Hasan Aksay

Hasan Aksay

Siyaset ve tutukluluk süreci

Siyaset ve tutukluluk süreci

Batı’nın Sarkozy’leri, Silivri’de ki tutukluluk sürecini kaşımak istiyor. İlgi ve destek için sipariş mi aldılar? Sipariş olsa da olmasa da, bu iş Batı’daki derin Sarkozy yapılanmasının asli görevidir.

Ermeni soykırım projesi de Ermeniler’den ziyade derin bir Batı mühendisliğidir. PKK’nın beslenme ve korunmasında aynı durum yaşanmıyor mu? Başörtüsü zulmünün devamı için Fransız masonları toplanıp Türk biraderlerine, “Halkın %80’i istese de başörtüsüne izin vermeyin” talimatı niçindi?

Derin yapıların, İslam dünyasında tatbike koyduğu projeler o derece vahşet doğurdu ki, eşsiz bir ibret pazarı doğdu, Dünya’da aldanacak kimse kalmadı. Tetikçileri dahi ya görevinden nefret eder hale geldi veya binlerce mil uzaklardan gelip şehit ettiği vatan evlatlarının cesedine işkence yapan insanlık dışı, hayvandan aşağı bir hale geldiler. Derin yapıların hukuk tanımazlığı, insani yüceliğe arız olan, vicdan ölümü doğuran bir veba mikrobu gibi dünyaya yayıldı.

Sayın Merve Kavakçı’nın değil tutukluluk hali, hiçbir suç isnadı bulunmadığı halde, Meclis sıralarında milletvekili olarak oturan Kavakçı’ya, “Bu kadına haddini bildirin!” diye yüce TBMM içinde linç girişimine kalkışarak yemin ettirmeyen ve susan dünya, şimdi hep birden, “Tutukluluk süreci uzun” diye yargıya linç istiyor.

Guantanamo, Ebu Gureyb ve dünyaya yayılmış CİA işkence merkezlerinde on binlerce Müslüman için iddianame dahi tanzim edilmediği halde bu derin Batı’dan yıllardır tek itiraz gelmezken, adaletin işlemesine dayanılmıyor.

Başörtüsü zulmünü devam ettirmek için, “milleti de demokrasiyi de tanımayın” diyenler, bir kere olsun adaletten ve haktan yana da tavır koysalar ya.

Evet herkesin dileği tutukluluk süresinin uzamamasıdır. Ama bu süre, adalet kurumu kararları içinde bir bütündür. Olaya ve duruma göre hakim takdiri mutlak zarurettir.

Kanunla olmaz. Kanun, yargıcın tutuklama süreci yetkisini kaldırırsa, yargılama yetkilerini artırma zarureti doğar ki yanlış olur, öyleki:

Yargılama usulü medya destekli güçlüye, AİHM güvencesiyle, “savunma diye” günlerce nutuk çekme imkanı veriyor. Hakim defalarca reddediliyor. Tutukluyken bunlar oluyor. Tutuksuz olursa bazı güçlülerin davası hiç bitmez.

Özellikle darbe gibi büyük ve derin organizasyona dayalı, birçok güçlünün çıkar ve istikbal olarak gördüğü, brifinglerini ayakta alkışladığı, yakınlık kazanmak için aradığı, bulduğu-bulaştığı kimselerin davası nasıl biter?

Siyaset, değişen dünyada geri kalmamayı, değişip gelişmeyi gerektirdiği gibi, değişmez değerleri de kaybetmemeyi zaruri kılar. Adalet, insani yüceliği sağlayan, iman, ahlak, erdem, haya gibi değişmez değerlerdendir. Materyalist düşünce, çıkar dışında değer ölçüsü bulamaz. Değişmez değeri yoktur.

Çünkü çıkarlarına göre değişir. AİHM, Cumartesi günü imtihana girmeyen Yahudi öğrenci için üniversitenin özel imtihan heyeti kurarak sene kaybetmemesine karar veriyor, başörtüsü nedeniyle okullarından atılan binlerce Müslüman kız öğrenci için hak tanımıyor.

Batı’nın insan hakkı mahkemesi bu, kendilerine okumak temel hak, Müslüman’a yok. Değişmez, “Hak” ve “Batıl” kavramları yok zihinlerinde.

Onun içindir ki Batı demokrasileri adalet konuşup, zulüm batağında boğuluyor.

Batı’nın zirve gücü Amerika Başkanı Bush, “Benden değilsen düşmanımsın” diyecek kadar özgürlükle zıtlaşmadı mı! Sarkozy, Fransız parlamentosuna emirle tarih yazdırmakla ne yapıyor?

Ahlakın temeli dindir. Din özgürlüğünü sözde taahhüt eden Avrupa Birliği, dinin en çirkin gördüğü cinsel sapıklıklardan, toplumun erdem ve haya değerlerine kadar tüm insani yücelikleri “Birey özgürlüğü” bahanesiyle, birliğin bütün devletlerince kabul edilmesini şart haline getirmekle başta vaat ettiği din özgürlüğünü kökünden imha etmiyor mu?

Atasözü, “İyiyi yaşamak için bin gün çalışmak az, kötü için bir saat fazla” diyor. Bir veremli yüz kişiyi hastalandırıyor. Bir ruh sapığı, toplumda veba gibi salgın doğuruyor. Batı birey özgürlüğü diye toplumu çökertiyor. Çöken Batı yolunu, özgürlük yolu zannıyla tabulaştırmak, benzer tezatlar içinde bocalamaktan başka netice vermez. İnsanlık için, ahlaki temeller üzerinde yeni bir dünya gerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi