Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Türkiye, Yunanistan, Mesut Yılmaz!

Türkiye, Yunanistan, Mesut Yılmaz!

“Bir söze 47 milyon euro..” Haber basında böyle yer aldı!
Bu dava açılırsa, bir adım sonrası ilginç bir hal alabilir..
Mesela, bu konu bugün artık tartışılmamış olsa da, Taksim’deki 1 Mayıs olayında tetikçilerin bazılarının Şah rejiminde görev yapan SAVAK ajanlarından olduğunu hatırlatalım.. Şahlık rejimi devrilince, o adamların bir kısmı Türkiye’ye geldi, buradan bölgeye dağıtıldı, kimi Avrupa’ya gitti, kimi Amerika’ya..
Artık İran’da bir rejim değişikliği oldu ve o gün görevde olan SAVAK ajanlarının da bugün artık emekli olmuş olması gerek. Türkiye’de derin devlet tartışmalarını Suriye, Bulgaristan ve Yunanistan’dan bağımsız düşünemezsiniz.. Bu işin bu yanı daha hiç konuşulmadı..
Mumcu Bulgaristan’da sakın bu işle ilgili bazı ipuçları yakalamış olmasın..
NATO ile bağlantısı yok mu sanki bu işlerin.. Sahi “Kısmetim-1” neyin nesi idi..
Ya hu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü yere, olaydan hemen sonra ilk gelen askeri helikopter nereden kalktı. Akdenizdeki NATO’ya bağlı bir Amerikan savaş gemisinden kalkmadı mı? Allah’tan o da aynı yere çakıldı..
Bu işleri herkes biliyor aslında.. Bu işler herkesin bildiği bir sır.. ABD bölgede bir operasyon yapıyorsa, Almanların bunu bilmemesi mümkün mü? Almanlar bu işin içinde ise Fransızlar, İngilizler, Ruslar bundan habersiz olur mu?
Mesut Yılmaz’ın boşboğazlığı, Türkiye’nin de Yılmaz’ın da başını ağrıtabilir..
Yunan belediyeleri, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın sarf ettiği iddia edilen “Orman misillemesi” sözlerini “delil” göstererek, Türkiye’den 47 milyon euro tazminat istemeye hazırlanıyormuş. Haber can sıkıcı gibi gelse de, ben bu işlerin ortaya çıkmasının faydalı olacağını düşünüyorum.. Türkiye’deki orman yangınlarında Yunan derin devletinin ve özel harbinin hiç mi rolü yoktu yani.. Balyoz’da Yunanistan’la “it dalaşı” senaryolarına baksanıza.. Bunlar toplumun dikkatini başka yöne çekmek için uydurulan bahaneler..
Yunan ve Bulgar özel harbi ile, bizim özel harpçiler kardeş..
Yılmaz, geçtiğimiz ay Birgün gazetesine verdiği demecinde, Susurluk raporuna ilişkin olarak, “Devlet sırrı dışındaki tüm bilgiler raporda var. Devlet sırrı olanlar Azerbaycan’da darbe girişimi, Yunanistan’a orman misillemesi gibi konular” ifadesini kullanmıştı. Yılmaz sonra sözlerini toparlamaya çalıştı ama, bana kalırsa bir yaraya tuz bastı.
Yunanistan Balyoz davası konusunda da sessiz kaldı.. Anlaşılan oralarda da birileri, bu işlerin tartışılmasını, bu konuların konuşulmasını isetmiyor.. Kirli çamaşırların ortaya dökülmesinden kaygı duyuyor olabilirler.. Keşke bir Yunan savcısı çıkıp, bu işlerin perde arkasını araştırsa..
Derin devlet yapılanmasının Almanya ayağı daha yeni yeni konuşuluyor..
ABD ve İsrail zaten baştan sona işin içinde.. Her iki ülke de süreci çok yakından izliyor olmalılar.. Olayın kontrolden çıkmasını, başka alanlara yayılmasını önlemeye çalışıyorlar sanki.. İşin bu boyutu deşifre edilmeden gerçeğin bütününü görmek çok mümkün değil..
12 Eylül de, 28 Şubat da bu işin içe dönük yanı ile ilgili. Bu işin dış uzantıları çok daha önemli bana kalırsa.. İçerideki bu adamları eğiten, yöneten, silahlandıran, parasını veren, süreci kontrol eden, hedefleri belirleyen bunlar..
Biz dikkatlerimizi fazlası ile içe çevirdik.. Elbette Evren de, Yılmaz da, Demirel de masum değil.. Ama asıl en tepedeki karar vericiler bunlar değil. Önümüze çıkartılanlar, Türkiye masası, ileri karakol komiserleri gibi admalar.. Yunanistan’daki ekonomik krizin de, siyasi krizin de arkasında Türkiye’deki gibi derin yapı var.. Yunanistan kendi derin devletini deşifre etmeden ve kendi içinde bu hesaplaşmayı yapmadan iki yakası bir araya gelmeyecektir..
Yunanistan Türkiye’den 47 milyon euro tazminat alacağını düşünüyorsa, kaç milyon euro tazminat ödemesi gerektiğini de hesap etmesi gerekir tabii..
Ve tabii, Yılmaz’ın Yunanistan’dan önce Türkiye’ye bu ve başka konulardan hesap vermesi gerekir. Yunan savcıların soruşturmasından önce Türk savcılar da bir soruşturma açarlar herhalde..
Türk-Yunan derin devletinin “it dalaşi”na kurban edilen ağaçların ve ormanda yaşayan canlıların suçu-günahı ne? Derin devlet sadece insana değil, tabiata da düşman! Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi