Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Habervaktim ile Taraf’ın farkı

Habervaktim ile Taraf’ın farkı

Uludere’de ne oldu?
Herkesin cevabını aradığı soru bu.
Malum, son dönemde terör örgütüne darbe üstüne darbe indiriliyor.
Belki de PKK’ya karşı tarihimizin en başarılı operasyonları son dönemde gerçekleştiriliyor.
TSK, Jandarma, Emniyet…
Siyasi kararlılık sonucu uyum içinde birlikte hareket ediyorlar.
Bu da başarılı operasyonları beraberinde getiriyor.
Kavaklı Kampı, Kazan Vadisi gibi bölgelerin hiç kayıp vermeden bertaraf edilmesi örneğin.
Teröre vurulan her darbe Hükümet'in başarı hanesine yazılıyor.
Bu tablonun gerek sivil gerekse asker içinde yuvalanmış bir takım “derin çevreler”de rahatsızlık oluşturduğu su götürmez bir gerçek.
Yine…
Gerek medyada gerekse Hükümet içinde ve güvenlik güçleri ile istihbarat birimlerinde “operasyonlara tepkili” etkin isimler de yok değil.
“Açılım Grubu” olarak adlandırabileceğimiz bu çevreler devletin silah bırakarak, terör örgütü ile masaya oturmasından yana.

Uludere'deki olayla ilgili olarak ilk olarak akla bu ihtimal geliyor.
"Birileri terörle mücadele kararlılığını kırmaya; süreci tersine çevirmeye mi çalışıyor?"

Habervaktim.com olarak, olaydan bir gün sonra yayınladığımız haberde bu hususu irdeledik.

Konuyu getirmek istediğim nokta da burası. 

Sonra bakın ne oldu, Taraf ne yaptı?

Şimdi: 
TSK’nın açıklamasına göre, operasyon “çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat” üzerine gerçekleştirilmişti.
Buna kafa yorduk.

Kim olabilirdi bu “çeşitli kaynaklar?”

Edindiğimiz bilgileri de ekleyince, bu istihbaratın TSK dışından olduğu görüşü ağır basıyordu.

Sınır ötesinden gelen bir grupla ilgili istihbaratı verebilecek tek kurum Milli İstihbarat Teşkilatı olabilirdi.

Sağlam kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, “MİT içerisinde Emre Taner döneminden beri PKK'ya karşı operasyon ve silahlı mücadele yerine, pazarlık ve masada çözümü savunan bir grup yer alıyor”du.

Haberimizde, bu grubun, yanlış istihbaratla son dönemde başarılı operasyonlar yapan TSK ve özelde Hava Kuvvetleri'ni dramatik bir hataya zorlamış olabileceği ihtimali gündeme getiriliyordu.

“Bölücü örgüt içerisinde MİT'in kullandığı çok sayıda eleman bulunduğu ve bunlardan bir kısmının çift taraflı olarak PKK'ya da çalıştığı biliniyor”du.

“Süreci baltalamak için bu elemanlar üzerinden yanlış bilgi iletilmiş olabileceği” de ihtimaller arasındaydı.
Malum “PKK son dönemde operasyonları yavaşlatmak için çok sayıda asılsız ihbar ve yoğun istihbaratla bilgi kirliliği oluşturuyor”du.

Ayrıca, kaçakçıların içerisine de PKK'lıların sızdığı biliniyordu.

Haberimizde “Kaçakçılık, PKK'nın en önemli gelir kaynağı. Kaçakçılardan alınan vergiler karşılığında mühürlü kağıtlar veriliyor ve bir sonraki PKK kontrolünde kaçakçılar bu kağıtlar sayesinde sınırı geçebiliyorlar. Dolayısıyla kaçakçılar ve PKK'lılar pek çok noktada kesişme halinde.” deniliyordu.

Kaynaklarımız bir ilginç iddiayı daha gündeme getiriyordu:

“Genelkurmay’ın ‘içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu’ diyerek bahsettiği teröristin PKK'nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin olduğu” iddiası.

İçinde “örgüt ele başlarının bulunduğu” şeklindeki bir istihbarat TSK'yı çok hızlı harekete geçip karar vermeye zorlayan güçlü bir doneydi.

Operasyon sonrası, hem ulusal hem uluslararası medyada konunun aktarılış biçimi ve oluşan havanın, TSK'nın yeniden kabuğuna çekilmesi ekseninde ilerlemesi, tüm bu iddiaları güçlendiriyordu.

TARAF NE YAPTI?

Evet, haberimiz böyleydi.
Ertesi günü, çarpıtılmış bir hırsızlık olayı yaşandı.
Taraf ve bir muhabiri “kaynak MİT” diye yazdı.
Habervaktim’in hassas bir konu olduğu için ince eleyip sık dokuyarak sorguladığı ihtimaller, Taraf muhabiri tarafından çarpıtılarak ve kesinmiş gibi sunuldu:

“İstihbarat MİT ajanından geldi. Köylülerin öldüğü bombardımanın arkasında MİT’in istihbaratı var. PKK içinde bulunan bir MİT ajanı Fehman Hüseyin’in bulunduğu bir grubun sınırı geçtiğini bildiriyor. Genelkurmay Heronları bölgeye yönlendiriyor. Grubun sivil olduğundan şüphe ediliyor. Bunun üzerine MİT’le iki kez görüşülüp teyit ediliyor ve operasyon başlatılıyor.”

Görüldüğü gibi, Taraf’ın ünlü muhabiri, olayı ve ihtimalleri sorguladığımız haberimizden esinlenerek, böyle bir senaryo çizmişti.

MİT’i tümden hedef alan; terörle mücadelede sırt sırta vermesi gereken iki kurum arasına fitne sokacak bir senaryo.

Bizim de sorguladığımız üzere, kaynak gerçekten MİT’in içindeki bir grup olabilir.
İyi de, bu böyle mi aktarılır?
Taraf’ın pek çok haberinin bu şekilde olduğunu düşünüyorum.

Üç-beş yanlış insanın yanlışını tüm kuruma mal edip, o kurumun bütün olarak attığı olumlu adımları bir anda gölgeleyebiliyor.
Bu tavır düşmanca bir tavır.
Bu tavır haince bir tavır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi