Geçen yıl, yılbaşından bir gün sonra dört yaşındaki yeğenim, "teyze ben artık noel babayı sevmiyorum, hani bana oyuncak getirecekti" diyerek duygularını ifade etti. O akşam onunla bir oyun kurmuş ve zihnini rahatsız eden bu görüntüden uzaklaşmaya çalışmıştık. Bu dönem pek çok çocuk buna benzer sorular sorarak zihinlerindeki noel baba figürünü anlamaya çalışıyorlar. Görüldüğü üzere, ekranlarda görülen, noel baba sevecen bir tarzda lanse edilerek çocukların ilgisini çekiyor. Ancak, insanlarla bir arada yaşamayan, onlara benzemeyen bu gizli adam çocukların zihninde çeşitli çelişkilere neden oluyor. Çocuk gerçek hayatla ekranlarda görülen arasında bir benzerlik bulamıyor. Tabi bir de, bize ait olmayan bu uyduruk ayakkabının bizim insanlarımıza giydirilmeye çalışılması ve çocuklarımızın küçük yaşlarda özendirilmesi gerçeği var...

Biz Müslüman bir toplumuz, doğal olarak da çocuklarımızı, Peygamberimizin ve onun sahabelerinin gerçek hayatlarıyla tanıştırmak ve kişiliklerini bu doğrultuda şekillendirmek isteriz. Buna rağmen, ekranlarda, sokaklarda ve evlerde bu kültür kırıntılarını cafcaflı hale getirerek çocuklarımızın ilgisini çekmeye çalışıyorlar. Bugünün insanı eğlenceyi her şeyin üstünde tutuyor. Bu gece, yarın gece ve ertesi gece eğlenecek ve zamanı acımasızca katledecekler. Bizler ise, aynı şekilde kendi değerlerimizi anlatacak, kendimize ait olana sahip çıkacak ve çocuklarımızı koruyacağız. Ama ne kadar? Evimizin önünden çamurlu bir su akıyor, eteğimizi topluyoruz ama bu yetmez, aynı zamanda bu çamuru yaşadığımız ortamdan uzaklaştırmak zorundayız da.
Özellikle 3-6 yaş, çocuğun kişiliğinin oluşmasında önemli bir süreçtir. Dolayısıyla bu süreçte bizler çocuklarımızı, kendi değer yargılarımızla besleyerek güçlendirebiliriz. Bunun için önce çocuğun zihnindeki çelişkiyi onarmamız ve onlara hayatın gerçeğini anlatmamız gerekir.