri bütün dünyayı sarar sarmalar ve savaşlara, kargaşalara, kaoslara sebep olurlar.
“Gayeyi hayali” olmayan insanlar; “bencil”, “hoşgörüsüz”, “sevgisiz”, “tembel”, “Sen getir ben yiyeyim”, “Benden başkası kazanmasın”, “Benim olanı kimse paylaşmasın”, “Ben gülerken başkaları ağlasın ve ağladıklarından zevk alayım” diye bütün duygu ve düşüncelerini, bencillik gemisine yüklemiş kişiliklere sahiptirler.
Böyle tipler, “ruhu yorgun düşmüş insanlardır.” Ruh ise insanı insan yapan, Yaratıcı gücün kendisinden üflediği en büyük özellik ve insanı insan yapan en büyük sermayedir ve asla ihanet edilmemesi gereken bir emanettir.
Dünyanın neresinde olursa olsun, ruhunu kirletmiş, ruhunun sahibine isyan etmiş bütün insanlar, bulundukları coğrafyalarda içinde yaşadığı topluma karşı birer tehlikedirler. Bu tehlikeyi savmak için ise “ruhu temiz” her kişi, ayrıntılarda boğuşmak yerine, birlik ve beraberlik sergilemek mecburiyetindedirler.
Bu mecburiyet, öncelikle onların “emanet” duygusunu harekete geçirmelidir. “Emanet” duygusunu harekete geçirmeyenler, kaosun birer maşası olmaktan öte gidemezler. Fitnenin ve fesadın en belirgin özelliği, kişileri bütünden yana değil, ayrıntıdan yana sevk etmek ve bizzat icraatın içine sokmaktır.
Maalesef bu asırda fitne ve fesadın kurbanlarıyız. Bunu aklıselim bütün insanlarımızın kabul etmesi lazımdır. “Öfke, kin ve nefreti” soframıza getirenler, hem gülüyor, hem de küfür ediyorlar. Öfke, kin ve nefret, “akıl ve vicdanı” safdışı bırakır. Akıl ve vicdanını safdışı bırakanlardan asla geleceğe dair doğru adım beklenemez.
Engellere takılmak ve engelleri aşamamak bir zayıflık emaresidir. Oysa insan, zayıf bir yaratık değildir. Müslümanların dini olan İslâm inancında; “büyük emaneti” yani “Din ve Kur’an emanetini” sadece insan yüklenmiştir. Dağlar, taşlar yüklenememiş ve altından kalkamamıştır.
Bu büyük emaneti yüklenen insan ise o emanetin sahibine inanarak, iman ederek, güvenerek ve yardım isteyerek, her türlü engeli aşmaya müsait güce sahiptir. Yine o büyük emanetin sahibi, insanoğluna ayrıca taşıyamayacağı yükü yüklemediğini de beyan buyurmaktadır. Demek ki; taşıyabileceğimiz yükü yüklenmişiz.
Hal böyle olunca, her türlü engeli aşacak güce sahip olduğumuz apaçık ortadadır. Mazeretlere sığınarak, geleceğimizi kimsenin çarçur etmesine müsaade etmemeliyiz. “Külli iradenin iradesi dışında” hangi güce dayanırsak dayanalım, o dayanak dünyalıktır ve bir gün yıkılacaktır. Şimdiye kadar ayakta kalanına hiç rastlanmamıştır.
“Duvarı nem, insanı gam yıkar” derler. Elbet insan duygusal bir varlıktır, üzülür de, sevinir de. Gam ömrü kısaltır, sevinç ömrü uzatır. Ayrılık dert, birlik zevk getirir. Etrafımızda olup bitenleri tahlil ederken, birlik ve beraberliğimizi bozmadan tahlil etmeliyiz ki; yarınlara emaneti doğru taşıyabilelim. Bunun yolu da insanı iyi okumaktan geçer.
Emanetin sahibine varmaya yüzümüz olsun. Rahat bir şekilde “İşte getirdik emanetini” diyebilelim. Canımız, ruhumuz, duygularımız, düşüncelerimiz velhasıl her şeyimiz, büyük emanetin bir parçasıdır. Ve bir gün bu parçalar, bütünde toplanacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi